(TBMM) – Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı İskender Bayhan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunarak, “Komisyonun bir ortak rapor hazırlama süreci sadece komisyonda grubu olan beş partinin temsilcisinden oluşturulacak bir heyetle sürdürülürse, bu yine karar alma süreçlerinde ve komisyonun iradesini oluşturmada antidemokratik, çoğulcu tutumdan uzak, vadedilen demokratik ve çoğulcu komisyon yaklaşımından uzak bir karar olacaktır. Bundan derhal vazgeçilmelidir. Komisyon’un rapor hazırlama sürecinde, grubu olan partilerle birlikte grubu olmayan partilerden de isteyenler mutlaka bu sürece katılmalıdır” dedi.
EMEP Genel Başkan Yardımcısı İskender Bayhan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, partisinin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’un çalışmalarına ilişkin hazırlanan rapor hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Bayhan, komisyonun 5 Ağustos’ta kuruluşundan bu yana geçen yaklaşık 4,5 aylık sürede demokratik bir çözüm üretmekten uzak olduğunu belirtti ve Komisyon’un yapısının Türkiye’de Kürt sorununun demokratik çözümünü sağlayacak bir yapıdan uzak olduğunu dile getirdi.
Komisyon’un ağırlıklı olarak iktidar tarafından şekillendirildiğini belirten Bayhan, “Komisyon’un bir kanunla kurulması gerektiğini savunduk, söyledik. Ama bu yapılmadı. Meclis Başkanı’nın inisiyatifiyle kurulmuş bir komisyon olarak tescil edildi, böyle gündeme getirildi. Aslına bakarsanız şimdi gelinen noktada bunun ne kadar eksik, yetersiz bir yaklaşım olduğunu, bu Meclis Komisyonu’nun kanunla kurulması gereken bir komisyon olduğunu hep beraber yaşayarak gördük” dedi.
Komisyonun 12 maddelik çalışma usullerine de itiraz ettiklerini aktaran Bayhan, özellikle karar alma süreçlerinin antidemokratik olduğunu, grubu olmayan partilerin bu süreçlerin dışında bırakıldığını ifade etti. Bayhan, “Grubu olmayan partiler olarak Emek Partisi, TİP, Yeniden Refah Partisi, Demokratik Sol Parti, Demokrat Parti daha sonra Komisyon’dan çekildi. Hüda Par gibi partiler, grubu olmayan partilerin temsilcilerinin karar alma süreçlerine katılımı tamamen komisyon süreci içerisinde de yok sayıldı. Bunun da altını çizmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı. Bayhan, şöyle konuştu:
“Özellikle kapalı toplantılardan sonra yapılması gereken bilgilendirmeler yapılmadı. Yine önemli hususlardan birisi ana dil konusuydu. Komisyon’daki dinlemeler sürecinde, özellikle ‘Barış Anneleri’nin ana dilde konuşmasına izin verilmemesi, Komisyon’a dair başından beri gündeme getirdiğimiz uyarıları ve kaygıları haklı çıkaran bir diğer örnek oldu.
“Komisyon’un Kürt sorununun çözümünde atılacak adımlar konusundaki işlevini güdükleştiren yeni bir tabloyla karşı karşıyayız”
Dolayısıyla şimdi Komisyon’un bu yaklaşık 4,5 aylık bilançosunun geldiği noktada, ikinci aşama denilen raporların hazırlanması ve komisyonun bir ortak rapor oluşturması sürecinde, bir kez daha başından bu zayıflıkların tesis ettiği yeni bir demokratik katılım tablosu ve Komisyon’un Kürt sorununun çözümü açısından atılacak adımlar konusundaki işlevini güdükleştiren yeni bir tabloyla karşı karşıyayız.
Buradan Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş’a da bir kez daha çağrı yaparak hatırlatmak istiyorum; raporun hazırlanması süreci, komisyonun bir ortak rapor hazırlama süreci, sadece komisyonda grubu olan beş partinin temsilcisinden oluşturulacak bir heyetle sürdürülürse, bu yine karar alma süreçlerinde ve Komisyon’un iradesini oluşturmada antidemokratik, çoğulcu tutumdan uzak, vadedilen demokratik ve çoğulcu Komisyon yaklaşımından uzak bir karar olacaktır. Bundan derhal vazgeçilmelidir. Komisyonun rapor hazırlama sürecinde grubu olan partilerle birlikte grubu olmayan partilerden de isteyenler mutlaka bu sürece katılmalıdır. Buna Numan Kurtulmuş Komisyon Başkanı olarak, Meclis Başkanı olarak da bir çözüm bulmalıdır.
Ama bu komisyon raporu, komisyonda olan bütün partilerin fikirlerini içerdiği gibi bir gerçeği daha başından ortadan kaldıracaktır. Böyle bir tabloda partimizin bu komisyon raporunun onaylanması, bu komisyon raporunun tartışılması sürecine dair kaygılarını ve şerhini de bugünden belirtmiş olayım.”

