Haber: Osman BEKAR
(AYDIN) – Aydın’ın Nazilli ilçesinde pamuk üreticisi Mesut Yörükoğlu, pamuğun kilosunun üreticiye maliyetinin 28-29 lira olduğunu bildirerek, “İnsanlar 26 liralarda pamuk satıyor. Bu olacak iş değil. Yani seneye ne yapacak? Gübresini nasıl alacak, ilacını nasıl alacak? Bir de bunun toplama maliyeti var. Toplama maliyeti dekara bin 300 lira. Bunu vurduğunuzda, 400 kilo pamuk aldığınızı düşünün. Bunun altından kalkmak mümkün değil” dedi.
Nazilli Ziraat Odası eski Meclis Başkanı aynı zamanda pamuk üreticisi olan Mesut Yörükoğlu, tarım sektörünün içinde bulunduğu duruma ve çiftçilerin desteklenmemesine tepki gösterdi.
Pamuğun Nazilli ile özdeşleşmiş bir ürün olduğunu ve geçmişte Nazilli Ovası’nın tamamında pamuk yetiştirildiini anlatan Yörükoğlu, şunları söyledi:
“Yıllara sarih uygulanan tarım politikalarının sonucunda bu oran üçte bir oranına kadar geriledi. Yani toplam arazinin üçte biri oranında pamuk ekilmeye başladı. Öyle zor bir ürün ki maliyeti çok fazla. Hele bu son yıllarda yaşadığımız ekonomik koşullardan dolayı mazotun artmış olması, gübre fiyatlarının çok yüksek olması, ilaçlamanın yüksek olması bizi pamuktan kaçar hale getirdi. Seneye Nazilli Ovası’nda ekilen pamuğun belki de üçte birini dahi bulamayacağız. Çünkü bugün geldiğimiz noktada geçen sene 25 liraya pamuk sattık. Şu anda 28 lira brüt fiyatla ben mahsulümü TARİŞ’e teslim ettim. Bunun için işin içinden çıkmak mümkün değil, böyle bir şey olamaz.
“Tamamen tarımda dünyaya, dışarıya bağlı bir ülke olacağız”
Geldiğimiz noktada maliyet 28-29 lira. Şimdi düşünsenize 28-29 liraya mal edilen bir ürünün, eğer randıman da bunun altında kalıyorsa insanlar 26 liralarda pamuk satıyor. Bu olacak iş değil. Bu çiftçi bunun altından mümkün değil kalkamaz. Yani seneye ne yapacak? Gübresini nasıl alacak, ilacını nasıl alacak? Bir de bunun toplama maliyeti var. Toplama maliyeti dekara bin 300 lira. Bunu vurduğunuzda, 400 kilo pamuk aldığınızı düşünün. Bunun altından kalkmak mümkün değil. Devlet bir tek pamukta da değil; mısırda, zeytinyağında, buğdayda, pancarda gerekli desteği vermez ise bu tarım arazileri biter, bir daha ekilmez. Bu çiftçiler ne yapacak? ekmesinler, yapmasınlar. Ama belli bir yere gelecek ki, iş işten geçmiş olacak. Tamamen tarımda dünyaya, dışarıya bağlı bir ülke olacağız.
Benim yaşım 66. Yani benden daha çok, daha genç insanlar gelmiyor, çok nadir geliyor. Düşünsenize benim gibi bir adam, 66 yaşındaki çiftçilik yapıyor. Yeni insanlar yok. Bundan sonraki dönemde isteseniz de gelin çiftçilik yapın deseniz, o altyapıyla yetişmiş insan gücü de olmayacak. Yol yakınken, ki çok da yakın değil aslında ama bayağı bir genç insanları, genç nüfusu köyden şehirlere gönderdik. Bizim gibi bu küçük ilçelerdeki insanların çoğu küçük sanayi kuruluşlarına gidiyor, çalışıyor, çiftçiliğe tamah eden yok ama yani bir şekilde teşvik olması lazım. Bir şekilde devletin üreticiye taban fiyatıyla, bir şekilde verdiği primle destek olması lazım. Eğer bu olmazsa iş işten geçmiş olacak ve Türkiye’nin hali çok acı olacak.
“Devletin bir kuraklık rejimi olmalı”
Aslında suyu bulsak da maliyetli olsa maalesef iklim koşullarının da getirdiği bir nedenden dolayı biz 5-6 yıldır ve gittikçe de kuraklığa doğru gidiyoruz zaten, kuraklık yaşamaktayız. Şimdi şurada gördüğünüz, ileride gördüğünüz yer köprü, Büyük Menderes’in aktığı, geçtiği bir köprü. Şimdi biz bu havzayla besleniyoruz, bu suyla besleniyoruz. Aydın bununla besleniyor, Koçarlı bununla besleniyor, Söke bununla besleniyor. Yani bizim batımızdaki bütün tarımla uğraşan, tarım kesimindeki ilçeler, köyler bununla besleniyor. Fakat iklim koşulları da öyle kötü geliyor ki, kuraklık büyük bir dert.”
Yörükoğlu, kuraklığın geleceğinin belli olduğunu, devletin bir kuraklık rejimi olması gerektiğini belirterek, “En azından çiftçilere yönlendirme yapmalı. Demeli ki siz ya belli bir miktar ayçiçeği ekin, belli bir miktar işte mısır ekin, belli bir miktar buğday ekin. Şimdi ayçiçeği ben bireysel olarak eksem bu bölgede kuş yiyeceği olur. Ama grup olarak belli bir havzada ekilirse bu en azından birlikte olduğu için yaban hayatından veya kuşların zararına uğramaz” dedi.




