Haber: Mehmet Rebii ÖZDEMİR
(SAMSUN) – Devrimci 78’liler Derneği Samsun Şubesi, 12 Eylül askeri darbesinin ardından yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’i ölümünün 45’inci yılında andı. Dernek Başkanı Cahit Kolukısa, “Erdalların, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin önünde saygıyla eğiliyoruz. Onlar olmasaydı bugün gurur duyduğumuz bir mücadele geçmişimiz olmazdı. Bugün hâlâ ülkemiz, hak ve özgürlüklerin yok edildiği, muhalif seslerin susturulduğu, farklılıkların birbirine düşürüldüğü; öğrencilerin, bilim insanlarının ve siyasetçilerin tutuklandığı bir ülkedir” dedi.
Devrimci 78’liler Derneği Samsun Şubesi, dernek binası önünde yaptığı açıklamada Erdal Eren’in idam edilişinin 45. yılında andı. Dernek Başkanı Cahit Kolukısa, şunları söyledi:
“Sorgu yargıcı Hamdi Sevinç yıllar sonra Nokta Dergisi’ne verdiği demeçte, ‘Polisten sonra ilk sorgu için bana getirdiler, işkenceden perişan haldeydi, eli bile tutmuyordu’ demiştir. Erdal’ın gördüğü işkence o denli ağırdır ki, huzurda hazırlanan ifadesini imzalayacak durumda değildir; hazırlanan ifade, eli görevliler tarafından tutularak imzalatılmıştır. Yargılama süreci tam anlamıyla ibretlik bir tiyatrodur. Balistik inceleme tam bir skandal, otopsi ise bir muammadır. Yer gösterme ve keşif taleplerinin kabul edilmemesi, kemik testi talebinin reddedilmesi anlaşılır değildir. 13 Şubat 1980 günü başlayan yargılama, 19 Mart 1980 günü tamamlanmıştır. Erdal Eren, yalnızca 34 günlük bir yargılama sürecinin sonunda idam cezasına çarptırılmıştır.
“Bugün hâlâ ülkemiz öğrencilerin, bilim insanlarının ve siyasetçilerin tutuklandığı bir ülkedir”
Erdalların, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin önünde saygıyla eğiliyoruz. Onlar olmasaydı bugün gurur duyduğumuz bir mücadele geçmişimiz olmazdı. Erdal Eren’i darağacında katleden 12 Eylül faşizmi 45 yıldır sürmektedir; egemenlerin ihtiyaçlarına göre yeniden tahkim edilerek devam etmektedir. Bugün hâlâ ülkemiz, hak ve özgürlüklerin yok edildiği, muhalif seslerin susturulduğu, farklılıkların birbirine düşürüldüğü; öğrencilerin, bilim insanlarının ve siyasetçilerin tutuklandığı bir ülkedir.
“Hepimiz zulme karşı birer Erdal, birer Deniz, Mahir, İbrahim olmalıyız”
Kıblesi 6. Filo ve Beyaz Saray olan, halkları açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden, barış ve demokrasi düşmanı bu anlayış, darbeleri ‘Allah’ın lütfu’ olarak görmüş ve tüm felaketleri fırsata çevirmiştir. Bu anlayış, başta 12 Eylül olmak üzere tüm darbelerden beslenmektedir. Bu nedenle darbeye karşı demokrasiyi savunmak, Erdal Eren’i anmanın ve anlamanın temel koşuludur. Zulme ve zorbalığa karşı çıkmak, kadına ve çocuğa yönelik şiddete karşı durmak, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren halkların yanında olmak devrimci bir sorumluluktur. Geçmişimizi ve direniş geleneğimizi yeniden kuşanmalı; sokağın ruhuyla omuz omuza vermeliyiz. Pes etmemeliyiz. Hepimiz zulme karşı birer Erdal, birer Deniz, Mahir, İbrahim olmalıyız. Kahrolsun faşizm, yaşasın devrim ve sosyalizm. Erdal Eren onurumuzdur.”

