Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

KESK’ten “8. Dönem Toplu Sözleşme” açıklaması: “Birileri hala sıkılmadan ‘tarihi başarı, tarihi kazanım’ nutukları atsa da geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin yoksulluk ile karşı karşıya”

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, 1 Ağustos’ta başlayacak 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşmesi sürecine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada, “Birileri hala hiç sıkılmadan  ‘tarihi başarı, tarihi kazanım’ nutukları atsa da bugün geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik ve angarya çalışma ile karşı karşıyadır. Yıllardır olduğu gibi bu kez de iktidarın himayesinde, halktan, emekten, hakikatten kopmuş yandaş sendikalarla kapalı kapılar ardında sürdürülen göstermelik ‘müzakerelerle’ milyonlarca kamu emekçisinin alın teri hiçe sayılmak istenmektedir” dedi. 

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, 1 Ağustos’ta başlayacak 2026-2027 yıllarını

(ANKARA) – KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, 1 Ağustos’ta başlayacak 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşmesi sürecine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada, “Birileri hala hiç sıkılmadan ‘tarihi başarı, tarihi kazanım’ nutukları atsa da bugün geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik ve angarya çalışma ile karşı karşıyadır. Yıllardır olduğu gibi bu kez de iktidarın himayesinde, halktan, emekten, hakikatten kopmuş yandaş sendikalarla kapalı kapılar ardında sürdürülen göstermelik ‘müzakerelerle’ milyonlarca kamu emekçisinin alın teri hiçe sayılmak istenmektedir” dedi.

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 1 Ağustos’ta başlayacak 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme (TİS) sürecine ilişkin basın açıklaması yaptı. KESK adına basın açıklaması, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz tarafından okundu.

Açıklamaya destek veren KESK’e bağlı sendika üyeleri ellerinde “Grev hakkı ile tanımlanmış gerçek bir toplu sözleşme yasası”, “Eşit işe eşit ücret”, “Temel gelir güvencesi istiyoruz”, “Ek ödemeler emekliliğe yansıtılsın”, “Halktan yana kamu hizmeti” yazılı dövizler taşırken, “Sefalete teslim olmayacağız”, “Asgari değil, insanca yaşam istiyoruz”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Toplu sözleşme hakkımız grev silahımız” sloganları attı.

“Krizlerin faturası hep emeğe, emekçilere kesiliyor”

Türkiye’nin uzun süredir ekonomik, siyasal ve sosyal “fay hatlarının” daha da kırılgan hale geldiğini, sarsıntıların, bunalımların her alanda derinleştiğini söyleyen KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “Vahşi kapitalist sistemin hayat bulduğu her ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu bunalımların, krizlerin faturası hep emeğe, emekçilere kesiliyor” dedi.

İktidarın yıllardır farklı ekonomi programları hayata geçirdiğini sözlerine ekleyen Karagöz, “Derviş Programı, Nebati Programı, Nas Programı… Şimdi en son Şimşek Programı. Kişiler değişiyor ancak programların içeriği ve kapsamı asla değişmiyor. Burada emekçileri temsil eden hiçbir programın ortaya konulmadığını dün olduğu gibi bugün de görüyoruz” diye konuştu.

Orta Vadeli Programların, bütçelerin ve TİS’lerin emeği ile geçinenlere dayatılan “Yoksulluğa Uyum Programının” aracı haline getirildiğini söyleyen Karagöz, “Bugün kamu emekçileri olarak çalışanı, emeklisi ile birlikte ailelerimizi de kattığımızda 25 milyonluk devasa bir kitlenin geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir sürecin arifesindeyiz” ifadesini kullandı.

“Kaybeden taraf her zaman hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emeklileri olmuştur”

2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin Temmuz ayı ortası itibariyle başlayacağını ve 1 Ağustos’ta toplu sözleşme masasının kurulacağını hatırlatan Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“14 senedir ‘toplu sözleşme’ adı ile sürdürülen bu sistemde kaybeden taraf her zaman hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emeklileri olmuştur. Çünkü ortada gerçek anlamda bir TİS masası yoktur. Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Mevcut sistemin sadece adı ‘toplu sözleşmedir’. Bu garabet sistemde masada tüm yetki iktidara, uyuşmazlıkta ise iktidarın gölgesi olan Hakem Kurulu’na devredilmiştir.

“7 milyonluk bir kitle, Bermuda Şeytan Üçgenin içine hapsedildi”

İktidarın ‘sendikamız’ dediği bir yapının ‘kraldan çok kralcı’ yöneticileri ise 7 milyona yakın kamu emekçisi ve emekli adına masaya tek yetkili olarak oturtulmuştur. Ülkemizin taraf olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle tanınan grev hakkımız yıllardır yok sayılmaktadır. Bu sözleşmelerin iç hukukun üzerinde olduğunu yazan Anayasa düzenlemesi ihlal edilmektedir. Öz olarak ifade edecek olursak; 7 milyonluk bir kitle iktidar-Hakem-yandaş yapıdan oluşan Bermuda Şeytan Üçgenin içine hapsedilmiş, üstelik haklarını koruyacak en önemli silahtan yani grev hakkından mahrum bırakılmıştır.”

Kamu emekçileri güvencesiz ve angarya çalışma ile karşı karşıya”

“Böyle bir masadan kamu emekçilerinin, emeklilerin hayrına bir şey çıkar mı?” diye soran Karagöz, “Birileri hala hiç sıkılmadan ‘tarihi başarı, tarihi kazanım’ nutukları atsa da bugün geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik ve angarya çalışma ile karşı karşıyadır” diye konuştu.

“Maaşlarımız daha cebimize girmeden gelir vergisine gidiyor”

Ortalama kamu emekçisi maaşının, çalışmayan eş ve çocuk yardımı, ilave seyyanen ödenek dahil yoksulluk sınırının yarısına kadar indiğini, ortalama memur emeklisi maaşının ise 24 bin TL ile açlık sınırının altında kaldığını belirten Karagöz, “Sadece 16 bin TL’lik ilave seyyanen ödenek değil, maaşlarımızın önemli bir kısmı taban aylığa yansıtılmamakta, dolayısıyla emeklilikte hesaba katılmamaktadır. 2008 sonrası göreve başlayanlar emekli olduklarında emekli aylıkları çalışırken aldıkları maaşın dörtte birine kadar düşecektir. Gelir vergisi dilimi adaletsizliği tüm hızıyla sürmekte, maaşlarımız daha cebimize girmeden gelir vergisine gitmektedir. Sadece gelir vergisi değil KDV’den ÖTV’ye her adımda ödenen tüm dolaylı verilerin yükü de emekçi kesimlerin sırtına yıkılmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Tüm yurtta merkezi iş yerlerinde toplu sözleşme masaları kuracağız”

İktidar tarafından “hakikaten kopmuş yandaş sendikalarla” kapalı kapılar ardında sürdürülen göstermelik “müzakerelerle” milyonlarca kamu emekçisinin alın terinin hiçe sayılmak istendiğini sözlerine ekleyen Karagöz, 8. Dönem Toplu Sözleşme’ne ilişkin yürütecekleri sürece dair şunları söyledi:

“Biz, kamu emekçileriyle birlikte, sokakta, iş yerinde, meydanlarda, gerçek ve onurlu bir toplu sözleşme mücadelesi öreceğiz. Bunun için ilk adım olarak bu haftadan itibaren tüm iş kollarımız üyelerinin çalıştığı bakanlıklar önünde grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme taleplerini, iş kolu taleplerini açıklayacak. Tüm yurtta merkezi iş yerlerinde toplu sözleşme masaları kuracağız. Hem bu masalarda hem de internet sitemizden paylaşacağımız anketimizle kamu emekçilerinin taleplerini toplayacağız. İş yerlerinden topladığımız talepleri, Temmuz ayının ortasına doğru KESK TİS talepleri olarak kamuoyu ile paylaşacağız. Yine TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır talebi doğrultusunda kadın TİS taleplerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Hem KESK Yürütme Kurulu hem de üye sendikalarımızın MYK üyeleri olarak yurdun dört bir yanında topladığımız taleplerimizi buraya taşıyacağız. Topladığımız talepleri, 1 Ağustos günü burada, bakanlığın önünde açıklayacağız.”