Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: “Ana muhalefet partisinin bu tutumu Kürtleri kırmıştır. Bu dönemeçte sorumluluk almamak tarihi bir hatadır”

 DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmralı’ya gidecek heyete CHP’nin üye vermemesine ilişkin, “Üzülerek bu büyük bir eksiklikti diyeceğim çünkü bizim ana muhalefet partisinden beklentimiz bu değildi. CHP’nin üye vermeme kararı Kürtleri yaralamıştır, kırmıştır. Tam da yüz yıllık bir yarayı sarmak için şimdi sorumluluk almayacaksak ne zaman alacağız? Kim inanır bu yaranın sarılacağı dönemdeki sorumluluk almama durumunu. Bunu bir yere not ettik ama hala beklentilerimiz devam ediyor” dedi.

 DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmralı'ya gidecek heyete

Haber: Orhan BOZKURT

(ERZURUM) – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmralı’ya gidecek heyete CHP’nin üye vermemesine ilişkin, “Üzülerek bu büyük bir eksiklikti diyeceğim çünkü bizim ana muhalefet partisinden beklentimiz bu değildi. CHP’nin üye vermeme kararı Kürtleri yaralamıştır, kırmıştır. Tam da yüz yıllık bir yarayı sarmak için şimdi sorumluluk almayacaksak ne zaman alacağız? Kim inanır bu yaranın sarılacağı dönemdeki sorumluluk almama durumunu. Bunu bir yere not ettik ama hala beklentilerimiz devam ediyor” dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Erzurum’daki halk buluşmasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakırhan, konuşmasında Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’nun aldığı kararla bir heyetin İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesini değerlendirdi. Bakırhan, bu kararı “yalnızca teknik bir adım değil, Türkiye’nin barış umudunu besleyen stratejik bir gelişme” olarak tanımladı. Bakırhan, komisyonun ortaya koyduğu iradenin siyasi hesapların ötesine geçtiğini belirterek, sürece destek veren tüm partilere teşekkür etti.

Bakırhan, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un sürece sunduğu katkıyı teşekkür ederek, şöyle konuştu:

“Kim olursa olsun haklıya hakkını vermek bizim geleneğimizdir. Muhalifimiz bile olsa doğru bir adım atıyorsa alkışlarız. Bu onurlu bir davranıştır ve biz bu ahlaktan geliyoruz.

“Bu kadar kritik bir dönemeçte sorumluluk almamak tarihi bir hatadır”

Üzülerek bu büyük bir eksiklikti diyeceğim çünkü bizim ana muhalefet partisinden beklentimiz bu değildi. CHP’nin üye vermeme kararı Kürtleri yaralamıştır, kırmıştır. Tam da yüz yıllık bir yarayı sarmak için şimdi sorumluluk almayacaksak ne zaman alacağız? Kim inanır bu yaranın sarılacağı dönemdeki sorumluluk almama durumunu. Bunu bir yere not ettik ama hala beklentilerimiz devam ediyor. Çünkü barış 86 milyon içindir, 86 milyonun bu sürece katılması değerlidir. Biz hiçbir partiye ‘ilkelerinizden vazgeçin’ demiyoruz, ‘farklılıklarınızdan vazgeçin’ demiyoruz. Ama barış bütün partilerin üzerinde ve ilkelerin üzerinde çok önemli tarihi bir sorumluluktur. Barış hepimizin partilerini de, ilkelerini de aşan vicdani bir sorumluluktur. Yüz yıllık meselede tarihi sorumlu olan kurucu partinin daha cesur olmasını bekliyorduk. Bu süreçte özeleştirel bir yaklaşım içinde olmasını bekliyorduk. Geleceğin iyileştiren tarafında olmasını bekliyorduk. Geçmişin reflekslerini tercih etmenin kimseye bir faydası yok. Bu karar çatışmadan beslenenlere can suyu olmuştur. Kurucu parti barışın yanında olmalı.”

“Erzurum Kongresi’ndeki kardeşliğe sahip çıkalım”

Bakırhan, ana muhalefetten hâlâ bir sorumluluk beklendiğini vurgulayarak, “Erzurum Kongresi’ndeki kardeşliğe sahip çıkalım. Mustafa Kemal’in Erzurum’a gelmesi bir tesadüf değildi. Çünkü çok iyi biliyordu ki Türklerle Kürtlerin ittifakı kazanır, başarıya ulaşır” dedi.

Erzurum Kongresi’nin sonuç bildirgesinde yer alan “saadette ve felakette ortaklık” ifadesinin sadece politik bir metin değil, iki halk arasında verilen bir söz olduğunu belirten Bakırhan, “Bu söz bir anttır. Saadette de felakette de birlikte olacağız demektir. Bugün bu antı hukuki zemine taşıyacak bir sürecin içindeyiz. Cumhuriyetin kuruluşunda mevcut olan bu birlikteliğin ilerleyen yıllarda tekçi politikalar nedeniyle zedelendi” ifadelerini kullandı.

Tuncer Bakırhan, bugünkü demokratik çözüm arayışını ise o bozulmuş dengeyi yeniden kurma fırsatı olarak tanımladı.