Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) – Kadınları ve Çocukları Koruma ve Yaşatma Derneği (KAÇOK) Başkanı Başkanı Aslı Mercan Sarı, 2024’te Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ailesine yaptığı ziyaretin ardından, “Rojin’in meselesi kapanmasın. Devletin ilgili mercilerine sesleniyorum, ne olur süreç hızlandırılsın’ dediler. Bu konuların üstü kapanmamalı. Eğer kapanırsa ben yarın bir gün şiddet gören bir kadına ‘Git şikayet et, senin arkanda devletimiz var’ demekte zorluk çekerim” dedi.
Van’da 27 Eylül 2024’de kaybolan ve 15 Ekim 2024’te göl kıyısında cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin soruşturma sürerken, konuya ilişkin STK ve kadın derneklerinin tepkileri devam ediyor.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan, Kadınları ve Çocukları Koruma ve Yaşatma Derneği (KAÇOK) Başkanı Aslı Mercan Sarı, Rojin Kabaîş dosyası üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Rojin’in ailesine yaptığı ziyarete değinen Sarı, devletin bu gibi konularda daha hassas davranması gerektiğini söyledi.
“Bir paydada buluşmamız gerekiyor”
Sarı, “Hak savunma adına mücadele eden dernekler olarak kadın ve çocuk konusunu ideolojiyle değil, kadın ve çocuğun hassasiyetiyle ele almamız gerekiyor. Meydanlarda tek bir paydada birleşebilirsek, kadın ve çocuk adına mücadele edebilirsek çok daha hızlı yol alabileceğimizi düşünüyorum. Bir paydada buluşmamız gerekiyor. Burada eksik kalan kısım, tek yürek olup tek ağızdan mücadele edemediğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
“Hak mücadelesinde bütün Türkiye yanında olmamız gerekiyor”
Dernek Başkanı Aslı Mercan Sarı, Rojin Kabaiş’in ailesine gerçekleştirdikleri ziyaret üzerinden baba Nizamaettin Kabaiş’in mesajlarını da ileterek, şunları söyledi:
“Yaklaşık bir yıldır Rojin’i her yerde görünür kılmaya çalışıyordum. Görünür olsun istiyoruz çünkü bir babanın büyük bir haykırışı var. Baba, ısrarla çocuğunun intihar etmediğini söylüyor. Ben ilk günden beri hiç ‘acaba’ demedim. Bu adam bunu söylüyorsa bu işin içinde kesinlikle bir iş var dedim. Nizamettin amca ile bir araya geldik. O kadar güzel bir adam ki… Biz İzmir’den geldiğimizi, ses olmak istediğimizi söyledik. Hiçbir maddi beklentileri yok. Çok mücadele eden bir baba. Çok mahzun ve çok kırık bir baba. Bir yılı geçti ama acısı hiçbir şekilde dinmemişti. ‘Tek bir şey istiyoruz. Sesimiz olun sürekli’ dediler. ‘Rojin’in meselesi kapanmasın. Devletin ilgili mercilerine sesleniyorum, ne olur süreç hızlandırılsın. Bir telefonun şifresinin kırılması için bile bu kadar zamana gerek var mıydı? Devletimizden destek bekliyorum. Bu işin bir an önce çözülmesini istiyorum’ dedi.
Bu babanın sesine biz ses olmalıyız. Evden ayrılırken bizi taksi durağına kadar yalnız göndermedi. Beni bile taksi durağına yalnız göndermeyen bir adam… Hak mücadelesinde bütün Türkiye olarak bu adamın yanında olmamız gerekiyor. Yalnız bırakmamalıyız.
“’Rojin’i unutturmayın’ diyorlar”
Ailenin aklında sürekli şu soru var: ‘Acaba birileri biliyor da birilerini mi koruyor? Bu işin içinde üst mercilerden biri mi var? Ondan mı korkuluyor?’ Devletimiz bunu da bulabilir, bunun da üzerine gidebilir. ‘Biz çözümsüz kaldık. Bize ne olur ses olun. Rojin’i unutturmayın’ diyorlar.”
Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı mücadelenin kamuoyunda görünür olması gerektiğinin altını çizen Sarı, “Roji’nin, Narin’in ya da kamuoyuna mal olmuş diğer davaların kırsalda bekleyen kadın ve çocuklara cesaret verdiğini düşünüyorum. Bu konuların üstü kapanmamalı. Eğer kapanırsa ben yarın bir gün şiddet gören bir kadına ‘Git şikayet et, senin arkanda devletimiz var’ demekte zorluk çekerim. Sosyal devlet dediğimiz bu yapı, bu konuları hızlı ve titizlikle çözüme ulaştırmalı ki ben o kadına ve çocuğa cesaret vereyim” diye konuştu.
“Devletin bu gibi konularda daha hassas davranması gerekiyor”
Kadın ve çocuk cinayetlerinde soruşturma sürecinin ağır işlemesi ve yapılan bazı hataların’ devlete güveni sarstığına dikkati çeken Sarı, şu ifadeleri kullandı:
“Olay, devletin en üst mercilerine gelene kadar altta birçok şeyin kapatılmaya çalışıldığına biz birçok defa şahit olduk. Belki bu söylemlerim iddia olarak kabul edilebilir ama ispatına gidebileceğim birçok nokta var. Olay ilk olduğunda devletin bazı ilgili mercileri ‘intihardan dolayı oldu’ diye açıklama yaptı. Bu böyle olmamalıydı. Çünkü ilk başta öyle denildiği anda konu kapatıldı. Cinayet şüphesi olmazsa olay kendi rızasıyla olmuşa döndü. Olmaz bu. Deşeceksin.Sen o açıklamayı yapmadan hızlı bir şekilde hareket etseydin, olayın üzerinden 14-15 ay geçmiş. Biz delilleri nasıl bulacağız. Sen intiharla ilgili şeyi yayınlamadan önce bu olaya cinayet şüphesiyle yaklaşsaydın daha hızlı ilerleyebilirdik. Şu anda hala şifrenin kırılmasını beklemezdik. Sürekli hedef şaşırtmalar, farklı yerlere çekmeler… Bu hepimizi endişelendiriyor. Yarın ben de olabilirim, siz de olabilirsiniz. Bizim devlete bir şekilde güvenmemiz gerekiyor. Devletin bu gibi konularda daha hassas davranması gerekiyor. Çünkü biz devletin şefkatli ellerine sığınabiliriz. Başka nereye sığınacağız? Adalet arayışını kendimiz sağlayamayız; bunu devletin ilgili mercilerinin yapması gerekiyor.”
“Korkmayın, birlikte çok güçlüyüz”
Sarı, kadınlara mücadele ve cesaret mesajı vererek, “Yıllardır hak mücadelesi veren bir kadınım. Kendi ismimle var olmaya çalıştım. Çok mücadele verdim, pes etmedim. Tüm kadın kardeşlerime özellikle şunu söylemek istiyorum: Pes etmeyin. Bu ülkede kadın olmak zor ama pes etmeyeceğiz. Ben varım yanınızda. Biz varız. Biz kalabalığız. Sizin elinizden tutacak, düştüğünüz yerden kaldıracak, uçurumun kenarından çekecek bizler varız. Korkmayın, birlikte çok güçlüyüz” şeklinde konuştu.

