Haber: Çağatan AKYOL-Kamera: Hakan KAYA
(İSTANBUL) CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu aleyhine açılan “Diploma Davası”nın ikinci duruşmasına bazı avukat ve izleyicilerin katılmasının engellenmesine CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın tepki gösterdi. Duruşmanın aslında Çağlayan’da yapılması gerektiğini anımsatan Günaydın, buradan 100 kilometre ötede yapılmasına rağmen ilginin, desteğin devam etmesi üzerine daha dar bir salon tesis edilerek bu engellemenin gündeme geldiğini belirten Günaydın, “Ekrem İmamoğlu’nun arkasındaki insan, yurttaş desteğini böyle hukuksuz uygulamalarla aşağıya indiremezsiniz. Sadece yurttaş desteğinin daha fazla artmasına neden olur. Bu bir akıl tutulmasıdır. Türkiye’yi hukuk devletinden daha fazla uzaklaştırmaya kimse yeltenmesin” dedi.
18 Mart’ta diploması iptal edilen, 19 Mart’ta gözaltına alınıp 4 gün sonra tutuklanan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun “Diploma Davası”nın bugünkü duruşmasına bazı avukatlar ve izleyiciler alınmak istenmedi. Silivri’deki Marmara Cezaevi içerisindeki duruşma salonu önünde arbede yaşandı, bazı avukatlar, izleyiciler ezilme tehlikesi geçirdi.
İlerleyen dakikalarda duruşma salonuna giriş tamamlandı ancak ilk duruşmanın yapıldığı ve daha büyük olan 1 no’lu salona geçilmemesinin de etkisiyle avukatlar, İmamoğlu’nun yakınları, izleyiciler salondan ayrıldı. Silivri’deki Marmara Cezaevi önünde CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ile birlikte basın açıklaması yapan CHP Grup Başkanvekli Gökhan Günaydın, “Diploma Davası”nda duruşması öncesi yaşananları şöyle anlattı:
“1 no’lu salonda duruşmanın yapılacağı bize bildirildi… Avukatların adliye binasına alınmaması ne demek?”
“Değerli basın mensupları bugün 20 Ekim 2025 saat 13.22. Bugün Silivri’de saat 11.00’da 1 no’lu salonda Ekrem Başkan’ın diploma iptali nedeniyle başlayan soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde bir ceza davası görülecekti. Öncelikle şunu söylemek isterim ki bir inceleme raporu sonrasında yatay geçişi sorumlu görülen 41 kişi hakkında başlatılan soruşturmalar sonrasında yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun duruşması tefrik edilmiş ve yalnızca Ekrem Başkan’a yönelik bir iddianame düzenlenmişti. Sadece bu başlangıç dahi sürecin hukuki olmaktan çok uzak bir siyasi süreç olduğunun işaretiydi. Buna karşın evet bir kovuşturma süreci başlandı ve ilk duruşmayı yaptık. Bugün için de 1 no’lu salonda duruşmanın yapılacağı bize bildirildi. Bu bağlamda biz de duyurularımızı yaptık. Sabah 8.00’dan itibaren hem avukatlar hem de izleyiciler Silivri’de duruşma salonunun önündeydiler. Ancak saat 12.00 olmuştu ve hala ne seyirciler, ne de avukatlar duruşma salonuna alınmadılar. Bunun gerekçesi olarak da, ‘1 no’lu salonda bir tesisat sorunu var, bu nedenle salonu küçük salona aldık’ dediler. Burası aynı zamanda bir adliye binası. Avukatların adliye binasına alınmaması ne demek? Duruşma salonuna sığmama ne demek? Çağlayan’da daha yüksek seyirci olması nedeniyle Çağlayan’dan Silivri’ye duruşmayı alıyorsunuz. Silivri’de en az iki tane büyük duruşma salonu varken burada en küçüğüne duruşmayı hapsetmeye gayret ediyorsunuz ve üstelik de baro odasına girmesine dahi avukatların izin vermiyorsunuz. Saat sekizden itibaren artan bir sinir.
“Duruşma hakiminden kaynaklanan bir özel sorun yok”
Bu çerçevede giderek artan avukat ve izleyici sayısını jandarma ile karşı karşıya bırakmak, kanunsuz emirlerle adliye salonunun içine alınmaması. Bu çerçevede 2 no’lu salon, 3 no’lu salon, 4 no’lu salon tartışmaları içerisinde en küçük salona hakim geldi ve hakim bize dedi ki dışarıda olan bitenden haberim yok. Ne demek avukatların içeriye girmemesi? Biz de dedik ki on metre dışarıya çıkarsanız aslında kolluğun ne tür görevler üstlendiğini ne tür engellemeler yaptığını göreceksiniz. Şunu ifade etmek isterim. Bizlerin edindiği izlenim duruşma hakiminden kaynaklanan bir özel sorun yok. Ancak yargı bürokrasisi burayı kilitlemeye çalışıyor.
“Açıkça adil yargılanma hakkının gaspı”
Bizi küçük salonlara hapsetmeye gayret ediyor. Bu açıkça adil yargılanma hakkının gaspıdır. Ekrem İmamoğlu’nun avukatları içeriye giremedi. Müdafiler içeriye giremedi, çok sayıda avukat arkadaş içeriye giremedi. Duruşmaların açıkça aleni olması gerekirken seyirciler de salona alınmadılar. Böyle bir ortamda bu duruşmanın görülmesi adil olmayan yargılama süreçlerine itiraz etmemek ve onlara rıza göstermek anlamını taşıyordu. Bu nedenle müdafi arkadaşlarımız mahkemeye gönderdikleri dilekçelerle bu çerçevede bu koşullarda bir duruşma yapılamayacağını kayda aldılar ve duruşma salonu bu çerçevede boşaltıldı.
“Teslim olmayacağız”
Şunu ifade edelim ki Ekrem İmamoğlu 2014’te Beylikdüzü’nde, 2019’da İstanbul’da iki kez, 2024’te İstanbul’da bir kez daha olmak üzere tüm karşısına çıkan rakipleri yendiği için 35 yıl evvelki diplomasının iptal edilmesi süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Bu hukuksuzluğu yargılamanın da açıkça adil yargılanma koşullarının dışına taşınması ile sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu Türkiye’nin adalet sistemi açısından kabul edilemez. Bir an evvel her türlü önlemin alınarak hiç olmazsa yargılama süreçlerinin evrensel ve iç hukukun kurallarına uygun bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Ben bu çerçevede yüce Türk milletine ifade etmek isterim ki. Ekrem İmamoğlu hakkında sürdürülen haksız, hukuksuz soruşturma ve kovuşturmalar ceza kovuşturmaları ve yargılamaları esnasında da devam etmektedir. Biz buna teslim olmayacağız. Ekrem İmamoğlu’nun zorla salona getirilmesi söz konusu olamaz. Ekrem İmamoğlu müdafileriyle birlikte bir müzakere içerisinde bu kararı almıştır. Dolayısıyla olağan yargılama koşulları sağlandığında Ekrem İmamoğlu salonda olacaktır. Olağan olmayan koşullar söz konusu olduğu sürece buraya çıkmayacağız. Bir kere daha söyleyelim ki, ayrıca ifade edelim ki Mehmet Pehlivan, Ekrem İmamoğlu’nun avukatı tutukludur. Ve Ekrem İmamoğlu’nun avukatının bu duruşmaya bağlanması dahi son dakika kararı ile ortadan kaldırılmıştır. Bütün bunlar açık, bunlara hiçkimse teslim olmayacak.
“Çağdaş hiçbir ülkede cezaevlerinin içerisinde duruşma salonları olmaz ve buralarda insanlar yargılanmaz”
Bu duruşmanın Çağlayan’dan Silivri’ye taşınması bile adil yargılanma hakkının ihlalidir. Çağdaş hiçbir ülkede cezaevlerinin içerisinde duruşma salonları olmaz ve buralarda insanlar yargılanmaz. Çağlayan’dan buraya 100 kilometre insanlar yol geliyorlar. Bir kere bu başlı başına bir zulüm ve başlı başına katılımı azaltmaya yönelik bir önlem aslında. Tam tersini söylüyorlar. Diyorlar ki Çağlayan’da duruşma salonları küçük. Dolayısıyla hem güvenlik hem de rahatça duruşmanın izlenebilmesi açısından Silivri’yi aldık diyorlar. Biz burada biliyoruz ki en az dört salon var ve bu dört salondan en küçüğüne Ekrem İmamoğlu duruşmasını mahkum etmeye çalışıyorlar. Buna itiraz edildiğinde de hakim en büyük salona değil de bir daha orta boy salona almaya gayret ediyor. Ve orada da gelen avukat arkadaşlarımızı alabilecek bir kapasite yok. Seyirciyi alabilecek bir kapasite yok. Sadece bunlar bile gösteriyor ki açıkça doğru salon, doğru mekan tesis etmeyerek, temin etmeyerek bu duruşma başka bir noktaya doğru taşınmaya çalışılıyor. Ekrem İmamoğlu’nun arkasındaki insan, yurttaş desteğini böyle hukuksuz uygulamalarla aşağıya indiremezsiniz. Sadece yurttaş desteğinin daha fazla artmasına neden olur. Bu bir akıl tutulmasıdır. Türkiye’yi hukuk devletinden daha fazla uzaklaştırmaya kimse yeltenmesin”