Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bahçeli: “Terörsüz Türkiye’ye karşı gelenler, hele bir itiraf etsinler; terör bitsin mi, bitmesin mi?”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye’ye karşı gelenler, hele bir itiraf etsinler; terör bitsin mi, bitmesin mi? Milli birlik ve kardeşlik Cumhuriyet’in yeni yüzyılına mühür vursun mu, vurmasın mı? Küresel ve bölgesel siyaset masasında kartlar yeniden dağıtılırken, menü mü olalım, yepyeni bir millet menkıbesine imza mı atalım? Hıyanet derecesinde gaflete kapılanlar, bir açıklasınlar da öğrenelim. Zekanın sınırları vardır ama geri zekalılıkta hiçbir eşik ve sınır yoktur. Sınır ve eşik tanımayan güruha neyi anlatsak nafile, neyi göstersek boşunadır. Çünkü onların zeka seviyesiyle bizim rekabet etmemiz, onların dip seviyesine inip de yapacağımız ikna çabasından sonuç almamız yalnızca muhal bir hayaldir. Biz hayalin değil kutlu hedeflerin peşinden koşuyoruz” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Terörsüz Türkiye’ye karşı gelenler, hele

(TBMM) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye’ye karşı gelenler, hele bir itiraf etsinler; terör bitsin mi, bitmesin mi? Milli birlik ve kardeşlik Cumhuriyet’in yeni yüzyılına mühür vursun mu, vurmasın mı? Küresel ve bölgesel siyaset masasında kartlar yeniden dağıtılırken, menü mü olalım, yepyeni bir millet menkıbesine imza mı atalım? Hıyanet derecesinde gaflete kapılanlar, bir açıklasınlar da öğrenelim. Zekanın sınırları vardır, ama geri zekalılıkta hiçbir eşik ve sınır yoktur. Sınır ve eşik tanımayan güruha neyi anlatsak nafile, neyi göstersek boşunadır. Çünkü onların zeka seviyesiyle bizim rekabet etmemiz, onların dip seviyesine inip de yapacağımız ikna çabasından sonuç almamız yalnızca muhal bir hayaldir. Biz hayalin değil kutlu hedeflerin peşinden koşuyoruz” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin üçıklamalarda bulundu. Bahçeli, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak başladığı konuşmasında, şunları kaydetti:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin haysiyetidir”

“Hiç kuşkusuz, hiç tereddütsüz, hiç sorgusuz-sualsiz diyebilirim ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin haysiyetidir, Türk milletinin hürriyet meşalesidir. Bu meşale sönmeyecek, hür ve müstakil geleceğimizi ışıtan kutlu eser ve emanetleri asla ziyan edilmeyecektir. Karanlık bir samanlıkta olmayan iğnenin arayışıyla ömür tüketen, bu müflis çılgınlıkla geçmişin kuytularında husumet ve fitne kazıları yapan şeytanlaşmış odakların ıslah olmaları, insafa gelmeleri; artık ellerini ve dillerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten uzak tutmaları samimi dileğimdir. 10 Kasım’da Kocaeli Valiliği’nin ve Kocaeli Müftülüğü’nün almış olduğu karar doğrultusunda il genelindeki camilerde Atatürk’ü Anma Programı mucibince Mevlid-i Şerif okutulmasını takdir ve şükranla karşılıyor; hem valimizi, hem de müftümüzü gönülden tebrik ediyorum. Allah kabul ve makbul etsin diyorum. Vefatının üzerinden 87 yıl geçmiş olmasına rağmen haksız ve hayasız saldırılara ısrarla maruz kalan, yalan ve yanlış iddiaların boy hedefi yapılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk şayet hiç olmasaydı, acaba hangi müstevli bayraklar semalarımızda dalgalanır, ezan yerine kulaklarımız neyi duyardı?

“MHP ve Cumhur İttifakı’nın kaderi milletin kaderi, devletin bekası ve istikbalidir”

Biz ne yapacağını, hangi vasıtaları uygulayacağını, nereye ulaşacağını bilen, bu doğrultuda bıçkın bir iradeyle mücadelesini sürdüren, Türkiye sevdalılarıyız. Şayet nereye gittiğimizi tespit edemezsek mukadderdir ki hiç beklenmedik, hiç umulmadık, aklımızdan dahi geçmedik sahillere yara bere içinde çıkmamız kaçınılmadır. MHP’nin siyaseti en başta CHP’nin ve yedeklerinin gibi icazetli, icar ve ipotek altında bir siyaset olarak görülemez. MHP’nin vizyonu yine aynı siyaset köhneliğine benzer şekilde kısıtlı kırılgan ve kısa menzilli bir çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. milletimiz ne istiyorsa dileğimiz aynıdır. Gerçeği bilip susanlar, gerçeği bilmeden konuşanlar kadar tehlikelidir. Utanç kaynağıdır. Bir gerçek vardır ki o da; MHP ve Cumhur İttifakı’nın kaderi milletin kaderi, devletin bekası ve istikbalidir. Bizim onun bunun suçlamalarına kanarak ve sahtekarlarına aldanarak siyaset yapmamız aklın ve 56 yıllık mazimizin inkarıdır. Hamd olsun biz inkarcı değiliz. Dosta güven, düşmana korku veren milliyetçi, ülkücü hareketiz. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir. MHP ve Cumhur İttifakı Türk milletinin güçlü nefesi, gür sesi, parlak geleceğinin müjdesidir. Su olmayan yerde balık avına çıkan, kalplerinde tortulaşan kirli husumet saçan, eylemleriyle teyit eden çevreler bizimle boy ölçüşemez. Biz Türkiye’nin her yerindeyiz.

Karabağ 30 yıl boyunca esaret ve zulmün gölgesinde kalmıştı. Azerbaycan’ın vatan toprakları on yıllar boyunca mateme bürünmüştü. 5 yıl önce gerçekleşen 44 günlük vatan muharebesinden sonra adalet yerini bulmuş, Karabağ gerçek ve ebedi sahibiyle ayrılmamak üzere birleşmişti. Bu vesileyle Azerbaycan halkının 8 Kasım Zafer Günü’nü, ayrıca 9 Kasım Devlet Bayrağı Günü’nü yürekten kutluyor, can Azerbaycan’ı ve büyük Türk milletinin onurlu evlatlarını saygıyla selamlıyorum.

“‘Siz varken PKK’ya gerek yok’ diyen devşirilmiş aslan yavrusuna diyeceğim çok şey olsa da…”

‘Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge’ hedefimiz yeni yüzyılda en büyük kozumuz, en müteyakkız kudretimiz olacaktır. Türkiye kamburlarından kurtuldukça birileri zırvada sürekli yeni bir faza, yalan ve iftirada bir üst aşamaya geçmektedir. Bize yönelik, ‘Sen olmuşsun İmralı, etrafındaki alkış ekibi olmuş Kandil. Siz varken PKK’ya gerek yok’ diyen devşirilmiş aslan yavrusuna diyeceğim çok şey olsa da, bir lafına bakıyorum laf mı diye, bir de söyleyene bakıyorum adam mı diye. İki durumda da karşımda ciddiye alınacak bir insan sureti, dikkatle inceleyeceğim bir cümle düzeneği kesinlikle göremiyorum. Ne güzel de ifade etmiş Hz.Mevlana; ‘İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara. İçidir hakikatin resmi, dışı sadece manzara.’ Yoksa insanın içinde hakikat baksak ne çıkar, bakmasak ne yazar. Bilen bilir bu tiplerin içinde kaynayan fitne kazanlarını, bilmeyen ne bilsin dışından taşan arızalı ve hasarlı yanlarını. Engizisyon zulmü Galile’ye dünyanın dönmediğini söyletmişti. Ancak dışarı çıktığında söylediği tarihin ufkunda çınlamıştı: Ne yaparsanız yapınız, dünya dönüyor ve dönecek.

“Bizim Babil nasihatçilerine karnımız toktur”

İyi kılıflı kötü ve kötürüm emel sahipleri ne yaparsa yapsın, ne derse desin Terörsüz Türkiye’nin şafağı sökecek, yüreklerimizde dikilen fideler meyvesini yakında verecektir. Bir düşünürün dediği gibi; ‘Herkesin her şeyden haberdar olduğu, üstelik hiçbir şey yapmadığı, her şeyle dayanışma içinde görünüp yerinden bile kımıldamağı bir dünyada’. Maskeli yüzlerin, art niyetli siyaset bezirganlarının, atı arabanın ardına koşmaya çalışan ahmakların paçamızdan tutmasına, önümüzü kesmesine billahi müsaade etmeyeceğiz. Tarihte Babil nasihatçileri diye bir kavram vardır. Söylenenlere göre, Babil’de doktor yokmuş. Hastalığı olanlar meydanda toplanır, gelen geçenden yakalandıkları hastalıklar için öğüt dilenirlermiş. Zengin işadamları itibar kazanmak için her fırsatta öğüt verirlermiş. Kimisi şahsi deneyiyle övünür, kimisi de laf ola beri gele konuşurmuş. Ancak Babil’de herhangi bir illete çare üretildiği de görülmemiş. Çünkü Babil’de sorununun çözümü için akıl yerine beyhude öğüt vermenin kolaycılığı, boşa sallayıp dolu tutmanın sorumsuzluğu egemenmiş. Bizim Babil nasihatçilerine karnımız toktur.

“Biz hayalin değil, kutlu hedeflerin peşinden koşuyoruz”

Terörsüz Türkiye’ye karşı gelenler, hele bir itiraf etsinler; terör bitsin mi, bitmesin mi? Milli birlik ve kardeşlik Cumhuriyet’in yeni yüzyılına mühür vursun mu, vurmasın mı? Küresel ve bölgesel siyaset masasında kartlar yeniden dağıtılırken, menü mü olalım, yepyeni bir millet menkıbesine imza mı atalım? Hıyanet derecesinde gaflete kapılanlar, bir açıklasınlar da öğrenelim. Zekanın sınırları vardır, ama geri zekalılıkta hiçbir eşik ve sınır yoktur. Sınır ve eşik tanımayan güruha neyi anlatsak nafile, neyi göstersek boşunadır. Çünkü onların zeka seviyesiyle bizim rekabet etmemiz, onların dip seviyesine inip de yapacağımız ikna çabasından sonuç almamız yalnızca muhal bir hayaldir. Biz hayalin değil, kutlu hedeflerin peşinden koşuyoruz.

“Birinci Mahmut, Patrona Halil’i musalla taşına vururken şunları söylemişti: Bu habis kelle gidince ülkeyi ışık kaplayacak”

Patrona Halil aydınlık çağımızı başlatma amacında olduğu iddia edilen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı katletmişti. Birinci Mahmut, Patrona Halil’i saçlarından yakalamış ve başını musalla taşına vururken şunları söylemişti: ‘Bu habis kelle gidince ülkeyi ışık kaplayacak.’ 300 yıla yaklaşan o ışık arayışı sonunda ufuk çizgimizde belirmiştir. Bu ışığı perdeleyecek bir ucube ve uyduruk siyasi zihniyete tahammülümüz asla yoktur. Geleceğin yol haritasını geçmişin tecrübeleriyle çizmekten başka seçeneğimiz de yoktur. Kaldı ki ne kadar geçmişe bakarsak o kadar ileriyi görmemiz mümkündür. Ruh enginliğine ve özgüvene sahip toplum veya milletler yeri geldiğinde geçmişleriyle yüzleşmeyi bilecek kadar cesurlardır.

“Kin ve öfkelerimizi yarıştırmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür”

Bu ülke hepimizindir. Bu vatan üzerinde yaşayan her insanımızın yeryüzü cennetidir. Temiz bir dil kullanmak, empati kurmak, erdemli olmak, meseleleri geniş bir açıyla ele almak öncelikle siyasi partilerin, sonra da herkesin müşterek sorumluluğudur. Birbirimizi suçlayarak, birbirimize düşman muamelesi yaparak kin ve öfkelerimizi yarıştırmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Aklıselim ve kalbiselim çizgiden savrulmanın bedeli herkes için ağır olacaktır. Terörsüz Türkiye hedefinde adım adım sona yaklaşılmaktadır. Meclis’te kurulan komisyon çalışmalarını kısa süre içinde ikmal edecektir. Bizim meselemiz Türkiye’nin yeni bir kurtuluş mucizesiyle zirveye tutunmasıdır. Bizim meselemiz vatandır, millettir, devlettir, al bayrağın altında 86 milyonun tek yürek olmasıdır. Bu arada bizimle milliyetçilik konusunda, vatan ve millet sevgisi hususunda boy ölçüşmeye çalışan siyasi tufeylilere diyorum ki; ‘İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi o kadar sıkleti çekemez’.”

Devlet Bahçeli konuşmasını, Kocaeli Dilovası’nda kurulu bulunan bir parfüm deposunda meydana gelen yangında hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı kardeşlerimize de şifalar dileyerek bitirdi.