Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır: “Bu memleket sandığa gidip yeniden karar vermek zorunda, kimse sandıktan kaçmamalıdır”

 Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, 100. Yıl Semt Pazarı’nda TÜİK’in açıkladığı veriler üzerinden iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Çayır, “Pazardaki gerçeklikle masa başında TÜİK’in ortaya koyduğu gerçeklik arasında dünyalar kadar fark var. Artık erken seçim şart. Bu memleket sandığa gidip yeniden karar vermek zorunda. Kimse sandıktan kaçmamalıdır, kimse sandıktan korkmamalıdır” dedi.

 Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, 100. Yıl Semt

Haber: Kadir DEVİR / Kamera: Cemal Berk AYTEKİN

(ANKARA) – Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, 100. Yıl Semt Pazarı’nda TÜİK’in açıkladığı veriler üzerinden iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Çayır, “Pazardaki gerçeklikle masa başında TÜİK’in ortaya koyduğu gerçeklik arasında dünyalar kadar fark var. Artık erken seçim şart. Bu memleket sandığa gidip yeniden karar vermek zorunda. Kimse sandıktan kaçmamalıdır, kimse sandıktan korkmamalıdır” dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, 100. Yıl Semt Pazarı’nda esnaf ve vatandaşlarla bir araya geldi. TÜİK’in kasım ayına ilişkin enflasyon verileri üzerinden eleştirilerde bulunan Çayır, şöyle konuştu:

“Hayat pahalılığının ve hayat pahalılığının dayanılmazlığının, file boşluğunun, gerçek enflasyonun ve gerçek hayatın olduğu yerdeyiz. Birilerinin masa başında kalem oynatarak ortaya attığı gibi enflasyonun yüzde 0.87 olduğu iddiasıyla, sırf memurlara, işçilere, dar gelirlilere ve sabit gelirlilere verilecek ücreti azaltmak ve piyasaya para harcatmamak için milleti evine hapsetmek için başlattıkları bu yaklaşım kabul edilemez. Bu pazardaki gerçeklikle masa başında TÜİK’in ortaya koyduğu gerçeklik arasında dünyalar kadar fark var.

“Sizin enflasyonu önleme metodunuz baştan sona yanlış”

Hükümetin gündemi ile milletin gündemi, fakir fukaranın gündemi aynı değildir. Ülkeyi yönetenler, gelin pazara, görün milletin çektiklerini. Sizin uzaktan, yukarıdan bize baktığınız gibi hayat kolay değil, hayat dayanılmaz bir hale gelmiştir. Sizin enflasyonu önleme metodunuz baştan sona yanlış. Kendisini iktisatçı, ekonomist diye millete dayatan Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptıklarının ceremesini çekiyoruz hep birlikte. Açlık sınırı 30 bin TL’yi aşmış vaziyette. Yoksulluk sınırı 70-80 bin TL’yi bulmuş vaziyette. Siz hala emekliye 15, 16, 17 bin TL veriyorsunuz.

“Asgari ücret 35 bin lira olmalıdır”

Sayın Cumhurbaşkanı sen ülkeyi devralırken emeklinin maaşıyla 12 tane çeyrek altın alınıyordu. Şimdi iki tane çeyreği bulamıyor. Bu 12 çeyrek altından 2,5 çeyreğe düşen, emekli, işçi, ne yiyip ne içsin? Artık biz bu masal siyasetinin bırakılmasını, en azından asgari ücretin 35 bin lira olmasını, emekliye verilecek paranın yüzde 100 artırılması gerektiğini söylüyoruz. Bir ülke düşünün, bir ülke. Aldığı maaş kirasını ödeyemez bir hale gelmiş. Gel de bu ülkede insanca yaşa.

“Artık erken seçim şart”

Artık bizim gelirimizi hükümet çalmamalıdır. Hükümet hayatımızı zorlaştırmaktan başka, bizi eve hapsedip, ‘Çarşı pazara çıkma, alışveriş yapma, enflasyon o şekilde insin’ demektedir. Bu, Millete eziyet etmektir. Artık yeter. 23 yıl yönettiniz. 23 yıl yöneten bir hükümetin başı döner de millete, 23 yıl sonra ‘Ben hayat pahalılığını bitireceğim’ derse bunun inandırıcılığı olur mu? Milletin aklıyla dalga geçmek değil midir? Milletle alay etme Sayın Cumhurbaşkanı. Ne dediğini kulağın duysun. Sen sen çözüm makamısın. Artık erken seçim şart. Bu memleket sandığa gidip yeniden karar vermek zorunda. Kimse sandıktan kaçmamalıdır, kimse sandıktan korkmamalıdır, sandık çaredir, sandık gelecektir, sandık demokrasidir. Demokrasiden korkan hükümet olmaz.

“Papa bütün dünyanın gözü önünde siyasi bir ayin yaparak hepimizi şu veya bu şekilde rencide etti”

Yandaş medya alt yazılarla terörist başına ‘sayın’ demeye başladı. Sahibi ne derse alttakiler de onu diyor. Böyle bir anlayış, böyle bir insanlık olabilir mi? Papa’yı çağırdılar. Papa İznik’e geldi. Papa İznik’e geldi de Papa’yı İznik’te ne diye karşıladılar biliyor musunuz? Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Medine hicretinde Medine Müslümanlarının, Medine Halkının o ‘Hoş geldin en şerefli insan’ ilahisiyle karşıladılar. Peygamberi karşılar gibi Papa’yı karşılıyorlar. Papa İznik’te ne yaptı? Dini ayin mi yaptı? Siyasi ayin mi yaptı? Papa bütün dünyanın gözü önünde siyasi bir ayin yaparak hepimizi şu veya bu şekilde rencide etti, aşağıladı. Bu durumu kabullenmiyoruz. Ülkeyi yönetenler kabul etse bile bu ülkenin bağımsızlık sevdalıları, Milli Yol Partililer, Türk milliyetçileri kabul etmez ve etmeyeceğiz. Dayatmalarınıza asla ve asla izin vermeyeceğiz.

“Yargıyı elinde tutarak, bütün gücü elinde şu veya bu şekilde tutmaya çalışarak siz ülkeyi yönetemezsiniz”

Artık biz bu rezaletin son bulmasını istemekteyiz. Türkiye derhal zaman kaybetmeden erken seçime gitmek zorunda. Sayın hükümetin ve hükümet yetkililerinin yapacağı yeni bir şey kalmamıştır. 23 yılda hayat pahalılığını, adaleti ayakta tutamadılar. Liyakati gerçekleştiremediler. Üretim ekonomisini hayata geçiremediler. Adamcılık yaptılar, adam kayırdılar, kendi partililerini öne çıkarttılar, kendi adamları işe aldılar. Bundan sonra hatırlayacaklarını düşünmek saflık olur. Artık yeter. Halkın tabiriyle söylüyorum. AK Parti’ye oy verenler de diyor, AK Parti’ye oy vermeyenler de aynı sözü söylemeye başladılar. ‘Artık yeter, artık yeter, gidin, gidin, artık yeter, gidin.’ Bütün televizyonlara sahip olarak, yargıyı elinde tutarak, bütün gücü elinde şu veya bu şekilde tutmaya çalışarak siz ülkeyi yönetemezsiniz. Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz.”