(ANKARA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD’de İsrail’in büyük müttefiği ABD Başkanı Trump ile temaslarda bulunurken MHP Genel Başkanı Bahçeli, İsrail’e tepki gösteren bir açıklama yaptı. Bahçeli, “Artık, askerî seçenek de dahil olmak üzere, İsrail’e karşı sert bir ültimatom vermenin zamanı gelmiştir. Netanyahu ve kabinesinin acilen ateşkes ilan etmesi, askerlerini derhal Filistin topraklarından çekmesi ve yaşattığı yıkımı tazmin etmesi acil beklentimizdir. Aksi halde, İsrail’in ‘insanî müdahale’ kapsamında meşru bir hedef haline geleceği bilinmelidir. Türkiye’nin de bu durumda insanlık namına hareket edeceği ve gözünü budaktan sakınmayacağı ilan edilmelidir.” dedi. Bahçeli “İslam dünyasının ABD’ye ve İsrail’e daha güçlü bir tepki göstermesi gerekmektedir” ifadesiyle çağrı da yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçen hafta “TRÇ” yani Türkiye-Rusya-Çin ekseninde bir ittifak önerisinin ardından bukez “NATO yapısına benzer bir güvenlik ve savunma örgütüne İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu, İsrail’in saldırılarıyla açıkça görülmüştür” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TRT’ye İsrail’in Filistin’deki saldırganlığının önlenmesi için bir dizi açıklamalarda bulundu. İsrail’in, Filistin’de soykırıma devam ettiğini vurgulayan Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“İsrail; Filistin, Lübnan ve Suriye’de Türkiye’nin karşısında yer almaktadır. Türkiye’nin hasmı olan her yapı ve grup, İsrail tarafından istismar edilmektedir. İsrail adeta Türkiye ile bu coğrafyada Türkiye’ye karşı bir vekâlet savaşına girişmiş görünmektedir. Bir devlet politikası olarak başlatılan ve kamuoyunun büyük ekseriyetinde karşılık bulan ‘Terörsüz Türkiye’ ve istikrarlı bölge hamlesi, İsrail’in Türkiye hasımlığını açık etmiştir. İsrail’in Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Mescidi Aksa’da kısacası her yerde karşımıza çıkıyor olması tesadüf değildir. İsrail’in nihai hedefi Türkiye’dir ve etrafımızı çevreleme politikası gözümüzden kaçmamaktadır.”
“Uluslararası hukuk alenen çiğnenmiş, Birleşmiş Milletler kararları yok sayılmıştır”
İsrail’in saldırıları sonucunda Filistin’de 7 Ekim 2023’ten beri en az 65 bin 344 kişinin hayatını kaybettiğini 166 bin 795 kişinin de yaralandığını vurgulayan Bahçeli açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Gazze’deki insanlığa karşı suçların, işlenen soykırımın ve haksızlığın sona erdirilebilmesi için, her şeyden önce, ABD başta olmak üzere İsrail’i açıktan ya da örtülü olarak destekleyen ülkelerin ikili oynamaktan, her açıklamasında İsrail’e karşı bir manevra alanı bırakma arzusundan vazgeçmelidir. Türkiye’nin İsrail’e karşı ortak savunma gücü önerisini başta İslam ülkeleri olmak üzere ciddiyetle herkes değerlendirmeli, desteklemelidir.
“Kudüs Paktı derhal hayata geçirilmeli”
Batı’nın Rusya karşısında ayakta tutmaya çalıştığı NATO yapısına benzer bir güvenlik ve savunma örgütüne İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu, İsrail’in saldırılarıyla açıkça görülmüştür. Bu ihtiyaca cevaben, Partimizin önerdiği ‘Kudüs Paktı’ derhal hayata geçirilmeli. Filistinliler zorla yerlerinden, yurtlarından ve yuvalarından çıkarılmak istenmektedir. Mazlumları toprağından koparmak, toprağı da üzerinde yaşayan hak sahiplerinden ayırmak bedeli ve vebali çok ağır bir suç ve skandaldır.
“Türk milletinin sabrı artık taşmıştır”
Unutulmamalıdır ki, Filistin’in güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir. Filistin devletinin tanınması, küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Türk milletinin sabrı artık taşmıştır. Dış politikanın, diplomasi dahil tüm barışçıl araçları Netanyahu hükümeti tarafından tüketilmiştir. İsrail; Suriye, Yemen, İran, Katar ve Filistin’i doğrudan vurmuş, Irak, Ürdün, Tunus, Suudi Arabistan topraklarını ve/veya hava sahalarına fiili olarak tecavüz etmiştir. ABD tüm bu saldırılarda İsrail’in yanında veya arkasında saf tutmuş ve bu suçlara ortak olmuştur.”
“İslam dünyasının ABD’ye ve İsrail’e daha güçlü bir tepki göstermesi gerekmektedir“
İslam ülkelerini ABD’ye ve İsrail’e tepki göstermeye, İsrail’e karşı batı ülkelerinin tepkilerinin de desteklenmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli şunları kaydetti:
“Bu nedenle İslam dünyasının ABD’ye ve İsrail’e daha güçlü bir tepki göstermesi gerekmektedir. ABD üzerindeki ekonomik etki araçlarının akıllıca kullanılması şarttır. İsrail’e Batı dünyasından tepki gösteren hükümetlerin yalnız bırakılmaması, onlarla bu konuda iş birliği yapılması yerinde olacaktır. Doğu Akdeniz’de bir huzur kuşağı oluşturulması zorunludur. Bunun ilk şartı 1967 şartlarında iki devletli çözümdür. İkinci şartı ise emperyalist güçlerin bölgede sürdürdükleri vekalet savaşlarına son vermesi, taşeron terör örgütleriyle bölgeyi istikrarsızlaştırmaktan vazgeçmeleridir.
“Netanyahu ve kabinesinin acilen ateşkes ilan etmeli”
Gerek New York Bildirgesi gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap ligi ortak olağanüstü zirvesinde ortaya konan hususlar değerli, doğru yönde atılmış adımlardır. Ancak, ne İsrail ne de baş destekçisi olan ABD’yi durdurmak için sözler yetmemektedir. Artık, askerî seçenek de dahil olmak üzere, İsrail’e karşı sert bir ültimatom vermenin zamanı gelmiştir. Netanyahu ve kabinesinin acilen ateşkes ilan etmesi, askerlerini derhal Filistin topraklarından çekmesi ve yaşattığı yıkımı tazmin etmesi acil beklentimizdir.
“İsrail’e son ikaz yapılmalıdır”
Açlık sorunu acilen giderilmeli, insani yardımın yolu sınırsız olarak ve derhal açılmalıdır. Aksi halde, İsrail’in ‘insanî müdahale’ kapsamında meşru bir hedef haline geleceği bilinmelidir. Türkiye’nin de bu durumda insanlık namına hareket edeceği ve gözünü budaktan sakınmayacağı ilan edilmelidir. Bu yönde güçlü bir mesaj, BM Genel Kurulunda tüm dünya liderlerinin huzurunda duyurulmalı, İsrail’e son ikaz yapılmalıdır.”