Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yıldız: “Yargıdaki dosya yükü, mahkemelerin işleyişine indirgenemeyecek kadar geniş bir sorun”

(ANKARA) – Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız, Adalet Bakanlığı verilerine göre, soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplam 24 milyon 446 bin 732 icra dosyasının işlem beklediğini belirterek, “Yargıdaki dosya yükü, yalnızca mahkemelerin işleyişine indirgenemeyecek kadar geniş bir sorun” dedi.

Saadet Partisi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız, 1 Eylül Pazartesi günü başlayacak yeni adli yıl öncesinde düzenlediği basın toplantısında, Adalet Bakanlığı’nın yargıdaki iş yüküne ilişkin verilerini paylaştı.

Bakanlık verilerine göre, ceza mahkemelerine günlük gelen dosya sayısının 5 bin 627, çıkan dosyanın ise 3 bin 11 olduğunu, 2025 yılı itibarıyla toplam gelen dosya sayısının 3 milyon 81 bin 334, henüz karar verilmemiş dosya sayısının ise 2 milyon 304 bin 903’e çıktığını bildiren Yıldız, hukuk mahkemelerinde de durumun iç açıcı olmadığını, günlük gelen dosya sayısının 6 bin 119, çıkan karar sayısının ise 2 bin 893 olduğunu ifade etti.

İbrahim Yıldız, icra ve iflas dosyalarında ise tablonun daha da çarpıcı olduğunu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplam 24 milyon 446 bin 732 icra dosyasının işlem beklediğini aktardı. Yıldız, “İşlerin ters gittiğinin farkına varılmalı. Sonuçlarla uğraşmak yerine sebepler üzerinde durulmalı” şeklinde konuştu.

“Adalet saraylarının binaları yüksek ve hacimli olsa da dosyalar arşivlere sığmamakta”

Bu sayılara, arabuluculuk, uzlaşma dosyaları ile Yargıtay, Danıştay, bölge adliye mahkemeleri ve bölge idare mahkemelerindeki dosyaların dahil olmadığına işaret eden Yıldız, şunları kaydetti:

“Bunları bir araya getirdiğinizde, maalesef adalet saraylarının binaları yüksek ve hacimli olsa da dosyalar arşivlere sığmamakta, bu kadar personel alımına rağmen dosya yükü bir türlü eritilememekte, adalet sarayları, adalet dağıtmak yerine adaletin yükü altında ezilmektedir. Bunca yapılan yasal düzenlemeye, yapılan çalışmalara rağmen eğer dosya yükü azalmıyor ve yargı unsurları bu dosya yükü altında eziliyorsa, bu işte ters giden bir takım mekanizmaların olduğu hakikatine, herkesin gözlerini açarak farkına varması gerekiyor. Yargıdaki dosya yükü, yalnızca mahkemelerin işleyişine indirgenemeyecek kadar geniş bir sorun. Ekonomik, sosyal, siyasi, ailevi, dış politik ve diğer sebepler masaya yatırılmadan, ihtilafların kaynağına inilmeden, bu dosya yükünün altından kalkmak mümkün değil.”