Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Odyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Mina Gök, kulak çınlamasının, kendi başına işitme kaybı oluşturmadığını, hastalık değil bulgu olarak kabul edildiğini belirtti ve “Çocukluk çağından itibaren her yaştan bireyde görülebilen çınlama, toplumda oldukça yaygın görülmekte ve yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 10-15’ini etkilemektedir.” dedi.
Tıp dilinde “Tiinitus” olarak adlandırılan kulak çınlamasının, “bulunulan ortamda ‘o’ ses olmamasına rağmen, varmış gibi duyulma, işitilme hissi” olarak tanımlandığını belirten Mina Gök, duyulan sesin hastalar tarafından; tiz veya bas bir ton, uğultu, çınlama, tıslama, ıslık, cırcır böceği sesi gibi değişik şekillerde tanımlandığını söyledi. Çınlamanın objektif ve subjektif çınlama olmak üzere iki grupta incelenebileceğini ifade eden Gök, “Objektif kanıtlanabilir çınlama, vücutta oluşan örneğin kan akışı veya kas hareketi sesinin kulağa ulaşması sonucunda hissedilmekte ve değerlendiren uzman steteskopla veya hastaya yaklaştığında hastanın duyduğu ses duyulabilmektedir. Subjektif yani öznel kulak çınlaması, fiziksel bir olgudan kaynaklanmayan ve sadece kulak çınlaması olan bireyin duyabildiği seslerdir. İç kulaktaki duyu hücrelerinde ses uyarımı olmadan yani sesin olmadığı durumda, sinir sistemindeki anormal uyarılmadan oluşan bir durumdur. İşitme sinirinde veya beyne giden yollarda meydana gelmektedir.” diye konuştu.
Mina Gök, subjektif çınlamanın, dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak, iç kulak, işitme siniri ve sonrasındaki yapıların problemlerini kapsayan nedenlerle metabolik veya nörolojik hastalıklarla, bazı ilaçların yan etkisiyle ve psikolojik faktörlerle ortaya çıkabildiğini söyledi. Subjektif çınlamanın görülme sıklığının, objektif çınlamaya göre çok daha yüksek olduğunu ifade eden Gök, “Kulak çınlaması şikayeti olan kişilerin yüzde 1’den daha azında objektif çınlama görülürken geri kalan yüzde 99’undan fazlasında subjektif çınlama görülmektedir.” dedi.
Yaşam kalitesini etkileyebiliyor
Çınlamanın yaşam kalitesini düşürdüğünü, bazı hastalarda küçük bir sıkıntı iken bazı hastalarda uyku düzeninin bozulduğunu, endişe sebebiyle depresyon gibi duygusal ve psikolojik semptomlara neden olabildiğini ve şiddetli kulak çınlamasının seslere karşı tahammülsüzlük yarattığını ifade eden Gök, kulak çınlaması olan bireylerde genellikle işitme kaybı görüldüğünü de ifade etti.
Yüksek ses maruz kalmak ve travmalar çınlamaya neden olabilir
Yaşlılığa bağlı oluşan işitme kaybında da çınlama görülebildiğini ifade eden Mina Gök, “Kafa travmasından kaynaklanan işitme siniri yaralanmaları, genellikle kulak çınlamasıyla sonuçlanmaktadır. İşitme sinirindeki tümör varlığı da yine hemen hemen her zaman çınlama ile birlikte görülmektedir. Birçok araştırmanın konusu olmasına rağmen, çınlamanın oluşum mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak genel olarak yüksek sese maruz kalmak, iç kulağı etkileyen işitme kayıpları, kulağa gelen bir darbe veya patlama gürültüsü gibi akustik travma ve bazı ilaçların yan etkileri çınlama ile ilişkilendirilmektedir” diye konuştu.
Gök, şunları söyledi:
“Tedavi için birçok seçenek bulunmaktadır. İşitme cihazları mevcut seçeneklerin başında gelmektedir. İşitme cihazlarının sağladığı çevresel sesleri yükseltme, mevcut çınlamayı bastıracak ve çınlamanın yarattığı rahatsızlığı azaltacaktır. Yine işitme cihazları içindeki maskeleme seçenekleri, okyanus veya doğa sesleri ile çınlamanın işitilmesini azaltacaktır. Antidepresanlar da durumun psikolojik yükünü hafifletmek için sıklıkla tercih edilen yöntemlerden biridir. Ek olarak Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), çınlamanın yarattığı psikolojik güçlükleri azaltmak amacıyla kullanılan psikolojik terapi yöntemlerindendir. Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS), çınlama tedavisi için dünya çapındaki kliniklerde kullanılan etkinliği kanıtlanmış bir diğer yöntemdir. Tercih edilen tedavi seçeneklerinden biri de odyologların uyguladığı Tinnitus Retraining Therapy (TRT)’dir. TRT, kulaktan beyne uzanan sinyal transferinden sorumlu mekanizmalarda değişiklik yaratmayı ve böylece doğrudan çınlama kaynaklı reaksiyonları hafifletmeyi hedefleyen danışmanlık ve ses terapisinden oluşan bir yöntemdir.”
Gök, kulak çınlamasının önlenmesi bakımından yüksek sesten korunma, işitme cihazlarının temizliğine dikkat edilmesi ve özellikle stresten kaçınılmasının önemli olduğunu söyledi.