(İZMİR) – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kentte biriken çöpler ve atık bertaraf tesisiyle ilgili tartışmalara ilişkin “Çöp konusunu ya da atık konusunu siyasete malzeme edilmemesi gereken bir konu olarak düşünüyorum. Yani siyaset üstü bakılması gerekiyor. Çünkü bir metropolde yaşıyoruz, 4 buçuk milyon insanın yaşadığı bir şehirde yaşıyoruz. Her gün 5.500–6.000 ton civarında atık çıkıyor şehrimizden ve bu atıkların bertarafı, halk sağlığı, çevre sağlığı gözetilerek yapılması gereken bir iştir. Bunun siyaseti olmaz” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Sanat Fuaye Alanı’nda basın toplantısı düzenledi. Kentte son günlerde tartışma konusu olan çöp sorununa ilişkin açıklamalarda bulunan Tugay, şunları söyledi:
“Bir konu malum, bir süredir İzmir’de yaşadığımız çöpler ve atıklarla ilgili bir konu. Diğer konu da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projeleri ve bu projelerin yapımı ile ilgili kooperatiflerle yürüyen süreçtir. Her iki konuda da bugüne kadar çok konuşmak istemedim. Yani detaylı konuşmalar yapmak istemedim çünkü çöp konusunu ya da atık konusunu siyasete malzeme edilmemesi gereken bir konu olarak düşünüyorum. Yani siyaset üstü bakılması gerekiyor. Çünkü bir metropolde yaşıyoruz, 4 buçuk milyon insanın yaşadığı bir şehirde yaşıyoruz. Her gün 5.500–6.000 ton civarında atık çıkıyor şehrimizden ve bu atıkların bertarafı, halk sağlığı, çevre sağlığı gözetilerek yapılması gereken bir iştir. Bunun siyaseti olmaz. Yani hangi partiden olursanız olun, hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun, bu herkes için önemlidir. Herkes hem atık üretir, çöp üretir hem de buradan kaynaklanan sorun, herkesi ilgilendiren bir sorundur. Şunu bir kere başında net ifade edelim. Çünkü bazı şeylerin herkesin aklında doğru oturtulması lazım. Ve birileri toplumun, halkın, kamuoyunun aklını karıştırmaya çalışırken, bir bilinç olarak herkesin bu bilgilere sahip olması lazım.”
Atık konusunun üç aşamalı bir konu olduğunu belirten Tugay, şöyle devam etti:
“Bir tanesi toplama, çöpleri toplama konusu. Bir diğeri transfer, bir diğeri de bertaraf. Üç aşaması olan bir konu. Toplama aşaması kanunla ilçe belediyelerine verilmiş bir iştir. Yani her ilçe belediyesi kendi sınırları içerisinde her türlü atığı toplamakla yükümlüdür. Toplama konusu Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk konusu değildir. Ama transfer konusu, yani toplanmış olan çöpleri o ilçeden alıp nereye götürülecekse oraya götürme konusu ve götürülen yerde bertaraf etmek konusu, Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda ve etkisinde olan bir konudur. Bunları lütfen herkes aklında doğru otursun. Çöpleri toplama işi ilçe belediyelerinin; onu transfer etme ve bertaraf etme görevi de büyükşehir belediyelerinin. Şehrimizde 1992 yılında Harmandalı, depolama alanı olarak belirlenmiş. O yıllarda aslında yakın şöyle de bir yerleşim alanı da olmadığı için kimsenin şikayetine yol açmadan uzun yıllar boyunca depolama alanı olarak kullanılmış.
Bir de şunu belirtmemiz lazım; 2012 yılında 6360 sayılı Büyükşehir Yasası çıkana kadar Büyükşehir Belediyesi, merkez ilçelerin atıkları ile ilgili depolama ve bertaraf işleri yaparken, çevre ilçeler kendi ilçe sınırları içerisinde belirledikleri depolama alanlarında aslında çöpleri depoluyorlardı. Ama 2012 yılında çıkan kanundan sonra ilçenin tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetkisine geçti. Bu arada 2010 yılında da Katı Atık Bertaraf Kanunu çıktı, böyle bir yeni bir mevzuat tanımlandı. Ve daha önceden atık döküm alanı ile ilgili istenmeyen bazı özel şartlar istenmeye, işte ÇED raporları istenmeye başlandı. Dolayısıyla 2010 yılından sonra yeni depolama alanları ya da bertaraf alanları belirlenirken bu yeni mevzuata göre belirlenmeye başlandı ve de bir süreç içerisinde İzmir’in çöpleri ile ilgili ya da atıklarıyla ilgili yeni bertaraf tesisleri kuralım diye bir taraftan çaba gösterilirken, diğer taraftan kayda değer ilerleme sağlanamayan bazı konular ve ayrıca şehrin hızlıca büyümesi dolayısıyla biriken atık miktarının fazla olması nedeniyle Harmandalı bölgesi kullanılmaya devam edildi. Şimdi Harmandalı’nın çöp depolama ve bertaraf alanı olarak kullanılması ile ilgili bir dava var. Biliyorsunuz, sonuçlanmış bir dava. Bu davanın ne olduğuna herkesin bakması lazım. Yani aslında bu bölgenin neden kullanılması ile ilgili bir dava açılmış. Burada 2022 yılında bir heyelan riski var diye açılmış bir dava bu ve 2023 yılında, 23 Haziran 2023’te idare mahkemesinin bir kararı var. Ama sizlerin de bildiği gibi, 25 Haziran – işte geçtiğimiz haziran ayının sonlarında – bu karar kesinleşti. Danıştay’ın onamasıyla birlikte ondan sonra bu alanı kullanamamaya başladık.”
“11 yeni ön etüt alanında çalışmamız devam ediyor, buralardan sonuç almayı umuyoruz”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu süreçte nasıl bir yol izlediğini anlatan Tugay, şöyle devam etti:
“Şu anda Bergama’da iki tane entegre çöp tesisinin yapılması başarılabildi. Buralara izin alındı. Bunun dışında 2015 yılında Yamanlar için İzmir Büyükşehir ÇED başvurusu yaptı ve bu süreç bir miktar ilerledi. İçerik sürecinde Devlet Su İşleri, İzmir Büyükşehir içerisinde bir susuzlaştırma projesi yapmasını istedi. Kurumlardan görüş alınırken bu raporu hazırlattığı zaman İzmir Büyükşehir Belediyesi büyük zorluklar içerdiğini anladı. Uzun yıllar sürebilecek, çok noktadan suyu çekerek burada bir susuzlaştırma yapılabileceği, bunun oldukça uzun, zahmetli ve masraflı bir iş olduğu anlaşıldı. Diğer taraftan öngörülen alan belediyeye ait bir alan değil. Önemli ve yüksek maliyetli mülkiyetler var. Dolayısıyla süreç durdu bu iki nedenden dolayı. Yani mülkiyet problemleri, buradaki yüksek kamulaştırma maliyetleri, artı ÇED sürecinde Devlet Su İşleri’nin susuzlaştırma ile ilgili şartından dolayı o süreç durdu. Bunun dışında olgunlaşmış başvurular var, ilerletilmiş bazı süreçler var. Nedir? Menderes’te Görece’de 2020 yılında yapılmış bir başvuru var, ilerletilmiş bir süreç var. Menemen Çaltı’da, Menemen Yeşilpınar’da, Tire Karateke’de, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde – burada bir şeyi düzeltmek gerekir – Tire Karateke’de bir bakiye atık alanı olarak ÇED süreci başlatılmış, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde de evsel atık yakma tesisi yapmak üzere bir süreç başlatılmıştı. Ama bu başvuruların hepsi, sizlerin de az çok bildiği gibi, değişik nedenlerle durduruldu. Bu başvuruların hiçbirisi sonuçlandırılamadı. Yani ‘Herhangi başvuru yapılmadı, herhangi bir çalışma yapılmadı” iddiası doğru değildir. Bunları yaptı İzmir Büyükşehir Belediyesi. Bazıları siyasete malzeme edildi, bazıları bürokratik süreçlerde durduruldular. Yani mesela Kemalpaşa Organize Sanayi’deki evsel atık yakma tesisinin neden durdurulduğunu hâlen biz bilmiyoruz. Ama tamamen durduruldu. Bunun dışında biz göreve geldiğimizden beri arkadaşlarımızla sürekli bu konu üzerinde çalışıyoruz. 11 tane yeni ön etüt alanı var. Bu 11 yeni ön etüt alanında çalışmamız devam ediyor ve buralardan sonuç almayı umuyoruz.” şeklinde konuştu
“Kurumların bize bu alanları tahsis etmesi gerekiyor”
Danıştay’ın konuyla ilgili kararını anımsatan Tugay, şu ifadeleri kullandı:
“Neden Harmandalı’na tekrar izin verilebildiği ile ilgili önemli bir ifade bu. Şöyle bir ifade var: ‘Yürütülen çalışmalar neticesinde sahada kısmen ya da tamamen depolama faaliyetinde bulunabileceğine ilişkin rapor tanzim edilmesi ve bu raporun gözetim ve denetim yükümlülüğü olan Bakanlıkça uygun bulunması halinde depolama faaliyetine devam edilmesi gerektiği’. Danıştay’ın hükmünde bu yazıyor. Biz bu ifadeye binaen bahsi geçen alanda, Harmandalı’nda bir kayma olup olmadığına ve bu alanda depolama yapılıp yapılamayacağına dair bir jeoteknik ve jeolojik analiz raporu hazırlattık ve bu raporu üniversiteye onaylattık. Üniversiteden onaylandı bu rapor. Bu raporla beraber Bakanlığa başvuruldu ve değerlendirme sonrasında, ön değerlendirmesi sonrasında 31 Ekim’e kadar geçici olarak izin verildi İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne. Bu süreçte bazı şartlar getirildi, müeyyideler eklendi ve biz açıkçası bu sorumluluğu aldık. İzmir’de hepimizin günlük yaşamında ürettiği atıkların mutlaka bir şekilde çözümü gerekiyor. Bunun en doğrusu tabii ki çağdaş, modern tesislerle gerçekleştirilmesidir. Bertaraf tesisleriyle, geri dönüşüm tesisleriyle, yakma tesisleriyle gerçekleştirilmesi. Peki İzmir Büyükşehir Belediyesi nerede zorlanıyor? Şurada zorlanıyor değerli arkadaşlarım: Bu alanları belirlemek için ya bizim bir alanımız olması lazım ya da uygun gördüğümüz bazı alanları – kimse o alanın sahibi – onlardan istememiz lazım. Bizim şu anda 11 tane ön etüdünü incelediğimiz alanın hiçbiri ne yazık ki İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait değil. Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir atık bertaraf tesisi yapmaya uygun bir mülkiyeti yok, böyle bir alanı yok. Bunların bir kısmı maden alanı, bir kısmı orman alanı, bir kısmı mera alanı. Dolayısıyla bu kurumların bize bu alanları tahsis etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Harmandalı’nın kullanımı mahkeme kararıyla kapatıldı”
“Kendi kendimize tesisleri yapmak için yetki veremiyoruz, ruhsat veremiyoruz. Bu ruhsat bakanlık tarafından veriliyor ve dolayısıyla biz bu süreçte her aşamada bakanlıkların, diğer kurumların onayına muhtaç durumdayız, onlara ihtiyaç duyuyoruz” diyen Tugay, sözlerine şu şekilde devam etti:
“İzmir Büyükşehir Belediyesi bu süreci ilerletmekte zorlanıyor, çözmekte zorlanıyor. Ve Harmandalı’nda o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın konuyla ilgili duyduğu rahatsızlık elbette ki saygı duyduğumuz, dikkate aldığımız, önemsediğimiz bir konu. Ancak çaresizlikten mecburen geçici süreyle orayı kullanmaya devam etmek zorunda kalıyoruz. Ve kendi yaptığımız planda İzmir’in atık yönetim planını en çağdaş olması gereken, en iyi şekliyle yapmak üzere çalışmaya devam ediyoruz. Bu konuyu bugün burada açıklama altına almak zorunda kalmamın bir nedeni, dün Genel Başkan Yardımcımız Gökhan Zeybek’in bir konuşmasında İzmir ile ilgili söylediği sözler ve buna İzmir’in AK Partili siyasetçilerinin bazılarının gösterdiği biraz sert reaksiyon. Yani kamuoyunun bilgisine her şeyi en doğru şekliyle anlatma ihtiyacı buradan doğdu. Sayın Gökhan Zeybek’le bugün görüşebildik sabah saatlerinde. Söylediklerinden anladığım kadarıyla kendisi yanlış bilgilendirilmiş bu konuda. Yani ifadesindeki şu şeyi düzeltme ihtiyacı duyuyorum: Harmandalı’nı bakanlık kapatmadı, kullanıma mahkeme kararıyla kapatıldı. Yeniden açılma sürecinde bakanlık gerçekten bizi de çok zorlayan bir süreç yürüttü. Ama sonuçta şehrimizin sorununun çözümü için bize bir yol açtı. Bu süreci özellikle AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı ve İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan yakından takip ettiler. Bu sürecin çözümünde katkıları olmuştur. Doğruların ifade edilmesi açısından bunları söylemek ihtiyacı duyuyorum.”
“İlçe belediyesinin çöplerini Büyükşehir toplayamaz”
İlçe belediyelerin yaşadıkları çöp sorunlarına değinen Tuguay, şunları söyledi:
“Karşıyaka’da, özellikle orada, yakın zamana kadar da Buca’da şehir içerisinde çöplerin birikme nedeni ilçe belediyelerimizin çalışanlarıyla yaşadığı sorunlardır. Diğer ilçelerimizde böyle bir sorunun olmamasının en önemli nedeni budur. Zaman zaman, dönem dönem başka ilçe belediyelerimizde de sorun yaşandı. Ama özellikle bu iki ilçemizde tamamen bundan kaynaklanan sorunlar yaşandı. Bunların çözümü ile ilgili geçen gün Buca Belediyesi’ni ziyaret ettim. Bugün de Karşıyaka Belediye Başkanı’nı buraya davet ettim. Kendileriyle görüşeceğiz. Elimizden ne katkı gelirse sunmaya hazırız. Bugüne kadar zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi aslında zorunlu olmadığı halde, görevi olmadığı halde, kendi personel ve araç gücüyle pek çok alanda çöplerin kaldırılması için çalıştı. Buca’daki eylemin sonlanmasından sonra günlerdir çok sayıda İzmir Büyükşehir Belediyesi aracı, onun yanında diğer ilçelerden gelen destek araçlarıyla oradaki çöpler önemli oranda toplandı. Son kalanlar varsa onlar da toplanma aşamasında. Benzer bir şeyi Karşıyaka Belediyesi ile de mutlaka çalışacağız. Şehrimizin böyle bir soruna muhatap olmasını kabul edemeyiz. Tabii ki üzerimize düşeni yapacağız. Ama kanunla ve mevzuatla belirlenmiş sınırlar olduğunu lütfen kimse unutmasın. Herhangi bir ilçe belediyesinin çöplerini sürekli olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi toplayamaz. Bunu yaptığımız zaman kanun önünde biz suç işlemiş duruma düşeriz. Böyle bir gerçek var. Çünkü bunlar için enerji harcanıyor, kaynak harcanıyor. Herkesin görevi belli bir şekilde kendi yetkileriyle onları çözmek durumundalar.
“Bu sorun ortak akılla çözülmeli”
Evlerden atıkların geri dönüşümü ile ilgili bir çalışma başlattık biliyorsunuz. Yani geri dönüştürülebilir atıkların evde ayrıştırılması ve toplanması ile ilgili. Bunu mümkün olan en hızlı şekilde ilerleteceğiz ve normal çöpün yaklaşık yüzde 40’ını, bazen yüzde 50’sini oluşturan geri dönüşüm atıklarını bütün şehirde toplamak üzereyiz. İşin başında söylediğim gibi bir iki senelik süre içerisinde bu çalışmayı sonlandıracağız. Bunu yaptığımız zaman sadece Türkiye’de değil, belki Avrupa’da da ya da yakın bölgedeki diğer bütün şehirlerde bu işi en başarılı yapan şehir olacağız. Organik atıkların komposta dönüştürülmesi ile ilgili çok ciddi hazırlığımız var. O da yine bu işin bir ayağı olacak. Ama her halükârda bizim bertaraf tesisine ihtiyacımız var, bir yakma tesisine de ihtiyacımız var. Bunlar için bize yer tahsis edilmesi lazım, bunlar için bize onay verilmesi, ruhsat verilmesi lazım. Bu süreç başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm üst kurumlarla ortak çalışmak ihtiyacındayız. Bürokrat arkadaşlarımız, bakanlığın bürokratlarıyla etkin bir iletişim içindeler, çözüm odaklı bakıyor olaya. Çöp konusu asla hiç kimse tarafından siyasete malzeme edilmemesi gereken bir konudur. Bir sağlık konusudur, bir çevre konusudur. Herkesin ortak konusudur. Herhangi bir partinin, herhangi bir söylemi tarafından istismar edilmesi doğru değildir. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak buna dikkat etmeye devam edeceğiz.”