(İZMİR) – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZDOĞA, İZENERJİ ve İZELMAN’dan yapılacak işten çıkarmalara ilişkin konuştu. Tugay, “Daha önceki yıllarda sahada çalışmak üzere personel alındıktan kısa süre sonra bürolara geçirildiğini gördük. Bazı arkadaşlarımız araya birilerini sokarak açıkçası o şekilde bürolara, daha hafif işlere geçiyor. İşten çıkarmaların çok büyük çoğunluğu büro personeli ya da saha personeli gibi görünüp de ama sahada yeterli verim alınamayan insanlar da var” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Tarihi Kemeraltı girişinde bulunan ve geçtiğimiz günlerde gövdesinde oluşan yarık nedeniyle kırılan çınar ağacının yerine yenisinin dikim törenine katıldı.
“Onarılması gereken her türlü yaramızı onaracağız”
Tugay, “Eski bir çınar ağacı vardı. Birkaç gün önce gövdesindeki bir problemden dolayı kendi kendine kırıldı. Yaşayamaz hale geldi ve biz ağacı yerinden çıkardık. Herkesin çok üzüldüğünü gördük. Biz de üzüldük. Arkadaşlarımız bu yetişkin, büyük çınar ağacını buldular. Ödemiş’ten geldi. Yine İzmir’in ağacı. Orada saksılanmış vaziyette, bekliyordu. Onu buraya taşımaya karar verdik. Doğaya, ağaca verdiğimiz önemi, şehrin değerlerine verdiğimiz önemi insanlara gösterebilelim diye buradayız. Ve bu ağacı o yüzden bugün burada dikiyoruz. Hayırlı olsun diyelim. Bugün gibi onarılması gereken her türlü yaramızı onaracağız. Eksik olan her şeyi yerine koyacağız. İzmir’in değerini biz biliyoruz. Herkesin de İzmir’e değer vermesi için üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz” dedi.
“Yağış olmadığı takdirde suyun sonbahara kadar yetmesi için gereken önlemleri aldık”
İklim krizi ve kuraklık nedeniyle barajlarda su seviyesinin kritik düzeye gerilemesiyle su kesintilerinin yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin soruya yanıt veren Tugay, şunları söyledi:
“Biz geçen yazdan beri ihtiyacımız olan suyun bulunmaya devam edilmesi için alabileceğimiz pek çok önlemi aldık. Pek çok kuyu açtık. Gördes Barajından alabileceğimiz suyu öncelikli olarak çekmeye çalıştık. Son aylarda belirgin kuraklık olması nedeniyle suyun aşırı tüketiminin önüne geçmek için pek çok önlem aldık. Su kaçağını azaltmak için temiz su tesisatının hatlarını pek çok yerde yeniledik. Ama kuraklık maalesef içinde yaşadığımız dönemin gerçeği. Yağışlar sadece bu sene değil önümüzdeki yıllarda da az olacak. Suyun çok değerli olduğunu herkesin bilmesi lazım. Suyun önümüzdeki yıllarda değerinin artarak devam edeceğini herkesin bilmesi lazım. O nedenle su tüketimi konusunda herkesi dikkatli olmayı çağırıyoruz. Çimleri daha az su ihtiyacı duyan çim türleriyle değiştiriyoruz. Tahtalı Barajındaki su seviyesini günlük olarak takip ediyoruz. Yağış olmadığı takdirde suyun sonbahara kadar yetmesi için gereken önlemleri aldığımızı düşünüyoruz. Ama her durumda yani sadece bugün, bu sene, bu aylarda değil, bundan sonraki yaşamımız boyunca suyun çok değerli olduğunu bilerek tüketmemiz gerekiyor.”
“Bakanlığın ne yaptığını gerçekten bilmiyorum”
Tugay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Körfez Acil Eylem Planına ilişkin olarak, “Bakanlığın ne yaptığını gerçekten bilmiyorum. Bize bildirilmiş bir çalışması yok. Ancak biz çok çalışıyoruz. Her şeyden önce arıtma… 4. fazla birlikte artık tam kapasite herhangi bir sorun olmadan çalışıyor. Onun dışında yağmur suyu ayrıştırmalarını bir miktar yaptık bir miktar devam ediyor. Ama eskiden birikmiş kirliliğin temizlenmesi için ister istemez zaman gerekiyor. Hani böyle hemen yarın öbür gün yüzeriz falan diye gerçek olmayan bir beklentiyi insanlarda yaratmanın alemi yok. Körfez kirli ve bir süre daha kirli kalacak. Her ay daha iyi hale geliyor. Sürekli daha temiz hale geliyor. Biz bu yolda devam ettikçe bu tür problemler gidecek. Zaman zaman hafif koku oluyor ama şiddetli ve keskin bir koku yok. Zaman zaman bazı bölgelerde bu alglerden kaynaklı, geçen yıl yaşadığımız problemin tekrarından dolayı koku olacaktır. Balık ölümü olacak yüzeyde bir şey yok şu anda ama önümüzdeki aylarda yine hiçbir şeyi garanti edemeyiz. Takip etmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
“Biz de yetki istedik ama o yetkiyi vermediler”
Özel, şunları kaydetti:
“Biz bakanlıkla devamlı irtibat halindeyiz. Ama bizim bakanlıktan beklediğimiz şey, Körfez’i kirleten gemilerin sıkı kontrol edilmesi. Başka şehirlerde, başka ülkelerde çok daha sıkı önlemlerle bu gemilerin takip edildiğini duyuyoruz. Biz yetki istedik ama o yetkiyi vermediler. Tersane kirliliğe neden oluyor. Derelerden gelen kirlilikler var. Bunların hepsiyle ilgili sorumluluk bakanlıkta. O konuda daha etkili önlemler alınabilir. Şu anda böyle zıt ve çatışır gibi değil de yakalayabildiğimiz kadar uyumu yakalayıp beraber çalışma yönünde çaba gösteren durumdayız.”
“İnsanlarımızın yerel yönetimlerin güçlü olmasını talep etmeleri lazım”
Yereldeki sorunların çözümü noktasında yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi gerektiğini belirten Tugay, “Eğer illa ben Ankara’dan karar vereceğim, Ankara’dan bu işi yapacağım derseniz mutlaka eksik kalırsınız. Yönetim merkezileştikçe, problemli alanın daha uzağından siz o alanı yönetmeye çalıştıkça mutlaka eksikleriniz daha fazla oluyor. O yüzden yerel yönetimlerin daha fazla yetkili olması lazım. Merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere daha fazla güç ve destek vermesi lazım. Türkiye’nin belirgin bir merkeziyetçi yönetim anlayışı var. Bu sorumlu bir durum. Bunun herhangi bir partiyle siyasetle değil, devleti yönetme anlayışıyla ilgili hatalı yönü var. İnsanlarımızın yerel yönetimlerin güçlü olmasını talep etmeleri lazım. Hepimiz kendimize eleştirilerde bulunmalıyız. Bunu yerel yönetim için de, merkezi yönetim için de söylüyorum. Eksiklerimizi tamamlarken işbirliği ve dayanışma içerisinde olmalıyız. Yerel yönetimlerin daha fazla etkili olması halinde daha etkili çalışmalar yapabileceklerine inanıyorum” diye konuştu.
“İyi bir çalışan olarak liyakatini bize ispat etmişse o geçici hali kalıcıya döndürülecek”
Büyükşehir iştiraklerinde çalışan bin 30 işçinin işten çıkarılması açıklamasının ardından İZENERJİ’ye 144 taşeron işçi alımı için ilan verilmesi konusuna değinen Tugay, “Emekli olan, ayrılan saha işçileri var. Belediyeler her zaman sahada, temizlik işinde, park bahçe bakımında, ondan sonra ilaçlamada, yol tamirleri gibi işlerde sahada çalışacak aktif insanlara ihtiyaç duyar. Bu işlerin aksamasının bir nedeni oradaki personelin eksikliği ya da liyakatlı parçaların eksikliği. Biz onun olmaması için çok özen gösteriyoruz. Onun için çok dikkatli seçimler yapmaya çalışıyoruz. Burada şöyle bir şey oldu. Daha önceki yıllarda sahada çalışmak üzere personel alındıktan kısa süre sonra bürolara geçirildiğini gördük. Yani temizlikte, park bahçede, ilaçlamada, yol tamirinde falan çalışacağım diye başlayan bazı arkadaşlarımız birkaç ay içerisinde rahatsızlıklarını gerekçe göstererek ya da başka nedenlerle araya birilerini sokarak açıkçası o şekilde bürolara, daha hafif işlere geçiyor. Böyle bir alışkanlık oluşmuş. Bunu yaşamamak için ilk başlangıcında altı ay hatta 11 ay kadar bir süre var. Bu süre içerisinde geçici statüde çalışsın, denemiş olalım. Eğer istediğimiz verimi alamazsak, performansı alamazsak arkadaşımıza uzatmayalım çalışma süresini diye bir önlem olarak bu uygulamayı başlattık. O sürenin sonunda eğer beklediğimiz performansı göstermişse, iyi bir çalışan olarak liyakatini bize ispat etmişse o geçici hali kalıcıya döndürülecek ve devam edecek. Geçici çalışma dediğimiz o” dedi.
“Bir adaleti, mantığı var”
İşten çıkarılmalara ilişkin de konuşan Tugay, şunları söyledi:
“İşten çıkarmaların çok büyük çoğunluğu büro personeli ya da saha personeli gibi görünüp de ama sahada yeterli verim alınamayan insanlar da var. Şunu hep söylüyorum. Çalışan, başarılı işler yapan, kurumun istediği performansı gösteren insanlara biz şeyimiz yok yani. Öyle onlara dokunma gibi bir niyetimiz yok. Ama bir onun adaleti var, bir mantığı var.”