(ANKARA) – Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, “İddia ediyorum, dünya yolsuzluklar literatürüne en üst sıradan girecek yolsuzluklarla karşı karşıya bırakıyor bu iktidar bizim ülkemizi. Hepimizin cebinde her geçen gün değerini kaybeden bir para var. Ben Merkez Bankası’nın internet sayfasına girdim ve o paranın örneğini getirdim. Her geçen gün değeri azalan 200 lirayı biliyoruz. Ama ‘bu kadar da değeri düşer mi’ diye sormak gerekiyor…Bir ülkenin Merkez Bankası’nda yolsuzluk olur mu? Gerçekten dünyada eşi benzeri var mıdır çok merak ediyorum” dedi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş, Hatay Milletvekili seçilen ancak milletvekilliği düşürülen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay’ın milletvekili olarak görevini yapması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Türkiye’deki iktidarın ve iktidar çevresinde kümelenenlerin durumuna ilişkin çok sık tekrar ettiğimiz bir değerlendirmemiz var bizim; ne söylüyorlarsa tersini yapıyorlar; ne yapıyorlarsa tam tersini söylüyorlar. Yine yeni bir örnekle karşımızdalar. Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada ‘Anayasa Mahkememiz bir ihlal kararı verdiği zaman tüm kurumların, tüm yargı organlarının, hepimizin buna uyması ve gereğini yerine getirmesi gerekir’ ifadelerini kullanmış. Görür görmez, ‘peki Yargıtay’ın bundan haberi var mı’ diye sorasımız geldi. Çünkü üçüncü yasama yılı başladı. Hatay’ın seçilmiş milletvekili Can Atalay hala hapiste. İki gün sonra Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının, Can Atalay’ın milletvekili olarak görevini yapması gerektiğini hatırlatan kararının verilmesinin ikinci yılı geride kalmış olacak. Ama ne hikmetse ‘Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmalıdır’ diyen Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi’nin inadı, dayatması, hukuksuz suç duyurusu gibi gerekçelerle Can Atalay hala hapiste tutulmaya devam ediliyor.”
“Bir torba kanun getirip vatandaşa sayısız vergi yükü bindirip onay istediniz”
Baş, 2026 yılı bütçesi ve vergi paketine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Birkaç gündür bütçe konuşuluyor. Biz de önümüzdeki günlerde bütçeye ilişkin çok ayrıntılı değerlendirmeler yapmak üzere hazırlıklarımıza başladık. Ama şunu söylemem lazım, daha bütçenin Meclis’e sunulduğu gün, bir taraftan da bir torba kanun getirip vatandaşa sayısız vergi yükü bindirip zaten onay istediğiniz, onaylanmasını beklediğiniz bütçenin boş bir bütçe olduğunu, hayatta karşılığı olmayacağını siz kendiniz ifade etmiş oldunuz. Diğer taraftan, aynı günlerde bir yargı paketi taslağı kamuoyuna sızdırıldı. Orada da bu iktidarın korkunç zihniyetini, o nefret dilini bütün boyutlarıyla görüyoruz. O yüzden buradan tüm yurttaşlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum; Saray rejiminin derdi bellidir, muradı bellidir, amacı bellidir. Biz ise bu yasama yılında da saray rejiminin topyekun saldırılarına karşı bütünlüklü bir yaklaşımla bu halk düşmanlığının karşısında durmak üzere bu Meclis’te, sokaklarda mücadeleye devam edeceğiz.
“Tayyip Erdoğan hapsede ede de iktidarını korumaya çalışıyor”
Şunu bilelim; Tayyip Erdoğan hapsede ede de iktidarını korumaya çalışıyor. Bu karşı devrimi sürdürmeye, bu karşı devrimi kalıcılaştırmaya çalışıyor. Ama bizim halkımızın öfkesini, kadınların direncini, öğrencilerin inatçılığını ve elbette ki emekçilerin kararlılığını, yani bütün memleketin bu birliğini sağlayarak Tayyip Erdoğan iktidarına karşı, bu zulüm düzenine karşı mücadeleyi devam edeceğiz. Bir tek şey söylemek istiyorum; bir camdan saltanat kurmuş durumdalar, bir buzdan saltanat kurmuş durumdalar ve bir çatlağa bakar. Bir güçlü çatlakla yerle yeksan olacak bir iktidarla karşı karşıyayız. İşte biz, bir buz kıran olmak için mücadele ediyoruz. Halkımızı buz kıran olmaya davet ediyoruz. Ve bu iktidarın tuzla buz olacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.
“Bunların olağanlaşmasına izin vermeyecek olan milyonlarca insanın da bir araya gelmesi lazım”
Bir tarafta iktidar var ve her şeyi normalleştirmeye çalışıyor. Ama bunun karşısında duran, bunu normalleştirmeyecek olan, bunları unutmayacak olan, bunların olağanlaşmasına izin vermeyecek olan milyonlarca insanın da bir araya gelmesi lazım. İddia ediyorum, dünya yolsuzluklar literatürüne en üst sıradan girecek yolsuzluklarla karşı karşıya bırakıyor bu iktidar bizim ülkemizi. Hepimizin cebinde her geçen gün değerini kaybeden bir para var. Ben Merkez Bankası’nın internet sayfasına girdim ve o paranın örneğini getirdim. Her geçen gün değeri azalan 200 lirayı biliyoruz. Ama ‘bu kadar da değeri düşer mi’ diye sormak gerekiyor.
“Bir ülkenin Merkez Bankası’nda yolsuzluk olur mu”
‘Para’ diyor Tayyip Erdoğan, ‘tıpkı bayrak gibi, tıpkı milli marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarının, bağımsızlığının simgesidir. Paranın itibarı milletin itibarıdır’. Söze bakın… Tayyip Erdoğan diyor ki ‘paranın itibarı milletin itibarıdır’. Vallahi ben açık söylüyorum, bu ülkenin, bu ülke halkının itibarı çok yüksektir. Ama bu paranın altına bu imzayı atarak bu parayı itibarsızlaştıran kimse, onların itibarı işte şu anda yerlerde sürüklenmektedir. Bir ülkenin Merkez Bankası’nda yolsuzluk olur mu? Gerçekten dünyada eşi benzeri var mıdır çok merak ediyorum.
“Demek ki burada sıradan bir yolsuzluk yok”
Önemli bir konuyla daha devam edeceğim. İşin bu kısmı belki iktidar medyasında olmasa da muhalefet medyasında gündeme geliyor. Bazı gazeteciler, yazarlar konuyu araştırıyorlar ama bence önemli bir boyutu daha var. Bu iktidar, hatırlayın, ayakkabı kutucusu bakanlarını teslim etmeyen bir iktidar. Bu iktidar, kendi bakanlığında dezenfektan satanı korumaya alan, saklayan bir iktidar. Bu iktidarın yandaşlarının, beyzadelerinin saray hukukuna tabi oldukları, sadece muhalefete bir düşman hukuku uyguladıkları gerçeğiyle birlikte düşünüldüğünde hep beraber şu soruyu sormamız lazım. Demek ki burada sıradan bir yolsuzluk yok.”
“İş eğitime gelince para yok”
Eğitim sistemini eleştiren Baş, “Bu iktidar diyor ki, ‘biz dindar ve kindar nesil yaratacağız’. Bu perspektifle ülkedeki eğitim alanını en büyük sosyal adaletsizlik alanlarından bir tanesi haline getirdiler. İş eğitime gelince para yok, iş eğitime gelince özel okullara teşviklerle, desteklerle devam eden bir iktidar. Senelerdir bu ülkenin çocuklarını, gençlerini bayağı bilerek, isteyerek sistematik politikalarla tarikatlara mahkum eden bir iktidar. Öbür taraftan milyarlarca lira para çalan hırsızlar” diye konuştu.