Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Binali Yıldırım: “Terör örgütü bir başka isimle, bir başka formatla karşımıza çıkarsa bu büyük bir hata ve hayal kırıklığı olur”

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan 28. TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Bugün Suriye’nin kuzeyindeki SDG, YPG ve PYD yapılanmasının da bu Terörsüz Türkiye projesi içerisinde önemle dikkate alınması gerekiyor. Yani bir terör örgütü kendisini feshedip bir başka isimle bir başka formatla karşımıza çıkarsa bu büyük bir hata ve hayal kırıklığı olur” dedi. 29. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise, “Türkiye sınırları içinde feshedilen bir örgütün sınırımızın hemen ötesinde başka isimlerle devam ettirilmesi sürecin önünde büyük bir engeldir” ifadelerine yer verdi.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda konuşan 28. TBMM Başkanı

(TBMM) – Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan 28. TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Bugün Suriye’nin kuzeyindeki SDG, YPG ve PYD yapılanmasının da bu Terörsüz Türkiye projesi içerisinde önemle dikkate alınması gerekiyor. Yani bir terör örgütü kendisini feshedip bir başka isimle bir başka formatla karşımıza çıkarsa bu büyük bir hata ve hayal kırıklığı olur” dedi. 29. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise, “Türkiye sınırları içinde feshedilen bir örgütün sınırımızın hemen ötesinde başka isimlerle devam ettirilmesi sürecin önünde büyük bir engeldir” ifadelerine yer verdi.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında Tören Salonu’nda toplandı. Komisyonda, saat 11.00’de başlayan toplantının ilk oturumunda önceki dönem görev yapan 5 Meclis Başkanı dinlendi. Öğle arası verilmesinin ardından toplantının ikinci oturumuna geçildi.

Toplantının ikinci oturumunda konuşan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:

“Terörün kalıcı olarak sona ermesi yalnızca beyanatla olmaz. Bu sürecin sahaya tam yansıması PKK’nın uzantılarının da silah bırakmasıyla ancak mümkün olacaktır. Bu nedenle ihtiyatlı bir iyimserlikle bakmak gerektiğini belirtmiştik. Bu masa milletin masasıdır. Bu irade 86 milyonun iradesidir. Bu sürece umutla ve olumlu bakıyoruz ama bir hakikatin altını işin başında çizmekte fayda var. Büyük bedellerle kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kırmızı çizgileri tartışmaya kapalıdır. Vatanın sınırları, devletimizin üniter yapısı, cumhuriyetin temel esasları müzakere konusu değildir. Anayasanın ilk 4 maddesi, istikbalimizin teminatıdır. Cumhuriyetin kırmızı çizgisi, milletin ortak emaneti olarak daima korunacaktır. Cumhuriyetin temel değerlerinden taviz verilerek batış tesis edilemez. Tam aksine kalıcı barış ve kardeşlik kökleşir. Terörsüz Türkiye hedefine de bu çerçevede ulaşmak mükündür. Kırmızı çizgileri net şekilde ortaya koyduk ama bu demek değildir ki milletimizin kardeşliğini büyütecek adımlar atılamaz.

Bin yıldır bu topralarda beraber yaşadık bugün de birlikte geleceğe taşımakla sorumluyuz. Bizim için esas odur ki; bu ülkenin her vatandaşı etnik kökeni, dini veya mezhebi ne olursa olsun eşit yurttaşlık altında birleşmeli. Hepimiz aynı vatandaşlık bağı ile eşit haklara sahibiz bu nedenle vatandaşlık tanımının kapsayıcı bir şekilde gözden geçirilmesi, güncellenmesi, bütün unsurları kucaklaması önemli bir adımdır.

“Yeni, sivil, katılımcı bir anayasanın öneminin altını çizmek istiyorum”

Türklerin de Kürtlerin de tek bir sorunu vardır; terör. Terör sadece Kürtlerin ya da Türklerin sorunu değildir. Cumhuriyet nasıl birlikte kurulduysa ve bugünlere taşındıysa bugün de hedefimiz hiçbir vatandaşımızın kendisini dışlanmış hissetmemesidir. Bu anlayışla yeni, sivil, katılımcı bir anayasanın öneminin altını çizmek istiyorum. Bütün bunları yaparken toprak, özerklik, federasyon… Bunlar asla gündemde olmayacak konulardır. Yolumuz çok açıktır, ayrışmaya müsaade etmeyiz. Binlerce insanımız şehit oldu, gazi oldu. Teröre harcamadığımız kaynakları insanımızın geleceğine harcamış olsaydık bugün bir yerine üç Türkiye GSMH’ya ulaşabilirdik. Terörün bize maliyetinin bedeli bizden sonraki nesilleri etkileyecek boyuta erişti. Sabotajların, provokasyonların, kirli senaryoların olacağını farz ediyoruz ama bir olursak bunlara yol vermeyiz.

Meseleyi sadece Irak sahasında görmek tarihi bir yanılgı olur. Bugün Suriye’nin kuzeyindeki SDG, YPG ve PYD yapılanmasının da bu Terörsüz Türkiye projesi içerisinde önemle dikkate alınması gerekiyor. Yani bir terör örgütü kendisini feshedip bir başka isimle bir başka formatla karşımıza çıkarsa bu büyük bir hata ve hayal kırıklığı olur. Emperyal devletlerin ikircikli açıklamalarını da çok önemle takip etmemiz gerekiyor. Yapılan çağrı yalnızca PKK’yla sınırlı değil. Terörün kökten sona ermesi bütün bu yapıların sahneden çekilmesiyle mümkün olacaktır. Birlik için her şeyi yaparız ama ayrışmaya rıza göstermeyiz.”

“Bu tarihi fırsatı büyük bir titizlikle değerlendirelim”

29. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise şunları kaydetti:

“Geçmiş çözüm süreci bize şunu gösterdi; barışı sağlamak için sadece iyi niyetli çabalar yetmez. Sürecin kapsayıcılığı, şeffaflık ve çok boyutlu olması, sabırla yürütülmesi gereklidir. Kurulan bu yeni komisyon bu eksikleri gidermek için bir fırsattır. Bu siyasi kapsayıcılık toplumsal kapsayıcılığa dönüştürülmelidir. Bu bakımdan komisyon çalışmalarının şeffaf ve açık şekilde yürütülmesi çok önemlidir. Terörsüz Türkiye hedefi, toplumun sadece belli kesimlerinin omuzlayamayacağı kadar büyük bir hedeftir. Vaktin ve iklimin kıymetini bilerek bu tarihi fırsatı büyük bir titizlikle değerlendirelim.

Türkiye sınırları içinde feshedilen bir örgütün sınırımızın hemen ötesinde başka isimlerle devam ettirilmesi sürecin önünde büyük bir engeldir. Türkiye’nin karşı olduğu şey, tehdit oluşturan bir terör yapılanmasıdır. Bu bakımdan PKK ve diğer terör unsurlarının silah bırakması sürecinin iyi planlanması gerekir. Bu ilk adımın atılmasının ardından silah bırakan terör örgütü üyelerinin topluma kazandırılması konusu değerlendirilebilecektir. Ancak örgütün bekle-gör politikası izlememesi ve silah bırakma sürecini zamana yaymaması hususunda bütün partilerin üzerine düşeni yapması gerekmektedir.

“Terörsüz Türkiye bir hayal değildir”

PKK’nın tasfiyesi bağlamında bu kapsama girenler için müstakil bir düzenleme mi yapılmalı? Bu bir yoldur. İkinci ihtimal ise mevzuatımız içinde gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. İkisi de düşünülebilir. İlk adım olarak müstakil bir düzenlemeyle yola çıkılabilir. Bu düzenleme de kesin ve geri dönüşsüz bir af yerine belli bir süreye bağlı olarak hukuka uygun davranışın takibi suretiyle kesinleştirilebilecek şartlara da bağlanması söz konusu olabilir. Konunun sadece kriminal boyutlar içinde ele alınmasının yeterli olmayacağı kanaatindeyim. Türkiye, dikkatle çalışılmış, toplumsal barış ile ilgili bir adım atmak zorundadır. Terörsüz Türkiye bir hayal değildir.”