Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Eğitim İş üyeleri Bilecik’te basın açıklaması yaptı: “Türkiye’de üniversiteye girmek bir umut, üniversitede okumak ise artık büyük bir lüks haline gelmiştir”

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) Bilecik Şubesi Basın Yayın Sekreteri Atıl Taşer, “Türkiye’de üniversiteye girmek bir umut, üniversitede okumak ise artık büyük bir lüks haline gelmiştir. Yüksek enflasyon, ekonomik kriz ve iktidarın yanlış politikaları yüzünden milyonlarca gencimiz üniversite eğitimine ya hiç başlayamamakta ya da eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmaktadır” dedi.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) Bilecik Şubesi Basın

 

Haber: Gökay Şimşek

(BİLECİK) – Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) Bilecik Şubesi Basın Yayın Sekreteri Atıl Taşer, “Türkiye’de üniversiteye girmek bir umut, üniversitede okumak ise artık büyük bir lüks haline gelmiştir. Yüksek enflasyon, ekonomik kriz ve iktidarın yanlış politikaları yüzünden milyonlarca gencimiz üniversite eğitimine ya hiç başlayamamakta ya da eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmaktadır” dedi.

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) merkez kampüsünde bir araya gelen Eğitim İş sendikası üyeleri üniversitelerde yaşanan sorunlara dair basın açıklaması gerçekleştirdi.

Sendika üyeleri adına açıklama yapan Taşer, şunları söyledi:

“Bugün üniversitelerimiz, Cumhuriyet tarihinin en ağır kuşatması altındadır. AKP iktidarı yükseköğretimi, akademik özgürlüğü, bilimsel liyakati, düşünce özgürlüğünü ve gençliğin geleceğini gasbetmektedir. Üniversitelerimizi rant yuvalarına, apartman dairelerine sıkıştırılmış ticarethanelere dönüştüren bu düzen, gençliği geleceksiz bırakmaktadır. Eğitim-İş olarak bu karanlığa teslim olmayacağız.

Türkiye’de üniversiteye girmek bir umut, üniversitede okumak ise artık büyük bir lüks haline gelmiştir. Yüksek enflasyon, ekonomik kriz ve iktidarın yanlış politikaları yüzünden milyonlarca gencimiz üniversite eğitimine ya hiç başlayamamakta ya da eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmaktadır.

“Üniversite öğrencisi olmak artık ailelerin boyunu aşan maliyetler demektir”

TÜİK verilerine göre 2024 yılında 383 bin öğrenci ekonomik imkansızlıklar nedeniyle üniversiteyi terk etmiştir. Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre Türkiye, Avrupa’da eğitimi yarıda bırakan gençlerin oranının en yüksek olduğu ülkedir. Üniversiteye girmeyi başaran milyonlarca gencimiz ise barınma, beslenme ve ulaşım masrafları altında ezilmektedir. KYK yurtları yetersizdir. 4 milyondan fazla öğrencinin sadece 1 milyona yakını KYK yurtlarında kalabilmektedir. Yani her 4 öğrenciden yalnızca 1’i barınma hakkına erişebilmektedir. İstanbul’da durum daha vahimdir, 917 bin öğrenciden yalnızca yüzde 6,3’ü KYK yurtlarında kalabilmektedir. Geri kalan öğrenciler ya fahiş kira fiyatlarına mahkûm edilmekte ya da özel yurtlara yönelmek zorunda bırakılmaktadır.

Üstelik barınma sorununu çözmek yerine, KYK yurtlarında odalara ekstra yataklar koyularak öğrencilerin insanca yaşam hakkı gasbedilmektedir. Zaten kalabalık olan 4-6 kişilik odalar, bu uygulama ile adeta koğuşlara dönüştürülmüştür. Bu durum öğrencilerin sağlığını, güvenliğini, ders çalışma ortamını ve özel yaşam hakkını doğrudan ihlal etmektedir. Üniversite öğrencisi olmak artık ailelerin boyunu aşan maliyetler demektir.

“Ülke bilime değil, itaate yatırım yapmaktadır”

2025 bütçesinde devlet üniversitelerine 487 milyar, Diyanet İşleri Başkanlığı’na 130 milyar lira ayrılmıştır. Üniversitelerimiz laboratuvar, kütüphane, yurt ve derslik açısından yetersiz bırakılırken ülke bilime değil, itaate yatırım yapmaktadır.

Eğitim İş olarak, üniversitelerimizi karanlığa teslim etmeyeceğiz. 12 Eylül’ün mirası YÖK kaldırılmalı, üniversiteler demokratik ve özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. Akademisyenler üzerindeki baskılar son bulmalı, öğrencilerin demokratik hakları güvence altına alınmalıdır. Üniversiteye ayrılan bütçe artırılmalı, öğrencilerin barınma ve beslenme sorunu çözülmelidir. Akademik ve idari personelin maaş, hak ve çalışma koşulları insanca yaşama uygun hale getirilmelidir.”