(TBMM) – TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Mutlaka komisyon grubu olan partilerin temsilcilerinin olduğu bir heyetle İmralı’ya gitmelidir. Grubu olmayan partiler de kendi isteklerine göre katılabilmeli bu komisyona, İmralı’yı ziyaret etmelidir. İmralı’daki yapılan görüşmenin tutanakları bütün açıklığıyla kamuoyuyla, bütün halkımızla paylaşılmalı, komisyonumuzun huzuruna gelmelidir. Komisyonumuz ayrıca burada önerildiği gibi Abdullah Öcalan’la ikinci bir görüşmeyi de SEGBİS yöntemiyle bütün komisyon üyelerinin katıldığı bir oturumla yapabilir. Bu da bir pazarlık değildir, bir lüks değildir. Bu sürecin doğal olarak bir ihtiyacıdır” dedi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, “İmralı’ya ziyaret” konusunu görüşmek için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, şöyle konuştu:
“Ben de bu ülkede çatışmasızlık, silahların susması, operasyonların durması ve barışın tesisi en çok bu ülkede işçilerin, emekçilerin ihtiyacı var. En çok onlara zarar verdi. Onların canını yaktı. Onların gençlerinin, onların ailelerinin ve tabii ki kaybettiğimiz Türk ve Kürt gençlerinin annelerinin canını yaktı. Onun için bu koşullar ile kalıcı hale getirecek çatışmasızlığı, operasyonların durmuş olmasını, silahların susmasını ve barışı artırmamıza hizmet edecek her adımın kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Parti olarak da bunu dile getirmeye çalıştık. Ancak İmralı konusuna bu sürecin gelip İmralı ziyareti konusunda sıkıştırılması da doğru değil diye düşünüyoruz. Bu komisyon da bu meseleyi böyle ele almalı. Bu sürecin doğal bir parçası olarak görmeli ve bundan sonra atılacak adımları da doğal bir parçası olarak görmeli İmralı ziyaretini diye düşünüyoruz. Çünkü bu ana kadar özellikle Saray yönetiminin sözcülerinin İmralı’ya ziyareti konusunda komisyonun açık bir tutum takınmamış olmasını da anlaşılır bulmuyoruz gerçekten. Mutlaka komisyon grubu olan partilerin temsilcilerinin olduğu bir heyetle İmralı’ya gitmelidir.
“Grubu olan partiden arkadaşlarımızın komisyona üyelik vermemeleri çok anlamlı olmaz diye düşünüyorum”
Grubu olmayan partiler de kendi isteklerine göre katılabilmeli bu komisyona, İmralı’yı ziyaret etmelidir. İmralı’daki yapılan görüşmenin tutanakları bütün açıklığıyla kamuoyuyla, bütün halkımızla paylaşılmalı, komisyonumuzun huzuruna gelmelidir. Komisyonumuz ayrıca burada önerildiği gibi Abdullah Öcalan’la ikinci bir görüşmeyi de SEGBİS yöntemiyle bütün komisyon üyelerinin katıldığı bir oturumla yapabilir. Bu da bir pazarlık değildir, bir lüks değildir. Bu sürecin doğal olarak bir ihtiyacıdır. 1999 yılında Abdullah Öcalan aylarca bir cam fanusı içerisinde canlı yayınlarla yargılanmıştır. Bütün dünyada canlı yayınla saatlerce süren yargılamalarla, bütün dünyanın ortasında yargılama sürmüş birisidir. Dolayısıyla bu adımlar atılmalıdır. Grubu olan partiden arkadaşlarımızın komisyona üyelik vermemeleri çok anlamlı olmaz diye düşünüyorum.
“Barış gizli, kapalı gelmez”
Süreci ilerletme açısından buna ihtiyaç var. Mutlaka bu kararlarını gözden geçirmeniz gerekir. Oylamanın kapalı olması, vallahi barış kapalı gelmez, barış gizli gelmez. Komisyon bundan sonra atılacak adımları konuşacak. Dolayısıyla bunları artık açık açık konuşmalıyız. Şu anda, bu toplantıda bütün parti temsilcilerinin ne yapmak istediklerini açık açık beyan ettikleri bir durumda neyi kapalı yapacağız ki artık? Tutumların ne olduğunu herkes söylüyor. Dolayısıyla sadece tartışıp belki birbirimizi ikna etme şansımız var. Onu mu kapalı yapacağız? Bence bu anlamlı olmuyor. Dolayısıyla açık oturumda devam etmekte yarar var diye düşünüyorum. Başkanımız da sorumluluk üstleniyorsa, bir oylamaya da ihtiyaç olmadan bu karar alınır. Grubu olan partiler, grubu olmayan partiler de katılmak isteyenlerin yer alır, İmralı ziyareti gerçekleşebilir.”

