HABER: Emine DALFİDAN / KAMERA: Gurbetelli YALÇIN
(TBMM) – TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, komisyonun yasal düzenlemelerin genel çerçevesini çizeceğini belirterek, “Bizim de kendimize göre bir hazırlığımız var. Ama burada aslolan tabii ki özellikle Adalet Bakanlığı’nın yaptığı çok seçenekli çalışmalar olacaktır. Bu çalışmalar sonucunda en makul, gerçekten sorunu bitirecek ama aynı zamanda toplumsal çatışmaları büyütmek bir yana azaltacak, sönümlendirecek, herkesi rahatlatacak, herkesin içine sinecek, herkesin kaygısının tatmin edileceği bir çerçeve çizilmeye gayret edilecek. Bizim de gayretimiz bu noktada olacak” dedi.
Murat Emir, terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesi ve sembolik olarak silah yakılmasının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Emir, komisyonun bugüne kadar beş toplantı gerçekleştirdiğini, bunlardan MİT Başkanı İbrahim Kalın ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sunum yaptığı toplantı hariç, diğerlerinin basına açık düzenlendiğini hatırlattı.
“Israrlı taleplerimizin karşılık bulduğunu gördük”
“Aslında orada görüldü ki bu komisyon özellikle Türkiye’de Kürt sorunu başta olmak üzere ama Kürt sorunundan ayrı düşünülemeyecek, Türkiye’deki demokrasi sorunumuz, halk iradesine darbe yapılması sorunu, adalet sorunu, mevcut yasaların uygulanmaması veya kötü uygulanması ve demokrasiye dair en temel sorunlarımızın da konuşulacağı, tartışılacağı ve çözüm önerilerinin geleceği bir yer olarak belirlendi” diyen Emir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim bu konudaki ısrarlı taleplerimizin karşılık bulduğunu gördük. Ve biz ısrarla söylüyoruz ki Türkiye’de demokrasi, adalet olmadan, halk iradesine sahip olmadan ve mevcut yasalar olması gerektiği gibi uygulamadan, Anayasa’nın olması gerektiği gibi uygulanmadan, Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmadan toplumsal barışı da inşa etmek mümkün değildir. Türkiye’ye gerçekten huzuru ve refahı getirmek de olanaksızdır. Dolayısıyla yapılması gereken bütüncül bir yaklaşım var. Komisyonun bu sorunlara hızlı bir şekilde el atması.
Bazıları bunu komisyonu sulandırmak, odağını saptırmak olarak niteliyorlar ama son derece isabetsiz bir değerlendirme. Çünkü bizim bu söylediğimiz şeyler aslında çok hızlı yaşama geçirilebilecek şeyler. Örneklerini de veriyoruz. Mesela Can Atalay’ın milletvekili olduğu ve bir an evvel Anayasa Mahkemesi kararına uyularak gelip görevini yapması gerektiğini söylüyoruz. Bunun için hiçbir karara gerek yok. Sağlam bir iradenin, yani onu orada hukuksuzca tutan iradenin bu kararından vazgeçmesi gerekiyor. Aynı şekilde kayyum uygulamalarına anında son verilebilir. Çünkü burada kayyum uygulamalarının aslında kasten, hiçbir gerek olmadan hatta Anayasa’daki tarifin de dışına taşılarak yürütüldüğünü çok iyi biliyoruz.
Aynı şekilde tutuksuz yargılamanın esas olması… Bizim Ceza Usul Kanunumuzda zaten var ama bu uygulanmıyor. Yani ortada doğru dürüst bir hazırlık soruşturma dosyası, doğru dürüst deliller, kaçma şüphesi, hiçbir şey yokken, hatta Murat Çalık gibi, Ayşe Barım gibi hasta tutuklular üzerinde bile yürütülen hukuksuzluk bu. Ve bunlar için de bir irade gerekiyor. Aynı şekilde İBB soruşturmasından tutun da birçok soruşturmada tutuklu yargılamanın ısrarla sürdürülmesi ve iftiralar üzerinden, tutuklanan kişilerin iftiraları üzerinden, zorla, tehditle ifadeler alınması başlı başına hukuksuzluk.
“Saray iradesi çok hızlı bir şekilde durdurabilir ve komisyonun bir odağının da bu olması gerekir”
Bütün bunları sağlayan Saray iradesi çok hızlı bir şekilde durdurabilir ve komisyonun bir odağının da bu olması gerekir. Buradaki en çarpıcı örneklerden birisi kent uzlaşısı davası. Kent uzlaşısı davasında bizim 10’un üzerinde arkadaşımız şu anda tutuklu bulunuyorlar ve bunlar içerisinde Şişli Belediye Başkanımız Emrah Şahan da var. Ve onlara atılı suç, kimi DEM Partililere Belediye Meclis Üyeleri listelerinde yer verilerek seçilmelerinin sağlanması… Tam da böyle yazılmış.
“Muhataplarımıza komisyon çalışmalarında bunu ifade ettik, bunun bir karşılık bulması gerektiğini düşünüyoruz”
Şimdi bir yönüyle Türkiye’de kalıcı barışı getireceksiniz, terörü tamamen bitireceksiniz, toplumsal huzuru sağlayacaksınız ama diğer yönüyle bir DEM Partilinin, daha önce DEM Parti’de siyaset yapmış birinin Belediye Meclisi Üyesi listesine yazılmasını suç sayacaksınız. Bu ikisinin aynı anda olması tabii ki akla, mantığa aykırıdır. Dolayısıyla bu yönüyle biz şu ana kadar açık bir biçimde muhataplarımıza komisyon çalışmalarında bunu ifade ettik, bunun bir karşılık bulması gerektiğini düşünüyoruz.
Zaman zaman arka tarafta kimi anlaşamadığımız noktalar olsa da son noktada orta yol bulunabiliyor. Özellikle komisyon çalışmasının birçok partinin katılımıyla olduğu düşünülürse CHP’nin tek başına bütün taleplerinin, hiçbir müzakereye yer vermeksizin yaşama geçirilmesi beklenemez elbette.
“Taleplerimiz şu ana kadar büyük oranda karşılandı”
Ama bizim bu beş toplantı sonrasında büyük oranda taleplerimizin karşılandığını hem çalışma yönergesinin oluşturulmasında hem komisyonun nasıl çalışacağı, şeffaflığı, odaklanacağı konular, amacının belirlenmesi konusunda hem çağırılıp dinlenen kişi kurum ve kuruluşlar konusunda taleplerimiz şu ana kadar büyük oranda karşılandı. Ve biz bu komisyonu demokrasi, adalet, hukuk devleti, toplumsal barış mücadelesini vereceğimiz bir zemin olarak değerlendiriyoruz. Şu ana kadar bizim burada bu mücadeleyi verdiğimizi herkes de gördü. Ve bundan sonra da böyle olacak.”
“Herkesin kaygısının tatmin edileceği bir çerçeve çizilmeye gayret edilecek”
Komisyonun heyetleri dinledikten sonra yasal düzenlemelere yönelik çalışmalar yapacağının hatırlatılarak, bu konuda talepleri olup olmayacağının sorulması üzerine Murat Emir şöyle konuştu:
“Yasal düzenlemeden çok yasal düzenlemelerin genel çerçevesinin çizileceği çalışmalar yapılacağını öngörüyoruz. Bizim de kendimize göre bir hazırlığımız var. Ama burada aslolan tabii ki özellikle Adalet Bakanlığının yaptığı çok seçenekli çalışmalar olacaktır. Bu çalışmalar sonucunda en makul, gerçekten sorunu bitirecek ama aynı zamanda toplumsal çatışmaları büyütmek bir yana azaltacak, sönümlendirecek, herkesi rahatlatacak, herkesin içine sinecek, herkesin kaygısının tatmin edileceği bir çerçeve çizilmeye gayret edilecek ve bizim de gayretimiz bu noktada olacak.”