(TBMM) – CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışma usul ve esaslarında yer alan Komisyonun görevinin tartışıldığına dikkat çekerek “İçinde bulunduğunuz çalışma sistemiyle kusura bakmayın toplumsal rıza oluşmadığı gibi kamuoyunda yurttaşlarımız arasında ‘siz orada ne yapıyorsunuz?’ sorusunun bir süre sonra çok daha yüksek sesle söyleneceğini görebiliriz. Kamuoyu bize muhtemelen bugün okuduğu tweetler ve tutanaklar sonunda ‘yahu daha siz bu komisyonda komisyonun görevi nedir, amacı nedir bunu kararlaştıramamışsınız. Oy birliğiyle aldığınız kararla mutabık değilsiniz’ diye eleştiriler gelecek” diye eleştirdi. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Komisyonda ortaklaşılan konuları hukuka güven vermek için deklare edilmesi gerektiğini belirterek “Adalet Bakanlığı gelip bir sunum yapmalıdır. Yasal çerçeve konusunda bir sunum yapmalıdır. Dışişleri Bakanlığı da mutlaka sunum yapmalıdır çünkü bu mesele Suriye’den, Irak’tan, İran’dan da bağımsız değil” dedi.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşmasıyla başlayan toplantıda, Türkiye’deki baroları temsilen davet edilen 10 baro başkanı iki oturum halinde dinlendi. Numan Kurtulmuş, toplantının üçüncü oturumunda komisyon üyelerine söz verdi.
Tanrıkulu: “Burada ortaklaştığımız konuları hukuka güven vermek açısından deklare etmeliyiz”
Toplantıda söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dinlediğimiz taraftar, mağdurlar, barolar ve barolar arasındaki görüş farklılıklarını hatırlatarak “Burada zor bir iş yapılıyor. Bu masada oturan siyasi partiler motivasyonunu yüksek tutmalı, milletvekilleri de motivasyonunu yüksek tutmalı ve topluma da o endişeli, kaygılı, güven duymayan insanlara da güven verecek, kaygılarını azaltacak somut işler yaptığını burada yavaş yavaş gösterebilmelidir” dedi.
Provokasyon ve sabotaj kelimelerini sıkça kullandıklarından bahseden Tanrıkulu, “İçinde bulunduğumuz bu coğrafyada, sonuçta geçmişteki deneyimlerle buna açık olduğunu gösteriyor. Bir taraftan yön vereceksek, bir taraftan da somut bazı şeyleri yaptığımızı da göstermeliyiz. Daha hızlı bir çerçeveyi konuşacağımız bir çalışma pratiğinin de ortaya çıkması gerekiyor diye düşünüyorum. Burada ortaklaştığımız konuları hukuka güven vermek açısından deklare etmeliyiz. Deklare etmeliyiz ki güçlü bir biçimde bu komisyon çalışıyor ve sonuçta bu sorunun sahibidir, ısrarcıdır. Kimse bu masanı dağılacağı konusunda paniğe kapılmasın sonuçta böyle bir şey yok. Sonuçta ortaklaştığımız konularla ilerliyoruz. Bunun görülmesi lazım” diye konuştu.
“Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gelip sunum yapmalıdır”
Tanrıkulu, her siyasi partinin Komisyonda öncelikleri olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Burada bulunan milletvekillerinin dışında siyasi partiler de siyaset yapıyorlar. Bunların getirsini götürüsünü hesaplıyoruz. Bizim bu hesapların dışında gerçekten de onun dışında bir tutum almamız lazım. Aynı bir işi yapıyoruz ve siz de söylediniz, ben de aynı görüşteyim. Çalışma çözümleri bakımından önemli bir model burada deneniyor. Bunun başarısı ortak çalışmalardır. Toplumda bir kesimde, diğer çevrelerde öyle bir görüş var ki… Örneğin, silah bıraktık deniliyor, bazıları diyor ki niye silah bıraktı? Yani bu duyguda olan toplumsal bir kesim var. Endişeli, kaygılı, bunun siyaset konusunda birilerine yarayacağı düşünceleri var. Dolayısıyla bizim çerçeve konusunda gerekirse devletten alacağımız bilgilerle, Meclis’i olağanüstü toplantıyı çağırabileceğimizi, hızla toplanacağımızı, yasaları çıkartacağımızı topluma deklare etmeliyiz. Konuşuyorlar, dağılıyorlar, dinlediler ama bunun dışında da bir çalışma temposu ortaya koymalıyız. Bu dinlenmenin dışında bir Adalet Bakanlığı gelip bir sunum yapmalıdır. Yasal çerçeve konusunda bir sunum yapmalıdır. Dışişleri Bakanlığı da mutlaka sunum yapmalıdır çünkü bu mesele Suriye’den, Irak’tan, İran’dan da bağımsız değil. Kendisinin de gelip burada bir sunum yapmasının çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum.”
Akdoğan: Komisyonda sıfıra sıfır elde var eksi noktasına düşüldüğünü görüyorum
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan da birinci toplantıda Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışma usul ve esaslarının oy birliğiyle kabul edildiğini hatırlattı. Komisyonun hala görevinin tartışıldığına dikkat çeken Akdoğan, “Komisyonda zaman zaman sıfıra sıfır elde var sıfır gibi düşünüyorum ama sıfıra sıfır elde var eksi noktasına düşüldüğünü görüyorum” diye eleştirdi.
“Kayyum meselesi bu komisyonun ana görevlerinden bir tanesidir”
Akdoğan, Komisyonun çalışma usul ve esaslarında Komisyona atfedilen üç görevin olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bir, terörün Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkartılması yani bu komisyonun ana görevi dediğiniz şey bu komisyonun görevlerinden bir tanesi. İki, toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, milli birlik ve kardeşliğimizin pekiştirilmesi. Mesela ben aldığınız bu karar neticesi demiştim ki ‘ben toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, milli birlik ve kardeşliğimizin pekiştirilmesi konusunda bir hususa değineceğim’ deyip Alevilerin sorunlarıyla ilgili bir konuşma yapmıştım. Şimdi bugün Türkiye Barolar Birliği Başkanımız buraya geldi. E tabii ki Türkiye Barolar Birliği Başkanı buraya gelirken eline sizlerin de onayladığı, oy verdiğiniz ve kabul ettiğiniz Komisyonumuzun usul ve esaslarını anlayacağı metni okumuş ve gelmiş. Metin de diyor ki ‘özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışma yapmak bu komisyonun görevidir.’ Buna ben oy vermedim ama sizler oy verdiniz. Olsaydım ben de oy verirdim. Dolayısıyla bu komisyonun üç görevi vardır. Sanki bir görevi varmış gibi yapmak veya üç görevinden bir tanesinin asli görev diğerlerinin tali görevi olduğunu söylemek, bu elinizdeki metne bağlı kalmamaktır. Komisyonumuzun üçüncü görevi, asli görevi, gerçek görevi, başat görevi bunlarla birlikte hepsini katarak söyledim. Özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışma yapmaktır. Şimdi kayyum meselesinin burada konuşulması sadece terörün Türkiye gündeminden tamamen çıkartılmasını bu komisyonun görevi olarak alsanız dahi o da kayyum olarak nitelendirilemez. Kayyum meselesi bu komisyonun ana görevlerinden bir tanesidir.”
“Balı yeme zamanı gelmemiş olabilir ama hiç değilse balı görmenin zamanı gelmiştir”
“Bal bal diyerek ağız tatlanmaz. Balı yeme zamanı gelmemiş olabilir ama hiç değilse balı görmenin zamanı gelmiştir” diyen Akdoğan, Komisyon toplantılarında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un toplumsal rıza konusundaki vurgularını hatırlatarak “İçinde bulunduğunuz çalışma sistemiyle kusura bakmayın toplumsal rıza oluşmadığı gibi kamuoyunda yurttaşlarımız arasında ‘siz orada ne yapıyorsunuz?’ sorusunun bir süre sonra çok daha yüksek sesle söyleneceğini görebiliriz. Kamuoyu bize muhtemelen bugün okuduğu tweetler ve tutanaklar sonunda ‘yahu daha siz bu komisyonda komisyonun görevi nedir, amacı nedir bunu kararlaştıramamışsınız. Oy birliğiyle aldığınız kararla mutabık değilsiniz’ diye eleştiriler gelecek” dedi.