(ANKARA) – İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, gençlerin sosyal medyadan ilettiği soruları yanıtladı. Dervişoğlu, “Gençlerin rahatsız olduğu yerde hiç kimse rahat edemez” dedi.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından paylaştığı video ile gençlerin sorularını beklediğini ifade eden Dervişoğlu, gelen sorulara YouTube hesabı üzerinden yanıt verdi. Dervişoğlu, “Gençlik ülkenin halinden çok rahatsız. Rahatsız olan gençlik de rahatsız eder. Rahatsız olmaya hazır mısınız” sorusu üzerine Dervişoğlu, “Gençlerin rahatsız olduğu yerde hiç kimse rahat edemez” ifadesini kullandı.
“Bir el sıkışmayla karakteri ve fikri değişecek adam değilim”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yeni yasama yılının açılışında siyasi partilerin genel başkanlarıyla verdiği fotoğraf sorulan Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Size o fotoğrafın ayrıntısını vereyim. Burnumdan cerrahi bir operasyon geçirdim. Operasyon geçirirken ‘Ameliyat olacağım’ diye tellal bağırtamazsınız. Sayın Cumhurbaşkanı da el sıkıştıktan sonra bu duruma muttali olmuş ve geçmiş olsun demek istemiş. Bu vesileyle grup başkanvekilliklerimiz aranmak suretiyle Sayın Cumhurbaşkanı’nın olduğu odaya davet edildik. Speküle edilmesin, birebir bir görüşme yaşanacakmış durumu oluşmasın diye oraya 7 milletvekili arkadaşımla gittim. Sayın Cumhurbaşkanı da gayet nazik ve insani bir üslupla geçmiş olsun dileklerini iletti. Ama bu fotoğraf kamuoyunda değişik bir şekilde speküle edildi. Bazı köşe yazarları ve televizyon yorumcuları o fotoğraftan farklı anlamlar çıkardı. Bizi davet edenler, böyle bir fotoğrafın olmasını da arzulamış olabilirler. Ben Müsavat Dervişoğlu’yum. Bir görüşmeyle, bir el sıkışmayla karakteri ve fikri değişecek adam değilim. Öncelikle bunun bilinmesini arzuluyorum. Siyasetçinin mazisi kendisine kefil olması gerekir. Allah’a şükür ki, mazisi kendisine kefil bir adamım ve öyle yaşamaya devam edeceğim” dedi.
“İmamoğlu’nun ifadesinin alınması sürecinde adliyedeydim”
Saraçhane sürecinde neden aktif rol almadığı ve kürsüye neden çıkmadığı sorulan Dervişoğlu, şu yanıtı verdi:
“Sayın Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı gün TBMM’de grup toplantımız vardı. Sabah 07.30’dan sonra konuşmamızı tamamen değiştirip, o günkü grup toplantısını Ekrem İmamoğlu’na ayırdık. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne hemen ziyarete gittik ve milletvekili arkadaşlarımızı görevlendirdik. Kürsüye çıkma meselesi ise başka bir mesele. Bu bir siyasi bir tercihtir ama gençlerle birlikte bizim genç arkadaşlarımızın da biber gazıyla muhatap kılındığının bilinmesini istiyorum. Ekrem İmamoğlu’nun ifadesinin alınması sürecinde de adliyedeydim. Zaten genel başkanlığımın ilk bir yılı; adliyeler, karakollar ve hapishaneler arasında geçti. Siyaset yolculuğuma da ‘adalet peşinde’ diye başladım. Dolayısıyla haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin olduğu yerde bu milletin kıymetli mensupları gibi adalet savaşçısı olarak bulunmaya gayret sarf ettim. Bununla da yetinmedik. Sayın Ekrem İmamoğlu ve cezaevinde bulunan birtakım kişilerin hem mahkemelerini takip ediyoruz hem de onları haftalık cezaevi ziyaretleri tarafımızdan görevlendirilmiş milletvekillerimizce yapılıyor. Soru makul, kabul ediyorum ama soruyu soran arkadaşımız eksik bilgiyle sormuş.”
“Rota yeniden oluşturuluyor”
İYİ Parti’nin gençlik politikasını, parti içi karar mekanizmasında nasıl uygulayacağı sorulan Dervişoğlu, “Yakın takvim içerisinde kongremiz var. O zaman ne yaptığımı herkes görecek. Siyasette dönüşümün gerçekleştirilmesi kolay değil. Ben genç arkadaşlarımın fikirlerinden, görüşlerinden ziyadesiyle istifade ediyorum. Onların düzenlediği toplantılara katılıyorum ve o toplantılardan çıkarımlarda bulunuyorum. Navigasyona girer de yanlış bir yola saparsanız ‘Rota yeniden oluşturuluyor’ uyarısı alırsınız ya, ona benzer bir şey. Herkes emin olsun, rota yeniden oluşturuluyor” şeklinde konuştu.
“Zamanı geldiğinde aday olup, olmamayı düşüneceğiz”
“Cumhurbaşkanı adayı mısınız” sorusuna Dervişoğlu, şu yanıtı verdi:
“Asıl mesele burada. Ben Türk siyasetinin kişilere endekslenmemesi ve kurumsal olma vasfını yitirmemesi için mücadele ediyorum. Dolayısıyla kişiselleştirilmiş siyasetin, olumsuz sonuçlarına karşı vatandaşı uyanık olmaya davet ediyorum. Yaşadığımız sistem içerisinde cumhurbaşkanlığı seçimleri ve adayları elbette önemlidir ama bu kabil meselelerin doğru zamanda ve zeminde, iktidarın ekmeğine yağ sürmeyecek biçimde gündeme getirilmesi gerekir. Zamanı geldiğinde aday olup, olmamayı düşüneceğiz.”
Dervişoğlu, “Cumhurbaşkanı adayı olmayı ister misiniz” sorusu üzerine “Siyasi partiler ülkeyi yönetmek için iktidar olmak için kurulur. Ancak Türkiye’nin sistemden kaynaklı eksiklikleri var ya da Türkiye’de sistemden kaynaklı yaşanan olumsuzluklar var. Cumhurbaşkanı adayı olmayı, icra mekanizmasını yönetmeyi, iktidar olmayı elbette çok arzularım. Ancak Türkiye’nin bunun öncesinde aşmak zorunda olduğu bir problemi daha var. Türkiye’de neler yaşanıyor görüyorsunuz. Kurucu iradeden bahsedilirken Türk, Kürt, Arap sıfatlaması bile söz konusu olabiliyor. Aynı cumhurbaşkanı, başbakan olduğu dönemlerde meydan meydan gezip Türkiye’deki 36 etnik kökenden bahsediyordu. Doğrusunu isterseniz merak ediyorum; 36’yı 3’e çeken şey ne? Onu 3’te durduran şeyin ne olduğu tarafımdan merak ediliyor” yanıtını verdi.
“Cevabı belli olan soruyu YSK’ya ya da Cumhurbaşkanı’na sormanın anlamı yok”
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasındaki “hileli seçim” sözleri hatırlatılarak “Bu hilelerin ne olduğunu Erdoğan’a veya YSK’ya soracak mısınız” sorusu üzerine Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Cevabı belli olan soruyu neden sorayım. Burada yaşananlar Amerika’dan bile görülüyorsa; Türkiye’yi aşağılayabilmek için cümleye dönüştürülüp, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı’nın yüzüne söyleniyorsa; cevabı belli olan soruyu YSK’ya ya da Cumhurbaşkanı’na sormanın anlamı yok. Bunun özellikle uluslararası bir toplantının öncesinde ABD Başkanı tarafından Sayın Cumhurbaşkanı’na yöneltilmiş bir soru veya methiye gibi kullanılmış olması beni üzüyor. Madem böyle bir soru kamuoyu tarafından sürekli zihinlerde tutuluyor, o zaman bu soruyu gazetecilerin Sayın Cumhurbaşkanı’na yöneltilmesi gerekiyor. Ama biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı, gazetecilere soracakları soruyu önceden gönderiyor. Daha sorulmadan cevapları İletişim Başkanlığı tarafından gönderilip, kamuoyunda yayınlanıyor. Bunlar Türkiye’nin durumunu gösteriyor.”
“Gençlerin kendi özgürlük alanlarında serbest bırakılmalarından yanayım”
Bazı festivallerin iptal edilmesine ilişkin soru üzerine de Dervişoğlu, “Buna gençlerin dilinden cevap vermek istiyorum; salın bu geçleri ya. İnsan istediği şeyi izleyebilmeli. İsteyen istediğini izlesin. İstediğini takip etsin. İstediği görüşleri ifade etsin. Mesele örnek verdiniz; Metallica konserine ben gitmedim, bilmiyorum. Çünkü o dönemin şartlarında ilgi alanımda değildi. Ama bugün kim, neye ilgi duyuyorsa, ilgi duyduğu şeyin peşinde koşmalı. Bugün ‘Şöyle nesiller yetiştiriyoruz’ deyip gençlerimizin sınırlandırılmaması icap ediyor. Böyle zevklerden mahrum bırakırsanız -ki Türkiye’yi çok kısır bulmuyorum, bazı alanlarda STK’lar, şirketler önemli sanatçıları getiriyor. Ancak kültürel zenginlikleri de ciddiye almak gerekir. Çünkü kültür-sanat dinamiklerine sahip olmayan ya da bunu güçlendirmeyen hiçbir toplum ayakta kalmaya muvaffak olamaz. O zaman iş ‘dindar nesil mi, kindar nesil mi’ tarafına doğru gider. Dolayısıyla gençlerin kendi özgürlük alanlarında serbest bırakılmalarından yanayım” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, sosyal medyada kendisi için yapılan yorumları okuyup okumadığı sorusuna ise yine sosyal medya üzerinden kalp emojisiyle birlikte teşekkür ederek karşılık verdi.