Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İYİ Partili Kayalar: “Bu hükümet döneminde tarım sektörünü unuttuk”

İYİ Parti Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar, partisinin Yozgat Merkez İlçe Kongresi’ne katıldı. Tarımda yaşanan sorunlara dikkat çeken Kayalar, “Bugün Tarım Bakanı’nın ülkedeki tarımla uzaktan yakından ilgisi yok. Sorunlarla ilgisi yok. Bu sorunlarla ilgili sadece bürokrat ağzına bakarak bu sorunlar çözülmez ve çözülmüyor” dedi.

İYİ Parti Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar, partisinin Yozgat Merkez İlçe

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT) – İYİ Parti Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar, partisinin Yozgat Merkez İlçe Kongresi’ne katıldı. Tarımda yaşanan sorunlara dikkat çeken Kayalar, “Bugün Tarım Bakanı’nın ülkedeki tarımla uzaktan yakından ilgisi yok. Sorunlarla ilgisi yok. Bu sorunlarla ilgili sadece bürokrat ağzına bakarak bu sorunlar çözülmez ve çözülmüyor” dedi.

İYİ Parti Yozgat Merkez İlçe Kongresi, Belediye Büyük Sinema ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kongreye partililer ile birlikte, bazı siyasi parti temsilcileri ve İYİ Parti Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar da katıldı. Kayalar, kongrede yaptığı konuşmada, Türkiye’nin birçok açıdan Cumhuriyet dönemi içerisinde belki de en sıkıntılı dönemini geçirdiğini, halkın geçim sıkıntı çektiğini söyledi.

Kayalar, “Dar gelirli olarak nitelendirdiğimiz insanlarımızın sıkıntıları, sabit gelirli olarak nitelendirdiğimiz insanların sıkıntıları, sabit gelirli emeklilerimiz için de çalışan işçimiz için de memurumuz için de hepsinin bir sıkıntısı var. Sıkıntı genel tabir ifade ettik geçim sıkıntısı. Bugün Türkiye bir büyük ekonomik enflasyon olarak nitelendirilen, bu şekilde birçoğumuzun tanımladığı büyük bir ekonomik krizin içerisinde ve maalesef de yıllar oldu. Artık yıllar olarak ifade ediyoruz. Bu ekonomik sıkıntıda bir düzelme olmadı, olmuyor” diye konuştu.

“Ürünlerimizin rekolte anlamında inanılmaz derecede düşük olduğunu görüyoruz”

Şekerpancarı dışında diğer tarım ürünlerinde hasadın tamamlandığını hatırlatan Kayalar, şöyle devam etti:

“Tarlalarımıza uğruyoruz, insanlarımıza uğruyoruz. Sabit gelirli dışında çiftçimizin sıkıntısı var. Çiftçimizin sıkıntısı geçmiş yıllarda zaman zaman yaşanan sıkıntılar gibi değil. Bir büyük krizin içerisinde. Şu anda pancar dışında hasat dönemleri bitti. Pancarda hasat devam ediyor. Ama üretimlere baktığımız zaman Yerköy’den başlayıp Akdağmadeni, Kadışehri’nin Tokat sınırına kadar baktığımız yerlerde ürünlerimizin rekolte anlamında inanılmaz derecede düşük olduğunu görüyoruz. Bunda tabii ki bu sene yaşanan iklim koşullarının da etkisi var. Ama biz bunların hepsini sadece iklim koşullarına bağlayamayız. İklim koşullarının dışında çiftçimizin genelde büyük sıkıntısı var. Normalde tohum tedarik etmekte, ilaç tedarik etmekte, ekipmanlarının tamiratında, bakımında, mazot tedarikinde, mazot fiyatlarında hatta belli bölgelerdeki işçi çalıştıran çiftçilerimizin işçi ücretlerinde fevkalade büyük sıkıntılar var. Bu sıkıntıların görülmesi lazım. Bu tedbirleri almaya ülkeyi yönetenler, hükümet, hükümetler buna mecburdur.

“Bu hükümet döneminde tarım sektörünü unuttuk”

Hükümetin görevi ülke insanlarının sorunlarının çözümü ve ülkemizin daha güçlü bir ülke haline gelebilmesi için çalışmaktır. Yani görevlerini yapmaktır. Bunun başında da Türkiye’de tarım sektörü gelir. Tarım sektörü ülkemizin temel sektörüdür. Tabii ki sanayi sektörü. Tabii ki şimdi dünyadaki yeni teknolojiler, dijital teknolojiler, ülkelerin güçlü olabilmesi için bunlar elzem. Bunlarda bizim son teknolojilere dünyayla paralel gitmemiz lazım imkan varsa önde gidelim. Gitmemiz lazım ama hepsi bir tarafa tarım sektörü temel sektörüdür. Biz 20 küsur sene oldu bu hükümet döneminde tarım sektörünü unuttuk. Tarımdaki insanımızı unuttuk. Çiftçimizi unuttuk. Çiftçimizin sorunlarının çözümü ile ilgili çalışma yapmak zorunda olduğumuzu unuttuk. Bunların söylenmesine rağmen maalesef ve maalesef herhâlde yapay zekâyla ilgili de bir program var bugün ülkeyi yönetenlerde. Çiftçi ve tarım sektörü dediğiniz zaman o yapay zekâ öyle bir ayarlamışlar ki hiç duymuyorlar. Öyle bir sorun sanki Türkiye’de yok.”

“Tarım Bakanı’nın ülkedeki tarımla uzaktan yakından ilgisi yok”

Ürünlerin rekoltesinde düşüş olduğuna dikkat çeken Kayalar, şunları söyledi:

“En büyük çiftçi olarak bizde nitelendirecek 400, 500, 600, 700 dönüm eken büyük çiftçidir. Dün Sorgun’da bir ziyaret yaptık. 15 milyon dedi biz bu sene için üretim ve gelir bekliyorduk, 2,5 milyon lira. Peki bir de 100 dönüm, 200 dönüm onun peşinde koşan, bir yılını ona bağlayan insanlarımız ne olacak? Onların durumu bu sene yeniden ekim yapabilme noktasında fevkalade zordalar. Kredilerin ertelenmesi, yeni kredi temini, tohumla ilgili tedariklerin, tarım krediler başta olmak üzere kolaylaştırıcı önlemlerin alınması, madem iklimsel sıkıntılar da var, çiftçinin bunda bir sorunu da yok. Onlara yeni tedariklerin, yeni ekim dönemindeki gerekliliklerin yerine getirilmesi noktasında yardımcı olunması yeniden ekim yapabilecek noktaya getirilmesi konusunda önlerinin açılması bundan da hükümetin hiçbir alakası yok. Bu çok acı bir şey. Bu sadece Yozgat anlamında değil. Türkiye’nin bütün tarım bölgelerinde şu anda mesela Antalya bölgesi, Adana bölgesi, Ege’nin bir büyük kısmı, bunların hepsinde çok büyük çiftçiler var. Ülke genelinde hatta dünya ölçeğinde olan, üretim yapan insanlarımız var. Bunların hepsi sıkıntı içerisinde. Daha büyük sıkıntı seslerini duyuramamak, muhatap bulamamak. Muhatap bulamıyorlar. Bugün Tarım Bakanı’nın ülkedeki tarımla uzaktan yakından ilgisi yok. Sorunlarla ilgisi yok. Bu sorunlarla ilgili sadece bürokrat ağzına bakarak bu sorunlar çözülmez ve çözülmüyor.”

“Bu hayvan ithalatını yapanlar kim?”

Hayvancılık sektörüne de değinen Kayalar, 11 yıl içerisinde 11 milyon dolar canlı hayvan ithalatına ödeme yapıldığını ileri sürdü. Kayalar, şöyle konuştu:

“Hayvancılıkta 11 sene içerisinde 11 milyar dolar yurt dışından başta Güney Amerika ülkeleri olmak üzere canlı hayvan ithalatına ödediğimiz para var. Demek ki kaynak yok değil, kaynak var. Ama kaynağın yönetilmesi yok. İthalata o verdiğim paranın dörtte birini ülke içerisindeki bizim hayvancılıkla uğraşan insanlarımıza verdiğimiz üreticimize verdiğimiz takdirde ve iade edilmemek şartıyla, kredi olarak tekrar ödenmemek şartıyla hibe olarak verilseydi 3 sene içerisinde hayvancılık kendini toparlar. Demek ki kaynak var. İthalatla ilgili bir tek şey söyleyeceğim. Bu hayvan ithalatını yapanlar kim? 2 dolara mal ediliyor 4 dolara Türkiye’nin içinde satılıyor. 11 milyar dolar 10 sene 11 senede ithalata verildiyse bunun 5.5 milyar doları demek ki kaba hesapla birilerinin cebine girdi. İşte hikaye burası. Sorun burası. Nereye, kime, neden böyle bir para aktarımı yapılıyor? Aktarım yapılanlar kimler?”