Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDIN
(HATAY) – Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Hatay Adliyesi önünde yaptıkları açıklamada, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen 11. Yargı Paketi’nde “deprem suçlularının istisna tutulması” çağrısını yineledi. Platform adına açıklama yapan Avukat Eren Can, “Türkiye, deprem suçlarında bir ‘af’ ile yüzleşmeyi kaldırmaz. Bu madde, açıkça ve net biçimde topluma karşı işlenen bir adaletsizliktir. Deprem suçluları affedilemez” dedi.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen 11. Yargı Paketi’ne ilişkin Hatay Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Platform adına konuşan avukat Eren Can, şunları söyledi:
“11. Yargı Paketi ile ilgili kamuoyuna açıklamamızdır. Teklifin 27. maddesi, ‘suçun türüne bakılmaksızın’ ve ‘ceza infaz kurumunda bulunması koşulu aranmaksızın’ erken salıverme imkanı getirmesi nedeniyle, taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan yargılanan tüm deprem sorumlularını kapsamına alacaktır. Bu durumun deprem davalarına etkileri son derece ağır olacaktır. Teklifteki erken tahliye ve denetimli serbestlik hükümleri yürürlüğe girerse Müteahhitler, fenni mesul ve proje sorumluları, belediyelerde imza atan teknik personel, denetim kurumları yöneticileri, ceza almadan ya da ceza alsalar dahi yatarı olmadan, hatta hiç cezaevine girmeden süreci tamamlayabileceklerdir.
6 Şubat depremleri sonrasında açılan yüzlerce dava henüz sonuçlanmamışken böyle bir düzenlemenin getirilmesi devam eden davaları anlamsızlaştıracak, cezaların infaz edilmesini imkansız hale getirecek, zaten zor ilerleyen soruşturma ve yargı süreçlerini sonuçsuz bırakacaktır. Dolayısıyla 2023 depremlerinde 53 binden fazla insanın ölümünden sorumlu olanlar, yargılama sonucunda hüküm alsalar bile bu af niteliğindeki düzenlemeden yararlanabilecektir.
“Bu madde geçerse depremde yakınlarını kaybeden ailelere ‘adalet’ yerine bir kez daha ölüm reva görülmüş olacak”
Deprem suçlarında cezalandırmanın temel amacı yalnızca geçmişi telafi etmek değil, aynı zamanda geleceği korumaktır. Cezasızlık kültürü müteahhitleri maliyet düşürme adına risk almaya, belediyeleri denetimsizliğe, yapı denetim şirketlerini sorumluluktan kaçmaya teşvik eder. Bu düzenleme yürürlüğe girerse, gelecekteki depremlerde çok daha ağır sonuçların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çünkü fail için artık ‘ceza tehdidi’ kalmayacaktır. Bu teklif vatandaşın yaşam hakkını pazarlık konusu yapmak demektir.
Bu madde geçerse depremde yakınlarını kaybeden ailelere ‘adalet’ yerine bir kez daha ölüm reva görülmüş olacak. Cezasızlık, yeni suçların önünü açacak; yeni felaketlerin altına imza atılacak. ‘Hesap verebilirlik’ diye bir kavram kalmayacak. Türkiye, deprem suçlarında bir ‘af’ ile yüzleşmeyi kaldırmaz. Bu madde, açıkça ve net biçimde topluma karşı işlenen bir adaletsizliktir. Deprem suçluları affedilemez.”

