Haber: TENZİLE AŞÇI
(İZMİR) – Kamuoyunda “kooperatif davası” olarak bilinen, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davanın tutuksuz sanıklarından Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Emre Pınar Kılıç, hakkındaki suçlamaları reddetti, beraatini istedi. Yıldız, inşaatlardaki gecikmelere ilişkin, “Hem Gaziemir Belediyesi hem de İZBETON’dan kaynaklı gecikmeler vardı” dedi.
Kamuoyunda “kooperatif davası” olarak bilinen, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında açılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında olduğu 11’i tutuklu toplam 65 sanığın yargılandığı davaya, İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada, tutuksuz sanıkların ifadeleri alınıyor.
İddianameye konu 25 Şubat 2022 tarihli protokolde imzası bulunan Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Emre Pınar Kılıç, duruşmada savunma yaptı.
Kooperatifteki görevinin faturaları ödemek olduğunu, ödemelerin hepsinde fatura tarihi, fatura numarası ve alınan hizmetin dekontta yazdığını söyleyen Kılıç, Kooperatif Başkanı Serdar Deniz’in onayı olmadan hiçbir ödeme yapmadığını, kooperatifin kuruluşunda yer almadığını savundu. Kılıç, “2. Genel Kurul sonrasında beni aradılar ve ‘İZBETON ile imza töreni var. Ona göre giyin gel’ dediler. İmza attık” dedi. Sorular üzerine Kılıç, “İZBETON ile yapılan sözleşmeyi okumadım, o anda imza attım. Gecikmelerin nedenini tam bilmiyorum ama okuduğum kadarıyla zeminde sıvılaşma varmış. Büyük taşların yapılması lazımdı. Ama İZBETON bu taşları yapamadı. Çünkü bütün araçları deprem bölgesindeydi. Ayrıca Gaziemir Belediyesi bize alanı geç teslim etti. Hem Gaziemir Belediyesi hem de İZBETON’dan kaynaklı gecikmeler vardı. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.
Emre Pınar Kılıç, “Tüm İzmir’in iş dünyası tarafından tanınan biriyim. Yaptığım iş gereği yatırımcıların milyon avrolarını yönetip tek bir kuruşuna bile zarar vermemiş biriyim. İzmir aşığı biri olarak İzmir’e katkı sağlamak için kooperatif işine girdim. Gelinen noktada bu suçlamalarla karşı karşıya kalmak çok üzücü. Maddi ve manevi etkilendim” ifadelerini kullandı.
Karadoğan: “O dönemde yıllık izinde olduğum için imzam bulunmamaktadır”
Duruşmada, eski Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi ve eski İZBETON Yönetim Kurulu Üyesi Gaffar Karadoğan’ın da ifadesi alındı.
Tutuksuz sanık Karadoğan, şu savunmayı yaptı:
“28 yıllık hekimim. Kardiyoloji uzmanıyım. Kardiyoloji uzmanının İZBETON yönetim kurulunda ne işi var? Eşrefpaşa Hastanesi, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı olmayan tek hastane. Hekimleri de Sağlık Bakanlığı’na bağlı değil ve bu nedenle maaşları düşük. Belediye, bu sorunu aşmak için hekimlere işyeri hekimliği işiyle ek ödenek sağladı. Ancak başhekim ve yardımcılarının işyeri hekimi olarak çalışma hakkımız yoktu. Bu nedenle belirli şirketlerde yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildik. Ben İZBETON’da yönetim kurulu üyesi oldum.
Eylül 2024 tarihinde başhekimlik görevimden istifa ettim. Yönetim kurulu üyeliğinden de istifa ettim. Davaya konu söz konusu kararda, o dönemde yıllık izinde olduğum için imzam bulunmamaktadır.”
Mahkeme Başkanının, “Yönetim kurulunun imzaladığı protokolden haberini var mıydı?” sorusu üzerine Karadoğan, “Karar geldiğinde okuyordum. Haberim de oluyordu. Gecikmelerle ilgili bilgim yoktu” dedi.