Haber: Esra TOKAT
(BOLU) – Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin görülen davanın üçüncü duruşmasının ikinci gününde esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan toplam 18 sanık, olayda herhangi bir sorumluluk ya da ihmallerinin olmadığı iddiasında bulunarak tüm suçlamaları reddetti. Duruşmaya perşembe gününe kadar ara verildi.
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin, 20’si tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediliyor.
Duruşmada sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarına geçildi. Aygaz A.Ş.’de LPG tesisatı bakım görevlisi olarak çalışan tutuklu sanık Muharrem Şen, sorumlunun AYGAZ olduğunu kendisinin sadece aylık 34 bin liraya çalışan lise mezunu bir işçi olduğunu beyan etti ve şu savunmayı yaptı:
Aygaz’a bağlı çalışan servis personeli: Gazı satan Aygaz, projeyi yapan Aygaz, denetimi yapan Aygaz ama bir tek ben tutukluyum
“8 aydır Aygaz’ın gaz satmasından dolayı tutukluyum. Bize proje hakkında herhangi bir bilgi, eğitim ya da kontrol hakkı vermediler. Sözleşmede de böyle bir madde yok. Burada Aygaz sorumluluğum yok diyerek kaçıyor. Mühendis olmadığım için ben nelere sebep verebileceğini bilemem. Gazı satan Aygaz, projeyi yapan Aygaz, denetimi yapan Aygaz ama bir tek ben tutukluyum. Aygaz’a neden projesiz gaz sattığının sorulmasını isterim. Benim otel ile bir anlaşmam ya da sözleşmem yok. Otel ile sözleşmeyi Aygaz yapar. Ben 34 bin lira maaş ile İstanbul’da yaşamaya çalışan, onlarca insanın çalıştırılması gereken yerde iki kişi çalışan ve şehir şehir nereye gönderirlerse oraya giden biriyim. Ben bana verilen görevleri yaptım sadece. Beni sizin önünüze attılar. Ben suçsuzum.”
“Gaz tedarikini sağlayan, talimatları belirleyen Aygaz, ancak hiçbir yetkili ya da mühendisi sorumlu olarak karşınızda göremiyoruz”
Şen’in avukatı ise savunmasında, “Lisans sahibi Aygaz’dır müvekkilim değil. Personelimin denetim görevi bulunmamaktadır. Aksini yapsa iş akdinin sonlanma nedenidir. Periyodik kontrolde anlık değerlendirme için otelde 21 yıl sonra bulunmuş ve belgelerini de düzenleyip Aygaz’a ve otele vermiştir. Personelimin bir delil karartma ihtimali de yoktur. Elindeki tek belgeyi zaten teslim etmiştir. Müvekkilim görevini eksiksizce yerine getirmiştir. Gaz tedarikini sağlayan, talimatları belirleyen Aygaz, ancak hiçbir yetkili ya da mühendisi sorumlu olarak karşınızda göremiyoruz. Bunu kabul edemeyiz. Müvekkilim sadece Aygaz’ın yönlendirmesiyle otele gitmiştir. Aygaz’ın talimatlarına uymakla zorunlu bir personelden bahsediyoruz. Burada bu sorumlulukları personelime yıkmak hakkaniyetli değildir. Yetkisi olmayan bir teknik personel vardır huzurda. Olayda ihmali ya da kusuru bulunmamaktadır. Cezalandırılması mümkün değildir. Beraatini ve tahliyesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Müvekkilimin yaptığı işler basit nitelikte elektrik işleridir”
Aygaz’a bağlı LPG tesisatçısı olarak çalışan Doğan Aydın suçsuz olduğunu ifade ederek beraatini talep etti. Aydın’ın avukatı da savunmasında, “Müvekkilimiz bir servis görevlisidir sadece tıpkı Muharrem Şen gibi. İsmi geçen herkesi cezalandırmak doğru bir yaklaşım değildir. Bir suçlunun cezasız kalması başka bir şeydir, bir masumunun cezalandırılması başka bir şey” ifadelerine yer verdi.
Otelin teknik görevlilerinden tutuksuz sanık Bayram Ütkü ve tutuklu sanık Hüseyin Özer de üstüne atılı suçlamaları reddetti. Tutuklu sanık Özer, “Otelin sigortasız çalışanı olan ben tutukluyum. Ben Gazelle Otel çalışanıyım, geçmiş SGK kayıtlarından görülebilir. Kartal Otel’den emekli olduktan sonra Gazelle Otel’de çalışmaya başladım. Çok üzgünüm ancak suçlu olduğumu düşünmüyorum. Beraatimi, aksi kanaatteyseniz adli kontrol hükümleri ile serbest bırakılmamı istiyorum” dedi.
Özer’in avukatı ise savunmasında “Müvekkilimin yaptığı işler basit nitelikte elektrik işleridir. Müvekkilime ‘şurada bozukluk var, gel yap’ derler ve müvekkilim de yapar. Üstlerinde bir mühendis şef olması gerekiyordu otelde. Ancak yok. Müvekkilim itfaiye raporlarındaki eksiklikleri cezaevinde öğreniyor. Bundan sorumlu olmamalıdır” dedi.
“Suçum olduğunu düşünsem kendi canıma son verirdim”
Tutuklu sanıklardan otelin teknik personellerinden Tahsin Pekcan, esas hakkındaki mütalaaya karşı şu savunmayı yaptı:
“Bu dava ile ilgili bilgisi olmayan bir CMK avukatı bana verildi. Benim bu savunmayı yapmam mümkün değil. Bu sebepten dolayı mağdur kaldım ve kendi savunmamı kendim hazırlamak zorunda kaldım. Adil yargılanma hakkım ihlal edildi. Grand Kartal Otel’de hiçbir zaman görevli olmadım. Sadece Gazelle Otel’de sözlü olarak ‘sen şefsin’ dediler bana. Grand Kartal Otel’de bu sezon sadece iki kez çıktım. Yaptığım işlerin elektrikle de ilgili yoktur. Kayak ofisinin çıkışına daha önce yapılan kaynakları ekledim ve geriye döndüm. Suçtan kaçmak için Bayram Ütkü de Hüseyin Özer de sorumluluğu yıkıyor. Yargılamaya en çok etki eden Grand Kartal Otel’in kamera kayıtlarının yerini ve şifrelerini bizzat ben verdim. Bu olayın aydınlatılması için ben elimden geleni yaptım. Gösterdiğim çaba sonucunda olayda maddi gerçeği ortaya çıkaran kamera kayıtları herkesçe izlenmiştir. Beni otelde çalışanlar da tanımıyor, aksi yönde olsa herkes tanırdı. Suçsuzum. 7-8 aydır kendime soruyorum suçum var mı diye. Bulabilsem gerçekten ben kendi canıma son verirdim. En ufak bir suçum yok. Eğer benim hakkımda suç bulduysanız da ben yıllarca yatmaya razıyım.”
Duruşmada gerginlik
Tutuksuz sanıklardan resepsiyonist Yiğithan Burak Çetin’in avukatı da “112’ye ilk ihbarda bulunan müvekkilimdir ve üstlerine haber vermiştir. Üstüne düşeni yapmıştır. Beraatini istiyoruz” talebinde bulundu. Bu sırada izleyiciler, yangın sırasında otelde kalan misafirleri aramadığı için sanık Çetin’e ve avukatına “Nasıl savunabilirsiniz? Allah belanızı versin, katiller” diyerek tepki gösterdi.
Tutuksuz sanıklardan iş güvenliği uzmanı Kübra Demir, “Yaşanan bu vahim olayda bir sorumluluğum yoktur” dedi. Demir’in avukatı ise “Grand Kartal Otel’de hiç bir zaman görevlendirilmemiş ve çalışmamıştır. Tanık, sanık beyanları da bunu desteklemiştir. Grand Kartal Otel’de tek bir gün SGK kaydı yoktur. Gazelle otelde vardır kaydı. SGK kaydı olmayan bir yerde nasıl tespitte bulunur bir iş güvenliği uzmanı anlayabilmiş değiliz. Müvekkilimin beraatini istiyorum” savunmasını yaptı.
Tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan, “Grand Karta Otel’e atamam yanlışlıkla yapılmıştır, sistem tarafından iptal edilmiştir. Ben yanan otelde görev almadım. Grand Kartal ve Gazelle Otel birbirinden ayrı iki ayrı işletmedir. Ayrıca atama tarihinde otelde çalışan yoktur. Çalışanı olmayan otelde benim iş yapmam zaten gerçekçi değildir. Benim SGK kaydım Gazelle Otel üzerinden yatmıştır. Dosyada aleyhime tek bir delil yok. Masumum. Bu otel ile ilgili hiçbir bağım ve sorumluluğum yoktur. Somut deliller ışığında beraatimi talep ediyorum” sözleriyle savunmasını tamamladı.
Yangında çocuklarını ve torunlarını kaybeden müştekiye “Kes sesini” sözleri
Sanık Kayacan’ın avukatı, “Müvekkilimin masumiyeti bu kadar açıkken bilinçli taksirden ceza istenmesini kabul etmiyoruz. Somut olayda müvekkilimin atamayı soruşturmanın ilerleyen safhalarda öğrendiği dahi ortadadır” diyerek beraat talebinde bulundu. Bu sırada “Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Adalet olmadan cumhuriyet olmaz” demesi üzerine çocuklarını ve torunlarını kaybeden Yüksel Gültekin “Propaganda yapma. Kes sesini” diye tepki göstermesi üzerine sanık avukatı da “Siz kesin sesinizi beyefendi” dedi. Bunun üzerine yakınlarını kaybedenler avukata tepki gösterdi. Avukat ise “Savunma hakkımız engelleniyor. Mahkeme heyetinden müşteki tarafına da sanık tarafına da eşit davranılmasını istiyoruz” dedi.
Tutuksuz sanık mutfakta kahvaltıcı olarak çalışan Faysal Yaver, “Grill plate aletini açmadığım ortadadır. Şef olmadığım da ortaya çıkmıştır. Beraatimi istiyorum” dedi. Yaver’in avukatı da “Faysal hakkında iddianamede ‘Grill plate ızgara aletini açıp açmadığı tespit edilmemiştir’ demesine rağmen yargılanması bile hukuki değildir. Yargılama aşamasında da bu aleti açmadığı ortaya çıkmıştır. Beraatini istiyoruz” talebinde bulundu.
Mutfak şefi Reşat Bölük’ün avukatı “Kusur olmadan ceza olmaz. Müvekkilimin olayın oluşmasında, yangının büyümesinde bir kusuru yoktur. Burada sorumlular bellidir. Biz de suçluların ceza almasını istiyoruz. Benim müvekkilim 8’inci kattan atlayarak zor kurtulmuştur. Müvekkilim aynı zamanda müştekidir. Toplumu rahatlatmak adına tüm sanıklara kolektif bir şekilde ceza istenmesini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kimin torpili ile o koltuğa geldiğini biliyorum, son gün açıklayacağım”
Tutuklu sanık muhasebe müdürü yardımcısı Mehmet Salun da şu savunmayı yaptı:
“Ben canımı zor kurtardım. Belki de otelden en son kurtarılan insanlardanım. Benim Grand Kartal Otel’e görevlendirme ile gittiğim, talimatla çalıştığım, karar alma gibi bir yetkimin olmadığı ortaya çıkmıştır. Ben sadece muhasebe ile ilgilenirim. Patronların söz sahibi olduğu hiyerarşik yapıda asgari ücretten biraz daha fazla çalışan bir işçinin herhangi bir etkisi ve yetkisi olmadığı bellidir.”
Salun’un avukatı da “Muhasebe müdürü ile eş değer şekilde nasıl karar alma süreçlerine etki edebiliyor. Ama muhasebe müdürünün dörtte bir maaşını alıyor. Denetimlerde yoktur ve eksikliklerden haberi yoktur. Söz konusu denetime eşlik eden personel Cemal Özer’dir. Müvekkilimden beklenen tam olarak nedir anlamış değiliz. Müvekkilim yangın çıkacağını ve sonuçlarını öngöremez. Müvekkil bir muhasebe elemanı olup yangının önlenmesine ilişkin bir teknik bilgisi yoktur” dedi.
Otelin muhasebesinde çalışan tutuklu sanık Cemal Özer, “Otelde kimse olmadığı için denetime katılmak zorunda kaldım. Ben sıradan bir personelim. İmza yetkim yoktur” derken avukatı da tahliye ve beraatini talep etti.
Tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, “Hiçbir işlemde ben yer almadım. Ruhsatla ilgili imzamın ve parafımın yer almadığı bir hususta sorumluluk kabul etmem mümkün değil. Suçum olmadığına inanıyorum” dedi. Müşteki Yüksel Gültekin ise sanık Bal’a “Torpille geldiğin koltukta hiçbir şeyden haberin yok. Ben biliyorum kimin torpili ile geldin. Açıklayacağım son gün” diye seslendi. Bal’ın avukatı da beraat talebinde bulundu.
Şu ana kadar toplam 18 sanığın savunma yaptığı duruşmaya 30 Ekim saat 09.00’a başlamak üzere ara verildi.




