(TBMM) – İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Türkiye’de bir zamanlar ‘İran olur mu’ ‘Malezya olur mu?’ mukayeseleri vardı. Bugünkü endişe ise, Türkiye Latin Amerika olur mu? şeklindedir. İnsanımız, 250 sene önce elde ettiği dokunulmaz denilen hakları, bugün maalesef tekrar talep etmektedir. Çünkü Can ve mal güvenliği git gide yok olmaktadır. Bu ‘Güvensiz Türkiye’, ‘Terörsüz Türkiye’nin altında yatan acı gerçektir” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Toplantıda, İYİ Parti’ye katılan eski Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İpek Özkal Sayan’a rozet takıldı. Dervişoğlu’nun, “Saflarımıza katılın” çağrısına uyarak partiye katıldığını söyleyen İpek Özkal Sayan, teşekkür etti.
Müsavat Dervişoğlu, 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlayarak, şehit öğretmenleri andı. Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Bir zamanlar, Türk Milli Eğitimi, kurtuluş ve kuruluşun yol kavşağı idi. 1921’de düşman Polatlı’ya kadar uzanmışken, Mustafa Kemal’i karargahtan çıkıp 1.Milli Eğitim Şurası’na gelmişti. Bugün ise Milli Eğitimi, sadece öğretmenler değil, okul çağında evladı olan herkes çok iyi biliyor. Bakmayın siz; kasten yaptıklarını inkar etseler de iktidar da ortakları da Bakan Yusuf Tekin de çok iyi biliyor. O kadar iyi biliyorlar ki; 104 yıl sonra, 2. Maarif Kongresi tertiplemişler. Teması da ‘Demokrasi, İnsan Hakları ve Kardeşlik’. İsmi, zamanı, teması, ne kadar manidar değil mi? Kafalarında; eğitimle, öğrenciyle, öğretmenle ilgili tek bir mesele yok! AK Parti İktidarı; eğitim sistemimizdeki çöküşün merkez üssü oldu. Öğretmenler, yoksulluğa itildi, atamalar, partizanlığa kurban edildi. Bugün 5-6 milyon ev gencinden bahsediyorsak, bunun ilk denemesi, ‘atanamayan öğretmenler’ rezaletidir. Milli Eğitim Bakanlığı; vizyon üreten bir kurum olmaktan çıkartılmış, kaynaklarımızı ve evlatlarımızın geleceğini, birtakım yapılara aktaran, tüketen ve yok eden aracı bir kurum haline getirilmiştir. Peki öğretmenlerimiz? Açlık sınırındadırlar. Bir de büyükşehirlerde çalışıyorsa, maaşı ev kirasına, aidata ve faturalara yeterse şükrediyor. Özel okuldaki öğretmenlerimizse daha perişandır. Bu tablo öğretmeni yok sayan, eğitimi çökerten bir zihniyetin ürünüdür. Ama bilin ki çözüm zor değildir. Bu ülkenin geleceğini önemsiyorsanız, ilköğretimi parayla değil, hakla sağlıyorsanız, öğretmeni, parti mitinglerinizde dolgu malzemesi değil, başınızın tacı görürsünüz. Sonuç da kısa zamanda müspet olacaktır. İYİ Parti işte bunun için vardır! İYİ Parti sadece başarmayacak, cehaleti ve ihaneti mağlup edecektir!
“Şiddeti, baskıyı ve hatta ölümü olağan işlermiş gibi ezberletiyor”
Biliyorum benden, İmralı aparatlarının yaptıkları, melun ziyarete dair sözler de bekliyorsunuz. Sadece siz beklemiyorsunuz, milletimiz de bekliyor. Onlar da bekliyor…! Hele durun, onlara da sıra gelecek. Aslında bu anlattıklarım ve anlatacaklarım, ihanetin, taşlarının nasıl döşendiğine, Türk Milletinin nasıl felç edildiğinin aşamalarına dairdir. O yüzden, bir meseleye daha değinmek istiyorum. Baştaki yapı; milleti, hayatın her alanında yoksulluk ve sefalete zincirlerken; şiddeti, baskıyı ve hatta ölümü olağan işlermiş gibi ezberletiyor. İktidarını da böyle kalıcı yapmak istiyor. Tüm bu yaşananların başlıca hedefi ise kadınlardır! Okuyamayan, iş bulamayan, bulsa bile emeğinin karşılığını alamayan, çocuğunu istediği gibi okutamayan, istediğiyle evlenemeyen, gülemeyen, eğlenemeyen, hatta sokakta yürüyemeyen. Kısaca yaşamdan mahrum edilen kadınlar!..
“Her zaman ne gerekiyorsa yanlarındayız”
Dün, ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele’ günüydü. Kadına yönelik şiddet deyince aklımıza ilk olarak, cinayetler geliyor. Derin bir hicap duyuyorum. O yüzden sayıları tekrarlamak ve olağanlaştırmak istemiyorum. Kendi koyduğu yasaları, kuralları çiğnemesiyle bilinen bu iktidarın, en meşhur fecaatlerinden bir tanesi, 6284 sayılı kanunun teminatı olan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasıydı. Ancak mesele yasaların konulması değil, uygulanmasıdır. Uygulanırken de her türlü istismarın, keyfiyetin, başıboşluğun önüne geçilmesidir. Bunun için de zihinlerdeki anlayışın değiştirilmesi şarttır. İYİ Parti olarak, kadınların hayatın her alanında eşit ve öncü rollerde olmasının savunucusu ve takipçisiyiz. Teşkilatlarımız, genel merkezimiz her zaman, hangi zorluk altında olursa olsun kadınların yanındadır. Hukuk, sosyal dayanışma, maddi veya manevi destek! Her zaman ne gerekiyorsa yanlarındayız.
“Bugünkü endişe ise, Türkiye Latin Amerika olur mu şeklinde”
Türkiye’de bir zamanlar ‘İran olur mu’ ‘Malezya olur mu?’ mukayeseleri vardı. Bugünkü endişe ise, Türkiye Latin Amerika olur mu? şeklindedir. İnsanımız, 250 sene önce elde ettiği dokunulmaz denilen hakları, bugün maalesef tekrar talep etmektedir. Çünkü can ve mal güvenliği gitgide yok olmaktadır. Bu ‘Güvensiz Türkiye’, ‘Terörsüz Türkiye’nin altında yatan acı gerçektir. Biraz evvel söylediğim gibi, yaşadığımız krizlerin ve bitmeyen bu çöküşün tezahürleri çoktur. Ama temelinde yatan husus, suçun ve suçlunun, hırsızın ve yolsuzun, kanunsuzun, tekinsizin övüldüğü bu düzendir. Eşitsizliğin her alanda meşrulaştırıldığı, zayıf görülenin yere düşürüldüğü, yere düşene de bir tekme daha savrulduğu anlayışın, artık gizliden de değil, açıktan kutsanmasıdır. Eşitsiz Türkiye ortadan kalkmadan, Terörsüz Türkiye gerçekleşemez.
“Ev sahibi olanlar daha fazla mülk edinirken, milletimiz yuvasızdır, evsizdir”
Aile yılı ilan edilen 2025 yılında, ailenin kurulacağı yuva yoktur. Müteahhitlikle abad olan bu iktidar, her yere beton dökmüş ama ne hikmetse konut sorununu 40 yıl önceki duruma getirmiştir. Bugün evsiz Türkiye sorununu yaratanlar, Terörsüz Türkiye davulunu bu yüzden çalmaktadırlar. Bugün Türkiye’de 24 milyon yurttaşımız kiracı durumundadır. TOKİ, 15 bin kiralık konut yapacağını açıklamıştır. Vatandaşın kurada çıkma ihtimali, 1600’de 1’dir. Bu hal de talihsiz Türkiye’nin fotoğrafıdır. Ev sahibi olanlar daha fazla mülk edinirken, milletimiz yuvasızdır, evsizdir. Zorunlu sosyal kota, boş konut vergisi, çağa uygun sosyal kooperatifler akıllarına gelmemiştir. Bu tedbirsiz Türkiye’yi bizler düzelteceğiz! Ticaret bakanlığının açıkladığı, kurulan şirket sayıları düşerken kapanan şirket sayıları zirve yapmaktadır. Bankalara koyulan tasarruflar değil, icraya düşen banka kredileri rekora koşmaktadır. Bu sebeple Terörsüz Türkiye, Ekmeksiz Türkiye’nin üzerine örttükleri kılıftır.
“Terörsüz Türkiye, kılıfın içindeki ise İkbalsiz Türkiye’dir”
Cumhuriyetin ikinci yüzyılının en büyük projesi Terörsüz Türkiye, kılıfın içindeki ise ikbalsiz Türkiye’dir. O kılıf, yamandıkça açılmaktadır, ne kadar dikilse iplik ve kumaş yetmemektedir. İkbale erişmemizin yolu, Hainsiz Türkiye’dir. Hainlerin abad değil, tarumar edildiği bir Türkiye’ye ihtiyaç vardır. Öfkemiz sözde kalmayacak, sözler amaçlara, amaçlar da gerçeklere dönüşecek. Bu devran er ya da geç dönecek! Ne kadar erken dönerse, bu vatana o kadar layık olacağız. Cesurlarız, asla yorulmayacağız, iyileriz, mutlaka başaracağız.”
(SÜRECEK)

