Haber: Ahmet ÜN
(DİYARBAKIR) – Diyarbakır Bölge İstinaf Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı, Narin Güran cinayeti davasında, Nevzat Bahtiyar’ın, “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan aldığı 4 yıl 6 ay hapis cezasına itiraz etti.
Savcılık tarafından, Yargıtay’a yapılan temyiz başvurusunda, Bahtiyar hakkında verilen mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulması, Bahtihar için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi talep edildi.
Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ”İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.
20 Mayıs’ta Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hapis cezaları oy çoğunluğa hukuka uygun görülmüştü. Kararda, Mahkeme başkanı da gerekçelerini sıralayarak karara şerh koymuştu.
Kararın ardından Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi savcısı, Nevzat Bahtiyar’ın aldığı cezaya ilişkin Yargıtay’a itirazda bulundu. Savcı, yaptığı itirazda, Bahtiyar hakkında ‘İştirak Halinde Çocuğu Kasten Öldürme’ suçundan ceza verilmesi gerekirken, oluşa uygun olmayan gerekçe ile ‘Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu’ndan ceza verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtti.
“Bahtiyar’ın diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek Narin’in öldürülme eylemine İştirak ettiği ortadadır”
Savcı, Yargıtay Ceza Dairesi Başkanlığı’na sunduğu temyiz başvurusunda, Bahtiyar’ın üzerine atılı suçlardan kurtulma amacıyla çelişkili ifade verdiğini ifade etti. Savcı, yaptığı başvurusunda, şu ifadelere yer verdi:
“Sanık Nevzat Bahtiyar’ın olay öncesi ve sonraki eylem, söylem ve davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık Nevzat Bahtiyar’ın en başından beri diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek maktul Narin’in öldürülme eylemine İştirak ettiği ortadadır. Tüm bu açıklamalar dışında kısmen kabule göre de; yerleşik Yargıtay içtihatları ve öğretiye göre bir eyleme iştirak en geç eylemin gerçekleştiği sırada (icra hareketleri devam ederken) gerçekleştirilebilir. Bir an sanık Nevzat Bahtiyar’ın ilk aşamada maktul Narin’e yönelik işlenen eylemden habersiz olarak olay mahalline geldiği kabul edilse dahi (ki Cumhuriyet Başsavcılığımız yukarıda belirtildiği üzere aksi kanaattedir) sanık Nevzat Bahtiyar’ın ‘Olay mahalline geldikten sonra yerde hareketsiz yatan maktul Narin’in ağzından köpüklü su geldiğine’ dair beyanının bulunduğu, hayatını kaybeden bir kimsenin solunum ve dolaşım sistemi duracağından ağzından köpüklü su gelmeye devam etmesinin pek mümkün olmadığı, çünkü akciğerde oluşan köpüğün ancak aktif solunum hareketleri neticesinde vücuda alınan havanın, dışarıdan akciğere kaçan/giren sıvı ya da havasız bırakılmak/kalmak vesaire şekillerde akciğerde kanama meydana gelmesi neticesinde oluşan sıvı (ki somut olayda maktulün ağız ve burun bölgesinin kapatılması ya da boğaz bölgesine bası uygulanmak suretiyle havasız bırakılması neticesinde hayatını kaybettiği ATK raporu ile sabittir) ile birleşmesi sonucunda oluşabilen bir durum olduğu, mağdurun ağızdan köpük gelmeye devam etmesi de, akciğerde bir şekilde meydana gelen olumsuzluğun, vücut tarafından yaşam mücadelesi içinde, refleksle dışarı atılmaya çalışıldığına dair güçlü bir karine teşkil ettiğinin göstergesidir. Bu da şuna delalet etmektedir ki, Sanık Nevzat Bahtiyar’ın olay mahalline geldiğinde maktul Narin’in halen yaşam mücadelesi içerisinde olduğu ve hayata tutunmaya çalıştığı, buna rağmen sanık Nevzat Bahtiyar’ın ‘hayatta kalma çabası içerisinde olan maktulün ölmesini engellemeye yönelik hiçbir çaba içerisine girmediği, kolluğa ve sağlık ekiplerine de haber vermediği’ gibi tam tersine sanık Salim ile aralarındaki yakın arkadaşlık ilişkisi nedeniyle sorgulamadan maktul Narin’in cesedini çuvala koyarak dere içerisine saklamak ve ceset bulunana kadar susmak suretiyle olayın ortaya çıkmasını engelleme çabası içerisine girdiği, ayrıca cesedin derede su içerisinde uzun süre kalmasına neden olarak delillerin yok olmasına neden olduğu anlaşılan sanık Nevzat Bahtiyar’ın diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde olduğu ve fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmak suretiyle eylemi diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirdiği bu sebeple müşterek fail olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.”
“Bahtiyar hakkında verilen mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı”
Savcı, Yargıtay’a yaptığı başvuru dilekçesinde, Nevzat Bahtiyar’ın ”İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan cezalandırılması gerektiğini bildirerek, şunlar kaydedildi:
“Esas hakkındaki mütalaa ile bu suç yönünden cezalandırılmasının istendiği, iddianamede ‘Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme’ suçu ile ilgili herhangi bir anlatım olmadığı, oluşan bu usul eksikliğin ek savunma verilmek suretiyle de aşılamayacağı, (kaldı ki ilk derece mahkemesince ek savunma verilmemiş, istinaf mahkemesince de bu husus bozma nedeni yapılmamıştır), bu sebeple sanık Nevzat Bahtiyar hakkında ‘Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunu’ işlediğinden bahisle yeni bir iddianame ile kamu davası açılarak iş bu dosya ile birleştirilerek hüküm kurulması gerekirken bu usuli eksikliğin göz ardı edildiği tespit edilmiştir. Hükmün açıklandığı duruşmadaki kısa kararda adli emanette kayıtlı eşya/eşyalar hakkında bir karar verilmeyerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu hususunun gözetilmediği görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle Sanık Nevzat Bahtiyar’ın ‘İştirak Halinde Çocuğu Kasten Öldürme’ suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun olmayan gerekçe ile ‘Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme’ suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatiyle söz konusu kararın incelenerek sanık Nevzat Bahtiyar aleyhine bozulmasına karar verilmesi kamu adına talep ve arz olunur.”