Numan Kurtulmuş: Bu konuda eğer bir tereddüt hasıl olursa bir adım ilerleyemeyiz, bu mesele bir devlet politikasıdır

(TBMM) – TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bugünkü toplantısının kapanışında yaptığı konuşmada, süreçle ilgili olarak, “Bu konuda eğer bir tereddüt hasıl olursa bir adım ilerleyemeyiz. Bu mesele bir devlet politikasıdır. Peki bizim işimiz ne? Bizim işimiz sahadaki silahların kaç tanesinin nereye bırakıldığı ölçmek değil, bizim işimiz devlet politikası olan bu konuyu millet politikası haline getirmek ve bunun takipçisi olmaktır” dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında bugün altıncı kez bir araya gelen Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun toplantısı 4 saat 20 dakika sürdü. Toplantıda, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile Ankara 2 Nolu Barosu Başkanı Gökhan Ağdemir, Bingöl Baro Başkanı Yusuf Ketenalp, Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Hatay Baro Başkanı Hatay Tut, İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Yasin Şamlı, Malatya Baro Başkanı Onur Demez, Mardin Baro Başkanı Ahmet Duyan, Mersin Baro Başkanı Gazi Özdemir, Sivas Baro Başkanı Fatih Sevim ve Van Baro Başkanı Sinan Özaraz görüş ve düşüncelerini dile getirdi.

Baro başkanlarının ardından üçüncü oturuma geçildi ve bu oturumda Numan Kurtulmuş komisyon üyelerine söz verdi.

Komisyon üyelerinden sonra Numan Kurtulmuş bir değerlendirme yaparak, toplantıyı kapattı.

Kurtulmuş, konuşmasında burada altı toplantıda muazzam bir mesai ortaya konduğunu belirtti. Bu toplantılarda, hem komisyon üyelerinden tek tek hem de partiler vasıtasıyla çok fazla talep geldiğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Komisyon gündemine hakimdir. Her biriniz ayrı bir mesai veriyorsunuz. Bu komisyon siyasi partilerin güç meselesinin ortaya konulduğu bir komisyon değildir. Bir kez daha çok net söylemek istiyorum, mesele sadece bir yasa çıkarmak olsaydı, zaten iktidar cenahının sayısı buna yeter, istediği yasayı bir-iki saatte Meclis Genel Kurulu’ndan çıkarırdı. Burada ‘bu konu bir devlet politikası mıdır, değil midir’ endişesinin sürdürülmesini asla doğru bulmam. Bu konu en başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletin bütün ilgili birimlerinin benimsediği, iş olarak milli bir sorumluluk olarak kabul ettiği bir süreçtir. Süreç böyle başladı. Devlet Bahçeli’nin çağrısı, arkasından Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu devletin başı olarak kabul etmesi, aynı şekilde örgütün kendisinin fesih sürecini ilan etmesiyle birlikte bir süreç ortaya konuldu. Bu konuda eğer bir tereddüt hasıl olursa bir adım ilerleyemeyiz. Bu mesele bir devlet politikasıdır. Peki bizim işimiz ne? Bizim işimiz sahadaki silahların kaç tanesinin nereye bırakıldığı ölçmek değil, bizim işimiz devlet politikası olan bu konuyu millet politikası haline getirmek ve bunun takipçisi olmaktır.

Bu komisyon da bu görevini fevkalade başarıyla bugüne kadar sürdürdü. Şu masanın etrafındaki her birinizi yakından tanıyorum. 51 kişinin hepsi artık bu sorunun çözülmesinin, bu memlekette bir daha insanların evlatları için ağlamamasının, terör konusunun Türkiye’nin gündeminden ilanihaye kalkması için niyetli olarak oturuyor. Zaten böyle bir niyet olmasa kimse bu masada oturmaz. Dolayısıyla bizim temel meselemiz, devlet politikası olarak başlatılmış bu süreci millet adına takip etmek ve sonuçlandırmak.

Aldığımız mesafe, zaman zaman lüzumsuz tartışmalar yapıyoruz gibi görülebilir ama asla öyle değil. Burada zaman zaman karşılıklı görüşler gündeme getirilse de burası bir Genel Kurul çalışmasına dönüştürülmedi. Herkes sözüne dikkat ediyor.

Bugün burada bir baro başkanının değerli bir sözü vardı, ‘50 yıllık soruna ilişkin meseleleri bir anda çözemeyiz ama bu çözme niyetini ortaya koyabiliriz.’ Bu çözme niyetini ortaya koyabiliriz. Bu çözme niyeti ortadadır. Bunu mutlaka gerçekleştirmek için üzerimize düşen sorumluğu yerine getireceğiz.”

Numan Kurtulmuş, bu sürecin iyi sonuçlanmasını isteyenler olduğu gibi istemeyenler de bulunduğunu vurgulayarak, en büyük artının, konunun, bu masanın etrafında siyasal bir düzlemde ele alınması olduğunu belirtti. Kurtulmuş, “Esasında devlet bu meseleyi isterse kamu bürokrasisi vasıtasıyla yürütebilir, sürdürebilir. Ama bunun üstüne mutlaka toplumsal rızanın sağlanabilmesi, farklı kesimler mutlaka burada sabırla dinlenmesi lazım” şeklinde konuştu.

“Bazı kişilerin bu işi magazinleştirmek için çaba sarf ettiklerini görüyor ve üzülüyorum”

“Burada yine başından beri en çok ürktüğümüz konulardan birisi meselenin bir siyasi magazin haline döndürülmesi tehlikesidir” diyen Kurtulmuş şunları kaydetti:

“Bazı kişilerin bu işi magazinleştirmek için çaba sarf ettiklerini görüyor ve üzülüyorum. Keşke bu sorunun çözülmesi için aynı çabayı sarf etselerdi. Bunun da önemli olduğu kanaatindeyim. Buna da dikkat etmemiz lazım. Biz her toplantıdan sonra kamuoyunu açık bir şekilde bilgilendiriyoruz. Burada her konuşulan kelime kayıt altına alınıyor. Ama hala birilerinin kalkıp sanki burada gizli kapaklı gündemle bir şey yapılıyormuş gibi konuşmalarını doğru bir yaklaşım olarak bulmuyorum.”

“İstanbul Barosunu da diğer baroları çağırdığımız usulle çağırdık”

İstanbul Barosunun bugünkü toplantıya davet edilmediği yönündeki eleştirilere de değinen Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Buraya çağırdığımız Barolar Birliği Başkanımız ve diğer baro başkanlarımızı onları hangi usullerle çağırdıysak İstanbul Barosu da aynı usullerle çağırdık ancak kendi programları dolayısıyla katılamayacaklarını söylediler. Dolayısıyla burada herhangi bir şekilde, sağda solda yazılıyor, İstanbul Barosu davet edilmemiş gibi bir algının büyük haksızlık olduğunun altını çizmek isterim.”

“Ortalamayı bulmaya çalışıyoruz”

Numan Kurtulmuş, komisyonun çalışma usulüne yönelik eleştirilerle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:

“Şunu da ifade edeyim, bazen bu komisyonda ‘niye bu kadar çok konuşarak vakit kaybediyoruz’ şeklinde yakınmalar oluyor. Bazen de ‘niye şunları dinlemedik’ diye yakınmalar oluyor.Kimden ne teklif geldiyse hepsi kayıt altında. Bu komisyondaki toplam 51 arkadaştan gelen tekliflerin sayısı tahmin ediyorum 400’ün üzerindedir. Kurum olarak ve şahıs olarak… Bunların içinde ortalamayı bulmaya çalışıyoruz. Yani ana akım, geniş kitleleri temsil edenleri çağırmaya gayret çağırıyoruz. Hem şehit ailelerini çağırıyoruz, hem Barış Annelerini çağırıyoruz. Dolayısıyla toplumun bütün farklı kesimlerinin gelip bu komisyonda ne diyecekse onların dinlenilmelerini sağladık, bundan sonra da sağlayacağız. Ama takdir edersiniz ki Türkiye’deki bütün STK’ların buraya çağrılıp dinlenmesi mümkün olmaz. Buna aylar değil yıllar yetmez. Ana akım STK’ların, güçlü STK’ların ve toplumun farklı kesimlerini temsil eden STK’ların burada dinlenmesi mümkün olur. Aynı şekilde bireysel olarak, Türkiye’de bu meselenin çözümünde yıllar boyunca fikir üretmiş, emekleri, gayretleri olan kişileri de buraya çağırmak tabii ki mümkün olacak. Ama işimiz sadece dinlemek değil sonuca odaklanmak ve bu konuda adımlarımızı atmaktır. Tekraren söylüyorum kendinize haksızlık yapmayın. İyi bir emek, mesai ortaya koyuyoruz. Buradaki hiçbir arkadaşımızın samimiyetinden zerrece şüphe etmem. Farklı tutumlar olabilir, endişeler olabiir. Hiçbir arkadaşımızın diğerini açığa düşürmek gibi bir siyasi oyun içinde olacağına ihtimal dahi vermem. Dolayısıyla burada iyi niyetle süreci devam ettirmemiz ve aktif bir şekilde sonuç almamız lazım.”

Kurtulmuş, yarın komisyonun yedinci toplantısında önceki dönem Meclis Başkanlarının dinleneceğini belirtti.