Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Depremde 51 kişiye mezar olan Furkan Apartmanı’nın kırmızı bültenle aranan müteahhidi, 10 milyon TL’lik güvence bedelini yatırdı; yakalama kararının kaldırılmasını istedi

Gaziantep’te 6 Şubat depremlerinde yıkılan Furkan Apartmanı davasında, 34 aydır aranan ve hakkında kırmızı bülten bulunan müteahhitlerden Hasan Hüseyin Sever, duruşmadan iki gün sonra 10 milyon TL güvence bedelini yatırdı. ANKA Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre, sanık avukatı müvekkili hakkındaki “kırmızı bülten ve yakalama kararının kaldırılması” talepli dilekçe sunarken, müşteki avukatları, “sanık avukatının bu talebinin mahkemenin ara kararına, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek” itiraz etti.

Gaziantep'te 6 Şubat depremlerinde yıkılan Furkan Apartmanı davasında, 34 aydır

Haber: Mehmet OFLAZ

(ANKARA) – Gaziantep’te 6 Şubat depremlerinde yıkılan Furkan Apartmanı davasında, 34 aydır aranan ve hakkında kırmızı bülten bulunan müteahhitlerden Hasan Hüseyin Sever, duruşmadan iki gün sonra 10 milyon TL güvence bedelini yatırdı. ANKA Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre, sanık avukatı müvekkili hakkındaki “kırmızı bülten ve yakalama kararının kaldırılması” talepli dilekçe sunarken; müşteki avukatları, “sanık avukatının bu talebinin mahkemenin ara kararına, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek” itiraz etti.

6 Şubat depremlerinde Gaziantep’in Nizip ilçesinde yalnızca Furkan Apartmanı yıkıldı, enkaz altında kalan 51 kişi yaşamını yitirdi.

Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşmada, 34 aydır aranan ve haklarında kırmızı bülten bulunan müteahhitler Abdullah Devrim Sever ile Hasan Hüseyin Sever’in avukatlarının “güvence belgesi” talebi; yurt dışına çıkamama ve haftada bir gün imza atma, ayrıca her birinin 10 milyon TL nakdi kefaleti mahkeme veznesine yatırmaları ve sonraki tüm duruşmalara eksiksiz katılmaları şartıyla, hüküm verileceği tarihe kadar sınırlı olarak kabul edilmiş; beyanların alınmasının ardından sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin kaldırılacağını ve tutuklama uygulanmayacağını belirterek duruşmayı ertelemişti.

“Müvekkilim 10 milyon TL’yi yatırdı, kırmızı bülten ve yakalama kararı kaldırılsın”

ANKA Haber Ajansı muhabirinin edindiği bilgiye göre, sanıklardan Hasan Hüseyin Sever duruşmadan iki gün sonra 10’ar milyon TL güvence bedelini yatırdı.

Sanık Hasan Hüseyin Sever’in avukatı, mahkemeye sunduğu dilekçede, müvekkilinin 10 milyon TL “güvence bedeli”ni yatırdığını belirterek, “Müvekkil, İstanbul iline gelerek dosya kapsamında savunmada bulunacaktır. Bu sebeple, hakkındaki kırmızı bültenin ve yakalama kararının kaldırılması gerekmektedir” dedi.

Diğer sanık Abdullah Devrim Sever’in henüz güvence bedelini yatırmadığı öğrenildi.

“Sanık müdafiinin talebi, mahkemenin ara kararına açıkça usul ve yasaya aykırıdır”

Furkan Apartmanı’nda anne, baba ve iki kız kardeşini kaybeden Elif Buse Kaplan’ın avukatı Oğuzhan Kaya, sanık Hasan Hüseyin Sever’in avukatının “kırmızı bültenle arama ve yakalama kararının kaldırılması” talebine itiraz etti.

Kaya, “mahkemenin 16 Aralık 2025 tarihli ara kararı gereği sanıklara güvence belgesi verilmesi hususuna da usul ve esas yönünden ayrıca itirazda bulunduğunu” belirtti. Kaya, “bununla birlikte ara kararda sanıklar hakkında kabul edilen güvence belgesi rejimini koşullu ve aşamalı olarak düzenlediğini” hatırlattı ve “Ara karara göre; önce nakdi kefaletin yatırılması, ardından sanıkların mahkeme huzurunda beyan vermesi, ancak bu aşamadan sonra yakalama kararının kaldırılmasının mümkün olduğunu” vurguladı.

“Buna rağmen sanık avukatının, sanık henüz mahkeme huzuruna çıkmadan ve beyanı alınmadan kırmızı bültenin ve yakalama kararının kaldırılmasını talep ettiğini” belirten Kaya, dilekçede şu ifadelere yer verdi:

“Bu talep, yalnızca ara karar ile uyumsuz değil; aynı zamanda ara kararda tanınan hakkın çok ötesine geçen, güvence belgesinin amacını ve işlevini ortadan kaldıran bir nitelik taşımaktadır. Zira güvence belgesi kurumu, sanığın yargıdan kaçmasını önlemek ve ifadesinin alınmasını teminat altına almak için öngörülmüş olup; henüz sanık ifadesi alınmadan yakalama kararının kaldırılması, güvence belgesini işlevsiz ve anlamsız hale getirecektir. Bu durum, CMK sistematiği ve usul hukuku ilkeleriyle bağdaşmadığı gibi, Mahkemenizin bizzat tesis ettiği ara kararın mantıksal bütünlüğünü de ortadan kaldırmaktadır.”

Avukat Oğuzhan Kaya, sanık avukatının başvurusunun “hukuken erken, usulen mümkün olmayan ve ara kararın kapsamını aşan” bir nitelik taşıdığını belirterek, mahkemeden talebin öncelikle değerlendirmeye alınmamasını, değerlendirilmesi halinde ise esastan reddedilmesini istedi.