Nöbetçi Eczaneler
(ANKARA) – Dev Maden Sen, Divriği’de “10 Aralık Divriği Madenci Yürüyüşü” düzenledi. Yürüyüşe katılan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Sözüm buradaki şirket, sermaye sahiplerine; oturduğunuz masadan karar veremezsiniz. Sizin vereceğiniz bu kararlar binlerce maden işçisini, bütün Divriği’yi etkileyecek. O yüzden verdiğiniz kararları asla kabul etmiyoruz. Verdiğiniz kararlar herkesi yok sayacaksa o zaman bu mücadele sadece Divriği’de kalmaz, bütün Türkiye Divriği olur” dedi.
DİSK’e bağlı Dev Maden Sen, Divriği’deki madenlerin faaliyetlerine devam etmesi ve işten çıkarmaların durdurulması, işçilerin yeniden işe alınması için başlattığı nöbetin 18. gününde “10 Aralık Divriği Madenci Yürüyüşü” düzenledi. Yürüyüşe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Dev Maden Sen Genel Başkanı Ahmet Remzi Atasoy, Divriği Belediye Başkanı Cihan Deniz Akbaş, İstanbul Divriği Kültür Derneği Başkanı Cihan Erdoğan, Ankara Divriği Dayanışma Komite Temsilcisi İsmail Özdemir, işten çıkarılan madenciler ve çok sayıda ilçe sakini katıldı.
DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu yürüyüşün ardından yaptığı konuşmada, 10 Aralık’ın aynı zamanda İnsan Hakları Günü olduğunu hatırlatarak, emeğe, insan haklarına, kentin yeraltı ve yerüsü kaynaklarına sahip çıkmak için bir arada olduklarını söyledi. Mevcut düzendeki çarkların zengini daha zengin yaptığını belirten Çerkezoğlu, Divriği’de bugün yaşananların uygulanan politikalar nedeniyle olduğunu belirtti.
“Divriği’de tarihi bir an yaşanıyor”
Divriği’nin bir maden kenti olduğuna değinen Çerkezoğlu, şöyle devam etti:
“Bu kentin insanları, yıllardır yerin 7 kat dibine girerek demirin, çeliğin özü olan cevheri çıkarıyor ve o cevher bu ülkenin geleceğini şekillendiriyor. Sendika genel sekreterimizin de aralarında bulunduğu 18 işçi kardeşimiz işten çıkarıldı. Öncelikle bu haksız ve hukuksuz işten çıkarma konusunda, emeğine, ekmeğine sahip çıkmak için bu mücadele ateşini yakan ve bu çadırda gece gündüz bu direnişi büyüten tüm işçi kardeşlerimizi selamlıyorlar. Onlar sadece kendilerine değil, tüm maden işçilerinin, tüm Türkiye’nin işçi sınıfının geleceği için direniyor. Biz bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleriz. O nedenle buradayız. DİSK olarak, emeğine ve ekmeğine sahip çıkan maden işçileriyle yan yana olup bu mücadeleyi büyütmek için buradayız. Bu kentin direniş, mücadele tarihi var. Bugün yok olması istenen bu kadim kent, bugün bir karar anındadır. Divriği’de bugün tarihsel bir an yaşanıyor. Hep birlikte Divriği’nin taşına toprağına sahip çıkacağız ve ilçenin geçmişten gelen tüm gücünü geleceğe taşıyacağız.
Sözüm buradaki şirket, sermaye sahiplerine, oturduğunuz masadan karar veremezsiniz. Sizin vereceğiniz bu kararlar binlerce maden işçisini, bütün Divriği’yi etkileyecek, o yüzden verdiğiniz kararları asla kabul etmiyoruz. Verdiğiniz kararlar herkesi yok sayacaksa o zaman bu mücadele sadece Divriği’de kalmaz, bütün Türkiye Divriği olur.
“Bu hukuksuzluklara son vereceğiz”
Bugün şirketler süreci belirsizliğe bırakarak, sizlerin geleceğini belirsiz hale getirmeye çalışıyorlar. Asla canınızı sıkmayın. Dün de bugün de ne üretildiyse bu işçinin alın teriyle olmuştur. Sizin onlarca yıldır madenden çıkardığınız cevher, Türkiye’nin geleceğine şekil vermiştir. Hayatı her gün yeniden üreten ellerimizle emeğimize sahip çıkacağız. Bu haksızlıklara ve hukuksuzluklara mutlaka son vereceğiz.
Taleplerimiz nettir; maden şirketi Er Maden, derhal sürece dair kapsamlı, şeffaf bir açıklama yapmalıdır. Bu belirsizliğe artık son verin. ‘Karımız düştü’ gibi gerekçelere sığınmayın. Kapalı kapılar arkasında kararlar almayın. Çıkın, açık açık açıklayın.
İşten çıkartılmalar mutlaka durmalı, işten çıkarılanlar hiçbir hak gasbına uğramadan işe geri alınmalıdır, işçinin hak gasbına uğramayacağı güvence altına alınmalıdır.
Ruhsat sahibi şirket çeşitli şeyler söylüyor. Bütün şirketler, Divriği halkının hayatını mutlaka göz önüne almalı ve onlara zarar verecek hiçbir adım atmamalıdır. Bu taleplerle hep birlikte omuz omuza mücadelemizi büyüteceğiz. Eğer biz yan yana gelirsek bu mücadeleyi mutlaka kazanacağız. İşçilerin bütün bu talepleri, anasının ak sütü gibi helaldir.”