Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MYP Genel Başkanı Çayır’dan Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na tepki

Milli Yol Partisi (MYP) Genel Başkanı Remzi Çayır, DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na ilişkin, “Milli Yol Partisi de farklılıkları kavga sebebi değil; bir barış, kardeşlik, yardımlaşma, birbirini anlama yolu olarak görür. Lakin bindiğiniz dalı keserseniz, oturduğunuz toprağı kaydırırsanız, geleceği kaos haline çevirirseniz ve farklı emellerin içerisine girerseniz; dün dediğinizi bugün başkalaştırmaya çalışırsanız bunun adı dürüstlük olmaz. Bunun adı fikir olmaz. Bunun adı düşünce olmaz.” dedi.

Milli Yol Partisi (MYP) Genel Başkanı Remzi Çayır, DEM Parti'nin

(ANKARA) – Milli Yol Partisi (MYP) Genel Başkanı Remzi Çayır, DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na ilişkin, “Milli Yol Partisi de farklılıkları kavga sebebi değil; bir barış, kardeşlik, yardımlaşma, birbirini anlama yolu olarak görür. Lakin bindiğiniz dalı keserseniz, oturduğunuz toprağı kaydırırsanız, geleceği kaos haline çevirirseniz ve farklı emellerin içerisine girerseniz; dün dediğinizi bugün başkalaştırmaya çalışırsanız bunun adı dürüstlük olmaz. Bunun adı fikir olmaz. Bunun adı düşünce olmaz.” dedi.

Çayır, yaptığı açıklamada Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na tepki gösterdi. Çayır, açıklamasında şunları söyledi:

“Yüce Türk milleti, Anadolu’nun çocukları, bu ülkenin serdarları; geleceğini burada arayanlar… Sözüm size: Çok tuhaf bir yola girmiş vaziyetteyiz. Koca koca adamların bir adım sonrasıyla ilgili hiçbir düşüncesinin, hiçbir öngörüsünün olmadığı bir yoldayız. DEM Partisi, Kandil’i, KCK’sı hep birlikte İstanbul’da güya ‘Uluslararası Barış Konferansı’ adı altında bir toplantı organize ettiler. Birkaç gün süren bu toplantıda farklı ülkelerden sosyalistler, Marksistler geldiler. Bu ülkenin farklılıklarını zenginlik sayan bir anlayışa sahip bir partinin genel başkanıyım. Milli Yol Partisi de farklılıkları kavga sebebi değil; bir barış, kardeşlik, yardımlaşma, birbirini anlama yolu olarak görür. Lakin bindiğiniz dalı keserseniz, oturduğunuz toprağı kaydırırsanız, geleceği kaos haline çevirirseniz ve farklı emellerin içerisine girerseniz; dün dediğinizi bugün başkalaştırmaya çalışırsanız bunun adı dürüstlük olmaz. Bunun adı fikir olmaz. Bunun adı düşünce olmaz.

Dün içeriden ve dışarıdan ‘bebek katili’, ‘eli kanlı’, ‘cani’ diye nitelendirdiğiniz, şu an İmralı’da yatan kişiye bugün ayağına giderek elbette ki böyle bir sonuca razı olacaksınız. Tam da size göre bir sonuç oldu. Meksikalı Marksist filozof lakaplı John Holloway gelmiş kürsüye. Bu cani, eli kanlı katili, hükümetin ve ortaklarının birkaç sene önce bu şekilde tarif ettiği adama ne diyorlar biliyor musunuz? ‘Güneşten bize ışık saçtı’ diyorlar. ‘Işık insan’ diyorlar. ‘Barış elçisi’ diyorlar. ‘Özgürlük savaşçısı’ diyorlar. Buna kimler yol verdi? Onlar utansın. ‘Kürt hareketi’ diyorlar, ‘Marksist hareket’ diyorlar, ‘Sosyalist hareket’ diyorlar… ‘Öcalan’ diyorlar… Yok ‘barış elçisi’ diyorlar, yok bilmem ne diyorlar. John Holloway diyor ki: ‘Ben ışığa geldim.’ 11 bin kilometreden Abdullah Öcalan’ın ışığına gelmiş! Vay sizin halinize… Öldürmekten, kan akıtmaktan ve silahtan başka bir yol, başka bir yöntem bilmemiş bugüne kadar. Bir sürü insanın ve ailenin kanına girmiş. İnsanları mutsuzluğa ve kaosa sürüklemiş bir insanın nasıl olup da barış elçisi yapılabileceğini aklım, hafızam almıyor. Bugün siyaseten orada medet umanları da kınıyorum.

“Türkiye yeniden uyanmalıdır”

Mandela ile bu caniyi karşılaştıranları, kıyas edenleri tam bir akılsızlık olarak görüyorum. Bana bir kişi çıksın desin ki Mandela bir kişiyi öldürdü, bir kişinin ölümüne sebep oldu veya terör örgütü kurdu, silahlı bir ordu kurdu… Var mı böyle bir şey? Yok. O, pasif direniş yaptı. Mahatma Gandhi İngilizlere karşı nasıl ki hiçbir şiddet eylemine girişmeden, pasif direnişle; oturarak, konuşarak, insanları yola dökerek bir mücadele verdiyse… Hiçbir zaman şiddete başvurmadan bir direniş gösterdiyse… Siz Mahatma Gandhi ve Mandela’yla bu adamı, eli kanlı bir caniyi nasıl bir tutabilirsiniz? Siz bu ülkeye lazım değilsiniz, kusura bakmayın. Sizin ülke için üreteceğiniz hiçbir fikir, hiçbir gelecek yoktur. Gidin evlerinize, millet sizden kurtulsun kardeşim. Sizin gelecekle ilgili bir dirhem dahi düşüncenizin, bir rahmetinizin olduğunu göremiyorum. Türkiye yeniden uyanmalıdır. Türk insanı hele ki bu ülkeye aşık olup bu topraklarda gelecek arayanlar artık birlikte hareket etme zamanıdır. Ben onları birlikte mücadeleye çağırıyorum.”