(ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Silivri’de yapılacak olan Avrupa’nın en büyük duruşma salonunu eleştirirken, haksız tutuklamaları gündeme getirdi ve adaletsizliğe tepki gösterdi. Tanrıkulu, “Bu salonun 3 ila 4 ay içinde tamamlanması planlanıyor ve ihaleyi TOKİ yapacakmış. İşte tam da bu nedenle tensip bir ay geciktirildi ve 105 tutuklu, gözaltına alınmalarından neredeyse bir yıl sonra ancak 9 Mart’ta hâkim karşısına çıkabilecek. Peki tensiple birlikte bir tahliye kararı çıktı mı? Hayır. Aralarında haklarında isnat edilen suç sabit olsa bile en fazla 2–3 yıl ceza istemiyle yargılanan dostlarımız var. Buna rağmen tek bir kişi için bile tahliye kararı verilmedi. Neden? Çünkü ‘iddianamemiz sağlam, mahkeme de sağlam buldu ki tahliye etmedi.’ algısını yaratmak istiyorlar. Oysa gerçek böyle değil. ” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’ndan, Silivri’de yapılacak olan Avrupa’nın en büyük duruşma salonuna tepki geldi. Tanrıkulu yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“İBB iddianamesinde bugün mahkeme tensip işlemini yaptı. Tensip, yani duruşma hazırlığı; mahkeme duruşma gününü belirledi ve duruşmayı 9 Mart’a erteledi. Bu dosyada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, İBB bürokratları ve partililerimiz de dahil olmak üzere 402 yurttaşımız yargılanıyor. Aynı zamanda bu kişilerden 105’i tutuklu.
“Avrupa’nın en büyük duruşma salonu yapılacakmış”
Duruşmanın günü 9 Mart olarak açıklandı. Yargılama 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılacak ve Silivri’de görülmesine karar verildi. Oysa iddianame bir ay önce kabul edilmişti; ancak mahkeme bu süre boyunca tensip yapmadı. Peki neden? Bir duruşma hazırlığı bir ay sürer mi? Hayır. Şimdi öğreniyoruz ki Silivri’de, yeni cezaevi yerleşkesinin içinde Avrupa’nın en büyük duruşma salonu yapılacakmış. Böyle büyük duruşma salonları en son darbe dönemlerinde görülmüştü. Mevcut salonlar zaten yeterli; fakat belli ki ‘bakın nasıl büyük bir dosyayla karşı karşıyayız.’ diyebilmek için devasa bir salon hazırlanıyor.
“40. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni bir heyet atandığını da biliyoruz”
Yine basından öğreniyoruz: Bu salonun 3 ila 4 ay içinde tamamlanması planlanıyor ve ihaleyi TOKİ yapacakmış. İşte tam da bu nedenle tensip bir ay geciktirildi ve 105 tutuklu, gözaltına alınmalarından neredeyse bir yıl sonra ancak 9 Mart’ta hâkim karşısına çıkabilecek. Peki tensiple birlikte bir tahliye kararı çıktı mı? Hayır. Aralarında haklarında isnat edilen suç sabit olsa bile en fazla 2–3 yıl ceza istemiyle yargılanan dostlarımız var. Buna rağmen tek bir kişi için bile tahliye kararı verilmedi. Neden? Çünkü ‘iddianamemiz sağlam, mahkeme de sağlam buldu ki tahliye etmedi.’ algısını yaratmak istiyorlar. Oysa gerçek böyle değil. Üstelik 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni bir heyet atandığını da biliyoruz; bu da adil yargılama ilkelerine aykırılık oluşturuyor.
“Yaşanan tüm hukuksuzlukları her ortamda ifşa etmeye devam edeceğiz”
Bir avukat ve insan hakları hukukçusu olarak açıkça söylüyorum: Bu yargılama adil değildir. Savunma hakkı yok sayılmıştır. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir. Sürecin tamamı en başından itibaren hatalı kurgulanmıştır. Yasaya aykırı yöntemlerle ve yasak delillerle hazırlanmış bir iddianame söz konusudur. Biz bu sürecin tamamını takip edeceğiz ve yaşanan tüm hukuksuzlukları her gün, her ortamda ifşa etmeye devam edeceğiz.”

