(TBMM) – Bingöl Barosu Başkanı Yusuf Ketenalp, TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda, sürecin ihtiyacı olan şeyin köklü ve demokratik adımların toplum tabanından başlayarak tüm kesimlere yansıması ve her bireyin bunu gündelik yaşamında hissetmesi gerektiğini söyledi. Ketenalp, “Bu bağlamda Kürtçe’ye, Zazaca’ya ve bu topraklarda konuşulan diğer tüm diller üzerindeki baskının kaldırılarak kamusal alanda kullanılması için teşvik edilmesi gerekmektedir. Cezaevlerinde bulunan ağır hasta, tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam hakkı gözetilerek, infaz koşullarının insan onuruna ve evrensel hukuk ilkelerine uygun hale getirilmesi gerekir. Yargının bağımsız ve tarafsız bir şekilde işlemesi sağlanmalı, Anayasa Mahkemesi kararları hüküm yorumlaması yapılmadan uygulanmalı ve ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlayıcılığı dikkate alınarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmalıdır” diye konuştu.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, altıncı kez TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı.Toplantıda Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile Ankara 2 Nolu, Bingöl, Diyarbakır, Hatay, İstanbul 2 Nolu, Malatya, Mardin, Mersin, Van ve Sivas baro başkanları dinlenecek. Toplantıda konuşan Bingöl Barosu Başkanı Yusuf Ketenalp, daha önce de deneyimlenen benzeri sürecin bir şekilde olumsuz sonuçlandığını hatırlatarak “Bugün süreç hem siyasi partilerde hem de toplum tabanında birbirinden farklı düşünen insanlardan aldığı desteklerden ötürü umut vericidir ve önceki süreçlerden de farklıdır” dedi.
“Kürt meselesi aynı zamanda bir demokratikleşme meselesidir”
Bugünkü sürecin ülkenin birliği ve beraberliği, barış ve kardeşliği için atılmış büyük bir adım olduğunu söyleyen Ketenalp, “Kuşkusuz atılan bu büyük adımda temel hak ve hürriyetler ile yine Komisyonun adında yer alan demokrasi en temel kısımda oluşturmaktadır. Zira Kürt meselesi aynı zamanda bir demokratikleşme meselesidir. Sürecin nihayete ermesiyle sağlanacak barış ile aslında demokrasinin önündeki engellerin de kalkmış olacağını hep birlikte görmüş olacağız” diye konuştu.
“Anayasa Mahkemesi kararları hüküm yorumlaması yapılmadan uygulanmalı”
Ketenalp, bu sürecin ihtiyacı olan şeyin köklü ve demokratik adımların toplum tabanından başlayarak tüm kesimlere yansıması ve her bireyin bunu gündelik yaşamında hissetmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda Anayasa’da eşit vatandaşlık ve yurttaşlık güvence altına alınmalı, buna halel getirecek uygulamalar sona erdirilmelidir. Kürtçe’ye, Zazaca’ya ve bu topraklarda konuşulan diğer tüm diller üzerindeki baskının kaldırılarak kamusal alanda kullanılması için teşvik edilmesi, dillerimizin yaşatılması için buna yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Şu anda aramızda bulunan ve Zazaca konuşan belki de tek birey olmam hasebiyle kadim bir dili olan ana dilim Zazaca’nın yok olmakla ilkesiyle karşı karşıya olduğunu da belirtmek isterim. Toplumsal barış için ortak, tarihsel ve kültürel çalışmaların yapılması, buna yönelik projelerin hayata geçirilmesi gerekir. Cezaevlerinde bulunan ağır hasta, tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam hakkı gözetilerek, infaz koşullarının insan onuruna ve evrensel hukuk ilkelerine uygun hale getirilmesi gerekir. Yargının bağımsız ve tarafsız bir şekilde işlemesi sağlanmalı, Anayasa Mahkemesi kararları hüküm yorumlaması yapılmadan uygulanmalı ve ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlayıcılığı dikkate alınarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmalıdır.
“Kayyım uygulamaları, demokrasinin temel taşı olan seçme ve seçme hakkı ülkelerinin ihlalidir”
Yapılan araştırmalarda toplumda çok düşük oranlarda olan adalete güven duygusu da bunlarla birlikte arttırılmalıdır. Halk iradesinin hiçe sayan kayyum uygulamaları, demokrasinin temel taşı olan seçme ve seçme hakkı ülkelerinin ihlalidir. Kayyım uygulamalarının sonlandırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, ayrıca yerel yönetimlerin de güçlendirilmesiyle halkın doğrudan yönetime katılması sağlanmalıdır. Ekonomik, sosyal kalkınmanın sağlanabilmesi için tarım hayvancılık projeleriyle sanayi kuruluşlarına destekleme sağlanması ve iş yaşamına yeni atılacak kişilere istihdam alanları, spor ve kültürel proje imkanlarının da tanınması gerekmektedir. Ülkemizde bulunan tüm kesimlerin sürece dahili sağlanarak demokratik ve çoğulcu bir Anayasa da yapılmalıdır.”
“Bu topraklarda birliğin, kardeşliğin ve barışın nakip olacağına ben şahsen inanıyorum”
Gelinen noktada verilen çabanın çok kıymetli olduğunu ancak gidilecek daha yolun da olduğuna değinen Bingöl Barosu Başkanı Yusuf Ketenalp, “Bu topraklarda birliğin, kardeşliğin ve barışın nakip olacağına ben şahsen inanıyorum. Sözlerimi de Mevlana’nın şu sözleriyle bitirmek istiyorum. ‘Bir gün gelir, açmaz dediğin çiçek açar, bitmez dediğin dertler gider, bitmez dediğin zaman geçer, hayat öyle bir sır ki önce şükür, sonra sabır, sonra da inanmak gerekir'” dedi.