Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Murat Emir’den Feti Yıldız’a tepki: Asıl yüzünün kızarması gereken sizsiniz. Sandığı, demokrasiyi, halkın her şeyini çalıyorsunuz

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yaptığı “yüz kızartıcı suç” açıklamasına tepki göstererek, “3 tane itirafçı bul, 16 milyonun oyunu 3 kez kazanmış, seni de yenecek adamı cezaevine koy. Buna da yargılama de, bir de yüzünün kızarmasını bekle. Asıl yüzünün kızarması gereken sizsiniz. Sandığı, demokrasiyi, ekmeği, halkın her şeyini çalıyorsunuz, bir de belediye çalıyorsunuz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti

(TBMM) – CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yaptığı “yüz kızartıcı suç” açıklamasına tepki göstererek, “3 tane itirafçı bul, 16 milyonun oyunu 3 kez kazanmış, seni de yenecek adamı cezaevine koy. Buna da yargılama de, bir de yüzünün kızarmasını bekle. Asıl yüzünün kızarması gereken sizsiniz. Sandığı, demokrasiyi, ekmeği, halkın her şeyini çalıyorsunuz, bir de belediye çalıyorsunuz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun verdiği kuduz aşısı müjdesini eleştirerek, Hıfzısıhha’nın AK Parti iktidarı döneminde kapatıldığını anımsattı. Emir, şunları söyledi:

“Türkiye’nin acilen aşı üretimine geçmesi gerekiyor, hatalarından dönmesi gerekiyor. Aynen cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki gibi, Hıfzısıhha’yı kuran Atatürk gibi bir mücadelenin başlatılması gerekiyor dediğimizde ithal aşıya dayandılar, Hıfzısıhha’yı kapattılar ve cumhuriyetin 100 yıllık birikimini bir kenarıya ittiler, paraları ithalatçılara vermeye başladılar. İthalat yapanların başında şu anda AKP milletvekili olan Cantürk Alagöz geliyor. Sadece 2021-2022 arasında 2 milyar dolarlık aşı ithalatı yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti maalesef en temel, en kolay yüzyıllardır ürettiği aşıları dahi üretemez noktaya getirildi. Sağlık Bakanı şimdi kuduz aşısını 2026’da üretmeyi hedeflediklerini söyleyerek adeta müjde veriyor kendince. Sayın Sağlık Bakanı, siz geldiğinizde Hıfzısıhha, 100 yıllık cumhuriyet aşısını üretiyordu ama siz, cumhuriyetin bütün kurumlarıyla sorunlu olduğunuz gibi orayı da kapattınız ve aşıları ithal eder duruma geldiniz. Aklınız başınıza yeni geldi, 2 yıl sonra kuduz aşısı yapmayı hedefliyorsunuz. Utanmanız gereken bir şeyle övünüyorsunuz. Yapılması gereken özellikle hepatit B aşısının, menenjit aşısının, HPV aşısının ulusal aşılama programına alınması ve bu aşıların Türkiye’de üretilmesidir. Ama siz birilerini zengin etmeye çalıştığınız için, birilerin Hazine’nin milyar dolarlarını vermeye alıştığınız için ve o para babalarını da Meclis’e taşıdığınız için yerli aşı üretmekten uzaksınız.”

“CHP, Türkiye’nin umududur. Bu umudu söndüremeyceksiniz”

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin devam eden yargılama sürecine dair konuşan Emir, şunları kaydetti:

“5 Kasım 2023’te bir kurultay yaptık ve bu kurultay, daha önceki kurultaylar gibi son derece temiz, divan başkanlığının gözetiminde, bir önceki yönetimin denetiminde ve yönetiminde yürütülmüş bir kurultaydır. O günkü sorumlular da kurultayın tertemiz bir kurultay olduğunu açıkça ifade etmektedirler. İlçe Seçim Kurulu’na, İl Seçim Kurulu’na, Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz olmamıştır, akla dahi gelmemiştir. Bir yıl boyunca kurultayla ilgili tartışma başlatmak akla dahi gelmemiştir ama CHP’nin yükselişini görenler, CHP’nin direncini kıramayanlar, 19 Mart darbesinden sonra Ekrem İmamoğlu’nu cezaevine koyduktan sonra, CHP’yi çökertemeyeceklerini, bu rüzgarın altında kalacaklarını, koltuklarını kaybedeceklerini görenler aynı zamanda CHP’ye de bir operasyon başlatma gayretine düşmüşlerdir. Bakmışlardır kanunlara; seçim kanununda yok, dernekler kanununda yok, siyasi partiler yasasında yok. ‘Olmayan hükümlerle biz bu kurultayı nasıl iptal edebiliriz’ diye araştırmışlar ama hiçbir yol bulamayınca eskilerden kalma mutlak butlan kavramına sığınmışlar.

Hiçbir CHP’li, başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere mutlak butlan hukuki garabetine asla boyun eğmeyecektir. Bir hakimle ve iki iftiracıyla CHP, Türkiye’nin birinci partisi bir tartışmanın içerisine çekilemeyecektir. 2 milyon üyesiyle, eski-yeni bütün yöneticileriyle, şu andaki yönetimiyle ve CHP’ye umut bağlayan milyonlarla dimdik ayaktayız, dimdik ayakta olmaya devam edeceğiz. CHP, Türkiye’nin umududur. Bu umudu söndüremeyceksiniz. 4 Kasım’a dönmek, 5 Kasım kurultayını yok saymak isteyen bir kişi vardır, o da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü 5 Kasım’dan sonra CHP’nin nasıl yükseldiğini, nasıl birinci parti olduğunu, her tür darbe girişimine karşı dimdik nasıl ayakta kaldığını en çok o görmüştür, en çok paniğe o kapılmıştır. Bütün darbe girişimlerine karşı koyduğumuz gibi buna da karşı koymayı biliyoruz. Sizin bir tane yargıcınız varsa, siyaseti adliye koridorlarına taşımışsanız bizim de güvendiğimiz milyonlarımız var.”

“‘İsrail bize saldıracak’ efsaneleriyle Türkiye’deki toplumsal uyanışı susturmaya kalkmanızı asla kabul etmiyoruz”

İsrail-İran arasında yükselen gerilim ve bölgeye etkisine dair açıklamalarda bulunan Emir, şunları kaydetti:

“CHP olarak bölgemizde sınır değişikliklerine ve dış müdahelelerle yapılan rejim değişikliklerine karşıyız. Ne diyorlar, ‘İran’ı düşüreceğiz, rejimi değiştireceğiz.’ Hani sizin derdiniz nükleer silahlardı? Nükleer programa uymaya gelen, anlaşma çabaları gösteren İran’ı bombalayarak aslında temel hedefinizin İran’ı düşürmek, İran’da rejim değişikliği yapmak, yani Büyük Ortadoğu Projesi’nin sondan bir önceki halkasını yaşama geçirmek olduğunu apaçık görüyoruz. Burada yapılması gereken öncelikle diplomasinin yaşama geçirilmesidir, BMGK’dan başlayıp İslam İşbirliği Teşkilatı’na kadar bütün uluslararası seviyelerde bu savaşa karşı çıkılmalıdır, diplomasiye fırsat verilmelidir. Nükleer silahların arındırılması çok önemlidir. Türkiye burada aktif rol oynamalıdır. Çevremizdeki istikrarsızlıkların her yönüyle bizi tekileyeceğini görmek gerekiyor. Dolasıyıla biz, sadece nutuk atarak, İsrail’e karşıymış gibi yaparak geçiştiremeyiz. Bugüne kadar siyasi iktidar, İsrail’e meydanlarda nutuk atmıştır, İsrail’i lanetlemiştir ama onun dışında hiçbir şey yapılmamıştır. İsrail’in saldırganlığına karşı Gazze’de soykırıma uğrayan Filistinliler için nutuk atmak dışında ne yaptınız?

Sizin dış politikanızın bütün unsurları Büyük Ortadoğu Projesi’ni inşa etmeye dönüktür. İsrail’e karşı nutuk atıyorsunuz ama İsrail’i önleyen, arada tampon olan, İsrail saldırganlığına karşı tepki veren tüm unsurlarla sorunlusunuz. Tüm unsurlar yok edilirken oradaydınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasını Esad’ın düşürülmesine bağladınız ve bize milyarlarca dolar kayıp ve 5 milyonun üzerinde sığınmacı olarak büyük bir bedelle geri döndü. Bütün yaptıklarınız İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor, bütün yaptıklarınızı Trump’la koordine şekilde yapıyorsunuz, Trump ‘Gazze’yi sahil şeridi yapalım, turizme açalım, oradaki Filistinlileri başka yerlere gönderelim’ dediğinde cevap verecek cesaretiniz yok ama yeri gelince İsrail’e karşısınız.

Netanyahu sıkıştıkça saldırıyor. İran’daki rejim, halkından kopmuş rejim, o savaşı kendini tahkim etmek için bir fırsata dönüştürüyor. Siz de bu yola giriyorsunuz. İsrail Türkiye’ye saldırabilirmiş, o halde Türkiye Cumhuriyeti içindeki bütün sorunları halletmeliymiş. Nasıl? Susarak, susturarak, geri plana atarak… Adalet talep ediyoruz, sırası değil; demokrasi talep ediyoruz, sırası değil; ‘haklarımız genişlesin’ diyoruz, sırası değil… Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Yakın ve uzak bütün tehlikeleri görür, tedbirleri alır. Biz de Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası politikada ulusal güvenliği için alacağı her türlü önlemin yanında oluruz ama ‘İsrail bize saldıracak’ efsaneleriyle Türkiye’deki toplumsal uyanışı susturmaya kalkmanızı asla kabul etmiyoruz. Daha çok demokrasi, insan hakları, adalet, ekmek diyeceğiz ama ‘boşverin şimdi bunları, İsrail bize saldırıyor, savaş kapımızda’ derseniz bunu asla kabul etmiyoruz. 86 milyon hem ulusal bütünlüğünü korur hem düşmanlarına gözdağı verir hem de demokrasisini, ekmeğini, sandığını korumayı bilir.”

“Sandığı, demokrasiyi, ekmeği çalıyorsunuz”

Emir, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Emir, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın bugün Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle yargılandığı davanın duruşmasında alkış ve sloganlarla desteklenmesini eleştiren sözlerine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

“Sayın Feti Yıldız’ın düşünmesi gereken niye bu hale geldiğimizdir. Kendi getirdikleri tek adam rejimi, yargının tek adama bağlı olması ve o tek adamın iktidarını korumak için siyasi nedenlerle, operasyonlarla rakiplerini cezaevine koymasından ibaret bir siyasi operasyonu yargılama gibi göstermesini şiddetle kınıyoruz. Eskiden gerçekten de hırsızlıkla, rüşvetle suçlananlar hakim karşısına çıktıklarında utanırlardı ama somut delillerle yargılanırlardı ama sonuna kadar yargılanıp suçlu bulunduklarında tutuklanırlardı. Şimdi olan, 3 tane itirafçı bul, 16 milyonun oyunu 3 kez kazanmış, seni de yenecek adamı cezaevine koy. Buna da yargılama de, bir de yüzünün kızarmasını bekle. Asıl yüzünün kızarması gereken sizsiniz. Sandığı, demokrasiyi, ekmeği, halkın her şeyini çalıyorsunuz, bir de belediye çalıyorsunuz. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin nasıl çalındığını hepiniz gördünüz. Hiçbir somut isnat yok. Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken onlarca çok daha büyük, çok daha somut delilleri olan davalardan yargılandı, hiçbirinden tutuklanmadı, hiçbirinde yüzünün kızarması gerekmedi. Sayın Feti Yıldız, onu söyleyeceğine 3 altın kaçakçısı olduğu söylenen MHP milletvekiline ne oldu, bunun cevabını versin önce. Bunun cevabını vermeden nasıl yüzü kızarmadan konuşuyor?”