(ANKARA) – Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’na bağlı öğretmenler aralarında taban maaş düzenlemesi ve “eğitim ve güzel sanatlar iş kolu”nun kurulmasının da olduğu talepleri için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlatacak. Sendikanın MYK Üyesi Mahmut Yıldırım, belirli süreli iş sözleşmelerinin kaldırılmasını ve “eğitim” iş kolunun kurulmasını istediklerini belirterek, “Çünkü sendikal baraja takılıyoruz. Toplu iş sözleşmesi ve grev hakkından bu sebeple, bu kanun, bu yasak ve sınırlama sebebiyle uzak kalmış oluyoruz. O yüzden biz eğitim ve güzel sanatlar iş kolu kurulmasını ve herkesin kendi meslek alanında örgütlenmesini, çalışma yapmasını istiyoruz” dedi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’na bağlı öğretmenler, 25 Haziran’da sendikanın Kadıköy’deki genel merkezinden Ankara’ya yürüyüş başlatacak. Geçen yaz TBMM’nin yanında bulunan Meclis Parkı’nda eylem yapan ve 52 gün boyunca nöbet tutan öğretmenler, taban maaşın yasal güvence altına alınmasını, belirsiz süreli sözleşmelerin kaldırılmasını, eğitim ve güzel sanatlar iş kolunun kurulmasını ve özlük haklarında kamudaki meslektaşlarıyla eşitlik talep edecek.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası MYK Üyesi Mahmut Yıldırım, ANKA Haber Ajansı’na yürüyüş kararını değerlendirdi.
“Öğretmenler patronun iki dudağı arasında ve genellikle asgari ücret koşullarında çalışıyorlar”
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın kurulmasının ardından özellikle taban maaş talebi konusunda talepleri öne çıkardıklarını söyleyen Yıldırım, “Öğretmenler patronun iki dudağı arasında ve genellikle asgari ücret koşullarında çalışıyorlar. Dört yıldır sendikanın kurulmasından bu yana çeşitli eylemlerle, okullardaki alkış eylemleriyle, siyah giyme eylemleriyle, dershanelerde, kreşlerde, rehabilitasyon merkezlerinde ve vakıf üniversitelerinde taleplerimizi duyurduk” dedi.
“Sözleri tutmayan bir Milli Eğitim Bakanıyla karşı karşıyayız”
Yıldırım, geçen yılki eylemler sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmeler yürütüklerini, talepler konusunda düzenleme yapılacağının, yasa çıkarılacağının kendilerine söylendiğini anlatarak, “Gelinen süreçte Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in sözünde durmadığını görüyoruz” ifadesini kullandı.
Taleplerini TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na ilettiklerini, Komisyon Başkanı Mahmut Özer, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve bakan yardımcılarının “sorunun çözülmesine dair açıklamaları olduğunu” ifade eden Yıldırım, “Taleplerimizin karşılanacağı, bu sorunların farkında olduklarını söylemişlerdi. Ama maalesef bizler bekledik ve bir sürü üyemize bunu duyurduk. Üyelerimiz bunun heyecanını yaşadılar ama burada sözleri tutmayan bir Milli Eğitim Bakanıyla karşı karşıyayız” dedi.
“Tek mutlu olanlar patronlar”
Eğitim alanında yaşanan bir sorunun toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir probleme dönüştüğünü, sorunlar karşısında öğrencilerin, ailelerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğunu söyleyen Yıldırım, “Burada bir tek mutlu olan sanırım patronlar. Dolayısıyla biz dört talebimizle 25 Haziran’da İstanbul’dan Ankara’ya bir yürüyüş başlatıyoruz” diye konuştu.
Taleplerinden ilkinin taban maaş olduğunu ve özel sektörde öğretmenlerin belirli süreli iş sözleşmesi ile bir yıllık sözleşmeler ile çalıştırıldığını söyleyen Yıldırım, kimi sözleşmelerin usulsüz şekilde 9-10 aylık sözleşmelere dönüştürüldüğünü anlattı. Yıldırım, “Belirli süreli iş sözleşmelerinin, yani mevsimlik sözleşmelerin kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“Eğitim ve güzel sanatlar iş kolu kurulsun”
“Eğitim ve güzel sanatlar iş kolunun” da kurulması çağrısında bulunan Yıldırım, bağlı oldukları “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” iş kolunda 4 milyondan fazla işçinin bulunduğunu hatırlattı. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu torba bir iş kolu olduğu için bunun içerisinde 400 bin eğitim emekçisi var. Sendikamız da bu 400 bin eğitim emekçisini örgütlemek üzere, onların haklarını korumak, savunmak üzere kuruldu. Biz diyoruz ki bu 10’nolu birbiriyle alakalı olmayan mesleklerin olduğu iş kolu dağıtılsın. Bunun yerine, kamudaki gibi orada çalışan meslektaşlarımız gibi bir eğitim iş kolu kurulsun. Bu neden önemli? Çünkü bir sendikal baraja takılıyoruz. Toplu iş sözleşmesi ve grev hakkından bu sebeple, bu kanun, bu yasak ve sınırlama sebebiyle uzak kalmış oluyoruz. O yüzden biz eğitim ve güzel sanatlar iş kolu kurulmasını ve herkesin kendi meslek alanında örgütlenmeye, çalışma yapmasını istiyoruz. Bu, diğer sendikaların da önünü açabilecek bir şey.”
“Özlük haklarımız patronların keyfi bir uygulaması ile karşı karşıya”
Özlük haklarında da kamudaki öğretmenler ile eşitlenmek istediklerini belirten Yıldırım, “Çünkü kamudaki meslektaşlarımızın tatil hakkı ile bizim tatil hakkımız aynı olmayabiliyor. Bir yasa ile korunmadığı için özlük haklarımız patronların keyfi bir uygulaması ile karşı karşıya” dedi.
Özel sektörde çalışan öğretmenlerin yaz tatilleri ve sömestr tatillerinin gasbedildiğini sözlerine ekleyen Yıldırım, “Bu konuda itiraz ederseniz patrona, bu kez de bu sözleşme yenilenmemekle tehdit ediliyorsunuz veya mobbing uyguluyorlar. O zaman siz öğretmenlik faaliyetini çok rahat yapamıyorsunuz. Stres içerisinde, çeşitli kavgalarla bunun uğraşını veriyorsunuz. Bu da eğitime yansıyor, dersteki performansa yansıyor. Dolayısıyla hem ailelere hem öğrencilere hem de toplumu derinden etkileyen bir konu. Bunun içerisinde ek ders ücretlerimiz de var” diye konuştu.
“Biz aslında eşitlik istiyoruz” diyen Yıldırım, “Binlerce eğitim emekçisinin gözü kulağı hem sendikasında hem de bu yürüyüşte. Tüm kamuoyunu bu yürüyüşü desteklemeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.