Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İzmir’de Eğitim Sen üyelerinden ‘norm kadro’ açıklaması: Öğretmenleri ‘fazlalık’ olarak görmek yerine hak ettikleri saygıyı göstermek herkesin ortak sorumluluğudur

Eğitim Sen İzmir Şubeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklamasında norm fazlası ilan edilen öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Öğretmenleri ‘fazlalık’ olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir” denildi.

Eğitim Sen İzmir Şubeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptıkları

(İZMİR)- Eğitim Sen İzmir Şubeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklamasında norm fazlası ilan edilen öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Öğretmenleri ‘fazlalık’ olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir” denildi.

Eğitim Sen İzmir Şubeleri, “Norm fazlası ilan edilen öğretmenlerin yaşadığı mağduriyete son verilmelidir” başlığıyla İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, şunları söyledi:

“Millî Eğitim Bakanlığı’nın plansız ve öngörüsüz politikaları, eğitim sisteminde derin yaralar açmaya ve sürekli yeni mağduriyetler yaratmaya devam ediyor. Norm Kadro Yönetmeliği, okulunda çalışan öğretmeni bir anda ihtiyaç fazlası durumuna düşürmekte; atama yönetmeliği ile de öğretmen ikametgâhından uzak yerlere resen atanabilmektedir. Bu durum özellikle büyükşehirlerde öğretmenleri tedirgin etmektedir. MEB’in yıllardır sorun üreten norm kadro uygulamaları, azalan öğrenci sayıları, kapanan okullar ve plansız atama süreçleri nedeniyle binlerce öğretmeni ‘fazlalık’ olarak etiketlemektedir. Bu uygulamalar yüzlerce kilometre uzaktaki bölgelere adeta sürgün anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak öğretmenlerin mevcut düzenleri altüst edilmekte, aile yaşamları sarsılmakta, çocukları eğitim ve bakım süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşmakta, meslektaşlarımız ise ağır bir maddi ve psikolojik çöküşün eşiğine sürüklenmektedir. Bu yılı içinde şeffaf ve zamanında yapılmayan norm kadro güncellemeleri, binlerce öğretmeni mağdur etmiştir. Kimi öğretmenler norm fazlası ilan edilerek resen atamalara maruz bırakılmış, kimi öğretmenler ise sınıfların keyfi şekilde birleştirilmesi sonucu norm fazlası haline gelmiştir. Bu uygulamalar sadece öğretmenleri değil, doğrudan öğrencileri de olumsuz etkilemektedir. Kalabalık sınıflar, ikili eğitim uygulamaları ve sürekli değişen öğretmenler pedagojik açıdan sağlıklı bir eğitim ortamını imkânsız hale getirmektedir. Öğrencilerin öğrenme süreçleri sekteye uğramakta, çocuklar nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır. Eğitim, plansızlığın ve keyfi uygulamaların değil; kamusal, bilimsel, pedagojik ilkeler doğrultusunda yürütülmelidir. Öğretmenlerin insanca yaşam ve çalışma hakkının gasp edilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir.”

“Norm kadro hesaplamaları yeniden düzenlenmeli”

“Eğitim Sen olarak MEB’i bir kez daha uyarıyoruz” diyen Danyeli, şöyle devam etti:

“Norm kadro hesaplamaları şeffaf, adil ve öğretmenlerin yaşam koşullarını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir. Hizmet puanı, mazeret durumu ve öğretmenlerin yaşam hakkı göz ardı edilmeden çözümler üretilmelidir. Sınıfların birleştirilmesi politikalarına son verilmeli, öğretmen istihdamı bilimsel planlamaya dayandırılmalıdır. Atamalarda öğretmenlerin aile durumları ve çocuklarının eğitim ihtiyaçları öncelikli olarak dikkate alınmalıdır. Norm fazlası öğretmenler, öncelikle kadrolarının bulunduğu il veya ilçelerde değerlendirilmelidir. Atama süreçlerinden olumsuz etkilenen öğretmenlere yönelik psikolojik ve maddi destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.

“MEB’in plansızlığının sorumlusu öğretmenler değildir”

Öğretmenleri ‘fazlalık’ olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir. ‘Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle mümkündür’ anlayışı dikkate alınmalı; öğretmenlerin mesleklerini sağlıklı ve güvenli ortamlarda icra etmeleri için gerekli adımlar derhal atılmalıdır. MEB’in ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin plansızlığının sorumlusu öğretmenler değildir. Öğretmenlerin kendi istekleri dışında mevcut iş yerlerinden koparılarak, ikametgâhlarından uzak yerlere resen atanması uygulaması derhal durdurulmalıdır. Bu konuda yeni mağduriyetler yaşanmaması için resen atama kararları gözden geçirilmelidir. Eğitim Sen olarak, norm fazlası ilan edilerek adeta sürgün gibi uygulamalarla yerleri değiştirilen tüm meslektaşlarımızın yanında, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu ve bu adaletsizliğe karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.”