Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Erkan Baş’tan MESEM protestosunda 16 gencin tutuklanmasına tepki: “MESEM denilen kan emici projeye karşı ses çıkaran arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programını protesto ettikleri gerekçesiyle 16 gencin tutuklanmasına tepki göstererek, “O MESEM denilen, kan emici projede bu memleketin en güzel çocuklarının hayallerini çalan, onları daha çocuk yaşlarında köleleştiren, çocuk yaşlarında mezara gönderen o projeye karşı sesini yükselten arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Mesleki Eğitim

(İSTANBUL) – Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programını protesto ettikleri gerekçesiyle 16 gencin tutuklanmasına tepki göstererek, “O MESEM denilen, kan emici projede bu memleketin en güzel çocuklarının hayallerini çalan, onları daha çocuk yaşlarında köleleştiren, çocuk yaşlarında mezara gönderen o projeye karşı sesini yükselten arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz” dedi.

Baş, MESEM programını protesto ettikleri gerekçesiyle tutuklanan 16 TİP’liye ilişkin Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yaptı.

Mahkeme salonuna girmelerinin engellendiğini söyleyen Baş, ANKA Haber Ajansına yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Önce şunu söyleyeyim: Ben herhangi bir hukuki değerlendirme yapmayacağım. Çünkü ortada hukuk namına bir şey yok, ortada adalet namına bir şey yok, ortada yargı namına bir şey yok. İçeride, sözde bu Adliye Sarayı’nın içinde bir mahkeme salonunda bir karar verildi. Ben sadece şu kadarını söyleyeyim: O mahkeme salonuna girmemiz bile engellendi. Yani kararı bizim yüzümüze okumaya cesareti olmayan, üzerinde cübbe taşıyan birtakım saray aparatları, 16 arkadaşımız hakkında tutuklama kararı verdi.

Açık ve net ifade etmek istiyorum: Ben o 16 arkadaşımın tamamıyla daha önce bu adliyenin önüne geldim. Biz bu adliyenin önüne geldik, Yeni Doğan Çetesi yargılansın diye geldik; el kadar bebeklerden para kazanmaya çalışan alçaklar hak ettikleri cezayı alsınlar diye ben o arkadaşlarımla beraber bu mahkeme salonunun önündeydim. Ama Yeni Doğan Çetesi’ne, el kadar bebekleri öldüren katillere, para için insan canını hiçe sayanlara beraat kararları veren, onları suçsuz bulan mahkeme; 85 tane kardeşimiz ölmesin, çocuklar ayda 6 bin lira değerli yurttaşlar, dikkatinizi çekiyorum, ayda 6 bin lira bunun karşılığında 4 gün çalıştırılan 14 yaşında, 15 yaşında, 16 yaşında çocuklar MESEM projesi dedikleri bu projede öldürülmesin diye, bu projenin altında imzası olan Millî Eğitim Bakanı’nı protesto ettikleri için 16 arkadaşımız hakkında tutuklama kararı vermiş.

“Yoksulların, emekçilerin çocuklarının 16’sını bugün cezaevine gönderiyorsunuz”

Bizim arkadaşlarımız hırsızlık yapmadılar, bizim arkadaşlarımız yolsuzluk yapmıyorlar. Bizim arkadaşlarımızın anneleri, babaları saray etrafından beslenen asalaklardan değil. Bizim hiçbir arkadaşımız üç yerden, dört yerden, beş yerden maaş almıyor. Okuyabilmek için çalışan pek çok arkadaşımızdan 16 tanesini tutukladınız. Bu ülkenin en onurlu insanlarının, yoksulların, emekçilerin çocuklarının 16 tanesini bugün cezaevine gönderiyorsunuz. Tesadüf bu ya; aynı anda katiller, aynı anda tecavüzcüler, aynı anda hırsızlar hepsi ellerini kollarını sallayarak memlekette geziyor. Onun için herkes şunu bilsin: Başımız dik, dimdik. O MESEM denilen, kan emici projede bu memleketin en güzel çocuklarının hayallerini çalan, onları daha çocuk yaşlarında köleleştiren, çocuk yaşlarında mezara gönderen o projeye karşı sesini yükselten arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz. Bir tek çocuğun daha bu MESEM denilen cinayet şebekesinin katliamına uğramaması için sesini daha çok yükselten 16 kardeşimle gurur duyuyorum.

Herkesin şunu bilmesi lazım: Biz yaklaşık 15 gündür sokak sokak, meydan meydan imza topluyoruz. Bu arkadaşlarımız bulundukları bütün üniversitelerde imza topluyorlar. Talepleri ne? Bu ülkede devlet okullarında açlıktan bayılan çocuklar var. Bu ülkede devlet okullarında parası yetmediği için su içemeyen çocuklar var. Ve bu arkadaşlarım 15 gündür devlet okullarında çocuklara hiç değilse bir öğle yemeği verilsin diye imza toplayan arkadaşlarım. Devlet okullarında çocuklar ücretsiz su içebilsin diye mücadele eden arkadaşlarım. Ama şimdi kendini Milli Eğitim Bakanı sanan zat, kendisini protesto ettikleri için onların tutuklanmasını istedi ve adına mahkeme denilen bu salonda saraydan gelen bu talimat uygulandı. Ortada hukuk, adalet yok; ortada büyük bir adaletsizlik var. Ve bu adaletsizliğe karşı mücadele eden bu ülkenin onurlu gençleri var, bu ülkenin onurlu devrimcileri var.

“Cezaevine gönderdiğiniz 16 arkadaşımız için daha fazla mücadele edeceğiz”

Dolayısıyla kim ki bizi korkutmaya çalışıyorsa ona sesleniyorum: Esas siz korkun, hayatını çaldığınız her çocuğun hesabını soracağız sizden. Esas siz korkun; aç bıraktığınız her çocuğun hesabını soracağız sizden. Esas siz korkun; ailelerinden, sevdiklerinden, arkadaşlarından, okullarından koparttığınız arkadaşlarımızın, onları üzdüğünüz her günün hesabını sizlerden teker teker soracağız.

Biz bugün buraya başımız dik geldik, şimdi başımız daha dik. Ve emin olun, dünden çok daha kararlı, dünden çok daha inatçıyız. Şimdi aynı zamanda cezaevine gönderdiğiniz 16 arkadaşımız için daha fazla mücadele edeceğiz, daha fazla kavga edeceğiz. Ve bir an önce adına MESEM dediğiniz bu cinayet projesinin ortadan kaldırılması için Türkiye’nin dört bir yanında iki elimiz yakanızda olacak. Çocuklarımız okullarda günde bir öğün yemek yiyebilsinler diye bugün dünden daha çok kavga edeceğiz. Bu memlekette adalet yerini bulsun diye bugün dünden daha çok kavga edeceğiz. Hiç kimse ama hiç kimse, bir adım, yarım adım geri attığımızı bile görmeyecek.

“Çocuklarımızı yaşatamayacağımız bir düzeni normalleştirmeye çalışanlar var”

Buradan tüm yoldaşlarım adına, tüm Türkiye İşçi Partililer adına bütün yurttaşlarımıza da seslenmek istiyorum: Biz 16 kardeşimize, 16 arkadaşımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Ama bu aynı zamanda bu memleket meselesi. Bu memleketin geleceğini düşünen, bu memleketteki çocukların yarınlarda mutlu, huzurlu, karnı tok, sırtı pek yaşamasını isteyen tüm yurttaşlara sesleniyorum: İktidar bize bir savaş açmış durumda. Çocuklarımızı yaşatamayacağımız bir düzeni normalleştirmeye çalışanlar var. Ve o yüzden hep beraber, bu ülkenin bütün onurlu insanları, bu ülkenin bütün alın teriyle yaşayan insanları, bu ülkenin bütün emekçileri, bütün halkımız… Bu 16 kardeşimiz hepimiz adına onurlu bir kavgayı sürdürdükleri için bugün cezaevine yollandılar. Derhal onların dışarı çıkması için seferber olmamız gerekiyor. Bu memleketin geleceğini düşünen, kendi çocuğunu, bu memleketteki bütün çocukların geleceğini düşünen herkesi bizimle birlikte mücadele etmeye çağırıyorum.

Eninde sonunda haklı olanlar kazanacak, arkadaşlar. Bakın, bu ülkede beslenme çantaları bomboş olduğu için annelerin gözyaşlarıyla doluyor. Biz, beslenme çantaları annelerin gözyaşlarıyla dolmasın diye mücadele ediyoruz. Ve sonunda o annelerle, o emekçi annelerle, emekçi babalarla çocuklarımız kol kola girecek ve hep beraber eşit, özgür, kardeşçe yaşayacağımız bir ülkeyi mutlaka yaratacağız. İşte o zaman tüm Türkiye adaletin nasıl tecelli ettiğini görecek. Hepinize teşekkür ediyorum. Bugün bu kavgada yeni bir evreye başladığımızı da tüm Türkiye kamuoyuna ilan ediyorum.”