Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tunç Soyer’in kızı Defne Soyer babasını savundu: Gerçek dışı bir savunma yapıyorum

Kamuoyunda ‘kooperatif davası’ olarak bilinen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine açılan davada, sanık avukatlarının beyanları alınıyor. Duruşmada, savcı mütalaasına ilişkin savunma yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer’in kızı ve avukatı Defne Soyer, “Gerçek dışı bir şey yaşıyoruz. Ben de gerçek dışı bir savunma yapıyorum. Kendisinin de söylediği gibi hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyorum” dedi.

Kamuoyunda ‘kooperatif davası’ olarak bilinen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON

Haber: TENZİLE AŞÇI

(İZMİR) – Kamuoyunda ‘kooperatif davası’ olarak bilinen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine açılan davada, sanık avukatlarının beyanları alınıyor. Duruşmada, savcı mütalaasına ilişkin savunma yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer’in kızı ve avukatı Defne Soyer, “Gerçek dışı bir şey yaşıyoruz. Ben de gerçek dışı bir savunma yapıyorum. Kendisinin de söylediği gibi hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyorum” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine açılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında olduğu 11’i tutuklu toplam 65 sanığın yargılandığı davaya devam ediliyor.

İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde görülen duruşmada, avukatların beyanlarının alınmasına başlandı.

Savcının mütalaasına ilişkin savunmaların alındığı oturumda, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer ve avukatları savunma yaptı.

Köymen: Hukuki anlamda sonuç doğuran, tescile varan işlem hukuken geçersiz sayılamaz

Soyer’in avukatı İsmet Köymen, yaptığı konuşmada sanıklar arasında bir iş birliği olmadığına vurgu yaparak, “Danıştay kararı şöyle telafi edilmiş ‘Bazı şüphelileri hakkında soruşturma kararı alınmışsa da eylem İZBETON’un faaliyetlerinde usulsüzlük olduğu için davayı açtık’ Ancak Danıştay öyle demiyor. İddianame demişler ki en başından beri iş birliği içinde böyle bir iş yapmaya karar vermişler. Herkesi dinlediniz fikir e iş birliği görmeniz mümkün değil. Sanıklardan biri diyor ki ‘beton dökümünde büyükşehir ile anlaşamadık. Başkalarından sonuç alamadık İzBB talimatıyla burayı yıktık’ Bir dolandırıcı düşün ki iş birliği yaptığı birine böyle bir talimat versin. İzBB ile İZBETON arasındaki sözleşme klasik bir kat karşılığı inşaat yapımı sözleşmesi. İzBB arsa sahibi İZBETON ise işi yapacak. İZBETON’da bu işi kooperatif ile görüşüp yapmaya çalışıyor. Bu bir proje. Dirençli bir kent için bir proje. İZBETON diyor ki, ‘Bana İzBB’den bu kadar hak gelecek sen bu inşaatı yaparsan ben sana bu haklarımı devrederim’ Bu bir alacağın devri sözleşmesi. Bu sözleşme helvacı kağıdıyla bile olabilir. Yazılı olması yeterli. Bu net bir durumdur. Hukuki anlamda sonuç doğuran, tescile varan işlem hukuken geçersiz sayılamaz” dedi.

Aydın: Attila İlhan’ın 3. Şahsın şiirine döndü

Soyer’in diğer avukatı Murat Aydın ‘dolandırıcılık’ suçlamasına ilişkin savunma yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Biz bir torba ile boğuşuyoruz. Suyun ıslak olduğunu 3 gündür anlatmaya çalışıyoruz. Torbada 7 tane rapor var. Bu raporlar dava taraflarıyla birlikte yazılmış. Yani suçtan zarar gören kurum düzenliyor. Temsil ağırlama bu davaya raft edildi. Dolandırıcılık suçuyla ilgili günlerdir. Makale okuyoruz. Bu suçun oluşması için mağdur iradesinin fesada uğraması gerekir. Kimi kandırdılar? Bu işin arkasında İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketiyle vardır. Bununla gurur duymaktadır. Hamasete gerek yok. İzBB hala bu işin sahibidir. Protokoller yapılmaya devam ediliyor. Sayıştay bu kadar önemli bir kararı yönetim kurulu ile birlikte alınması gerektiğini söylüyor. İZBETON bu kararı yerine getirdiği için yargılanıyor. Davanın davacısı kendi davası için nasıl rapor düzenler? Bu yap-sat sözleşmesi değildir. Kooperatif böyle çalışmaz. Yeri yapan üyelerdir. O yüzden işin teslimine ilişkin süreler, birer öngörüdür. Kooperatif dolandırıcılığı şöyle olur: birileri kooperatif kurar. Ortada ne arasa vardır ne bir şey. İnsanlara gel gel yaparlar. En sonunda da paraları alıp kaçarlar. İZBB, burada. İZBETON burada, kooperatif yöneticileri burada. Kim kimi dolandırmış? Dolandırıcılık, ekonomik çıkar amacıyla işlenen bir suçtur. Bu sanıkların hiçbiri menfaat elde etmedi. 3. şahılar deniliyor. Attila İlhan’ın 3. Şahsın şiirine döndü. Kim bu 3. Şahıslar? Etkin pişmanlıktan faydalanacak olsak bize rakam söyleyemezsiniz.

“Hileyle fiiller arasında illiyet bağının olması gerekir”

Kira yardımı… Uydurma bir rakam. Yardım kararı meclisten çıkmıştır. O zaman beni de yargılayın. O dönem ben de meclis üyesiydim. Meclisten oy birliğiyle geçen bir sosyal yardımdır o.

Dolandırıcılık suçu için iddia makamının ‘en başında hile kastı var’ demesi lazım. Bir cümle var buna bezeyen. ‘en başından beri herkesi birlikte hareket etti…’ bunun hileli hareket olduğunu nereden anlamış? İZBETON’un birkaç daire için bunu yapması hayatın olağan akışına aykırı deniliyor. Belediyenin hangi şirketi kar amacı güder? Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için hileyle fiiller arasında illiyet bağının olması gerekir. Bu bağ yoktur.

“Alacağınız kararda sizlere vicdan huzuru diliyorum”

Tutukluluk halinin devamını ve tahliyesini talep ettiğiniz sanıkları arasındaki fark nedir? Tümüyle hukuki uyuşmazlık olduğundan şüphemiz yok. Ama buradan bir ceza davası çıkardılar. Bugüne kadar siz tutukluluk kadarı vermediniz. Ama bugünden sonra vereceksiniz. Bu vicdan yükü sizindir. Alacağınız kararda sizlere vicdan huzuru diliyorum”

Soyer: “Dolandırıcılık nerede?”

Tunç Soyer’in kızı ve müdafi Defne Soyer, ‘kişisel’ savunma yaparak, “Hem evladı hem avukatı olarak konuşuyorum. Yedi farklı metin hazırladım hiçbirini okumamaya karar verdim. İzmir’de deprem yaşandı. Depremi yaşayan herkes babamın samimiyetine inanır. Deprem konusundaki hassasiyetini kentsel dönüşüm konusunda da göstermiştir. Kentsel dönüşüm yapmak değil, yapmamak suçtur. Kendi döneminden sonra gelen ve aynı partiden olan başkan projelerin hepsini durdurdu. Sadece biri devam ediyor. 85 gündür bu davayla yatıp kalkıyorum ve anlamaya çalışıyorum. Dolandırıcılık nerede? Şenol Aslanoğlu, il başkanlığına devam etmiş. Babam tekrar aday gösterilmemiş. Nerede menfaat? Memleket adına çok üzülüyorum. Ona yaşatılan her haksızlığın memlekete yalatılan haksızlık olduğunu düşünüyorum. Gerçek dışı bir şey yaşıyoruz. Ben de gerçek dışı bir savunma yapıyorum. Kendisinin de söylediği gibi hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyorum” dedi.

Yücel: Türkiye’ye örnek bir modeli çöpe atıyoruz

Soyer’İn avukatlarından Özkan Yücel, kooperatif modeline ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Dolandırıcılığa ilişkin eylem aradık bulamadık 2010 yılında bakanlık kentsel dönüşüm alanlarını belirlemiş. 2012’de de belediye kentsel dönüşüm işine el atmış. 2016 yılında illere başlanmış. Tunç Soyer’in dönemiyle alakası yok. İhaleler başlamış. Ama alan yok. Kendisi de ‘ben isterdim ihaleye çıkayım. Ama alan olmadı ne yapayım’ dedi. Kendisi halk için yeni projeler geliştirdi. Tunç Soyer hangi eylemlerinde insanları aldatmış? Törene katıldı diye aldatmış mı oluyor? Aldatıcı bir fiili değil, siyasi iradeyi yargılıyoruz. Biz bu yargılamada, Türkiye’ye örnek bir modeli çöpe atıyoruz. Tunç Soyer, halka kendi imkanlarıyla ev yapma fırsatı sağladı.

Yeni yönetelim Temmuz 2024’te kooperatifleri durdurdu. Aralıkta ihaleye çıktılar. Eğer o inşaatlar durdurulmasaydı o işler bitmiş ya da bitmek üzere olacaktı. O zaman bu yargılama da olmayacaktı.

“Allah kelamı mı bu?”

Müteselsil sorumluluk deniliyor iddianamede. Herkes kendi evinden sorumlu değil mi? Hukuk savasının konusudur bu. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazı gönderiyor. Allah kelamı mı bu? Kendi yazısını bakanlık yazısı gibi göstermeye çalışıyor. Bu yazı, Tunç Soyer döneminde de geldi. ‘Kusura bakmayın ama bu inşaat bitecek’ dedi.

Mağdurların mağduriyetleri bu olay, bu dava sebebiyle değil. Tunç Soyer, kooperatif modelini ortaya çıkardığında buradaki kimseyi tanımıyordu. O yüzden, en başından birlikte hareket etmiş olamazlar. Söz sizde, kalem sizin elinizde. Alacağınız kararda sizlere vicdan huzuru diliyorum.”