Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Samsun Tabip Odası’nın ev sahipliğindeki panelde madencilik ve sağlık sistemi tartışıldı

Samsun Tabip Odası’nın düzenlediği panelde, TTB Merkez Konseyi üyeleri ve siyasetçiler Eti Bakır yeni dolgu sahasının çevre ve sağlık üzerindeki etkilerini tartıştı.

Samsun Tabip Odası’nın düzenlediği panelde, TTB Merkez Konseyi üyeleri ve

(SAMSUN) – Samsun Tabip Odası’nın düzenlediği panelde, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyeleri ve siyasetçiler Eti Bakır yeni dolgu sahasının çevre ve sağlık üzerindeki etkilerini tartıştı.

Samsun Tabip Odası tarafından düzenlenen ve Karadeniz Bölgesi tabip odaları ile TTB Merkez Konseyi üyelerinin katıldığı panelde, TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa “Eti Bakır yeni dolgu sahası ve sağlığa etkileri”, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ise “Başka bir sağlık sistemi mümkün” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

Panele TTB Merkez Konseyi’nden Dr. Mualla Pınar Saip, Dr. Nilüfer Ustael, Dr. Murat Erkan, Dr. Güzide Elitez ve Dr. Hilmi Önder Okay da katıldı.

Panel öncesinde, EMO Samsun Şube Başkanı ve SAMÇEP Sözcüsü Adnan Korkmaz, CHP’nin Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cevat Öncü, Samsun Mimarlar Odası önceki dönem başkanlarından İshak Memişoğlu ve Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi CHP’li Grup Başkanvekili Atila Tekcan da konuşma yaptı.

Samsun Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Canan Seren’in konuşmasının ardından ilk sunumu TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Karababa yaptı.

“Buradaki yaşam bundan etkilenmeyecektir demek mümkün değil”

Karababa, Türkiye’nin 29 ilin ortalama arazilerinin yüzde 67’sinin madencilik faaliyetlerine tahsis edildiğini, Gümüşhane’de bu oranın yüzde 92’ye çıktığını bildirdi.

Atık barajlarında siyanürlü bileşikler ve toksik kimyasallar bulunduğunu ve bunların çevreye ciddi zarar verdiğini aktaran Karababa, Uşak Eşme Kışladağ’da açılan madende işletme sonunda 1 kilometre çapında, 400 metre derinliğinde bir çukur öngörüldüğünü, çukurun şu anda 800 metre derinliğe ulaştığını belirtti.

Dolgu alanlarının 177 bin 641 metrekareyi kapsadığını, yaklaşık 900 bin metreküp dolgu yapılacağını, bunun 2 milyon 700 bin ton kaya ve toprak ve 135 bin kamyon seferine karşılık geldiğini anlatan Karababa, “Buradaki yaşam bundan etkilenmeyecektir demek mümkün değildir.” dedi.

“Sadece bu tesise özel bir kanun çıkaracağız’ yaklaşımı tehlikeli”

CHP Samsun Milletvekili Murat Çan da Şubat 2024’te dolgu alanlarındaki sülfürik asit ve fosforik asit gibi depo amaçlı kullanıma müdahale etmeye çalıştıklarını belirtti. Firma genel müdürüyle görüşmek istediklerini, Samsun’un istihdamına katkıları için teşekkür ettiğini ancak ekoloji ve halk sağlığına zarar verme potansiyelini dile getirdiğini bildiren Çan, dolgu sahasına zehirli atıkların depolanmasının gözle görülür bir gerçek olduğunu belirtti.

Çan, deprem, sızıntı ve imalat kalitesine bağlı risklere dikkati çekerek, “sahada itirazlar olduğunu ancak kurumsal bir organize yapının henüz oluşmadığını ifade etti. “Sadece bu tesise özel bir kanun çıkaracağız” yaklaşımının tehlikeli olduğunu söyleyen Çan, “yüzlerce kez değişmiş, tanınmaz hale gelmiş” kanunların topluma maliyetinin ağır olduğunu söyledi.

“Hastalık odaklı sistem yerine koruyucu sağlık hizmetleri önceleyen sistem güçlendirilmeli”

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ise “Başka bir sağlık sistemi mümkün ve hep birlikte mümkün” sözleriyle sunumuna başladı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 1948 tanımıyla “sağlığın yalnızca hastalık olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam iyilik hali olduğunu” vurgulayan Azap, çevre kirliliği, temiz su, gıda, barınma, eğitim ve iş ortamının sağlık üzerindeki doğrudan etkisine işaret ett.

Azap, hastalık odaklı sistem yerine koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen birinci basamak sağlık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini anlattı. Aile hekimi başına düşen nüfusun azaltılmasının önemine değinen Azap, yaşam, çalışma, üretim ve eğitim alanlarının bütüncül bir sağlık yaklaşımına entegre edilmesi gerektiğini ifade etti. Azap, Türkiye’nin sağlık harcamalarının düşük olduğunu da sözlerine ekledi.

Panel, Samsun’daki çevre, sağlık ve madencilik faaliyetlerinin yarattığı tehlikelerin bilimsel ve siyasal çerçevede ele alındığı değerlendirmelerin ardından sona erdi.