Nöbetçi Eczaneler
(LEFKOŞA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 6’ıncı Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı göreve başlamasının ardından ziyaret ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tebriklerini iletti. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı’ndaki devir teslim töreninin ardından yaptığı açıklamada, Erhürman’ın ’’Türkiye Cumhuriyeti ile dış politika başta olmak üzere yakın istişare içinde olacağına ilişkin açıklamalarının kıymetli olduğunu’’ söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 6’ıncı Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı göreve başlamasının ardından makamında ziyaret etti. Türkiye’nin “Kıbrıs Türk halkının huzur, refah ve kalkınmasına yönelik gayretlere katkıda bulunmaya devam edeceğini” söyleyen Yılmaz, Erhürman’ı ziyaretinde şu ifadeleri kullandı:
’’Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri üzere, seçimler sonucunda Kıbrıs Türk halkı sahip olduğu demokratik olgunluğu bir kez daha ortaya koymuş, iradesini sandığa yansıtmıştır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımızın Kıbrıs Türk halkına kalbi selamlarını ve Sayın Erhürman’a tebrik dileklerini iletmek istiyorum.
Seçimler, Kıbrıs Türklerinin hür ve egemen iradesini göstermesi yanı sıra KKTC’deki yerleşmiş devlet geleneğini ve güçlü demokrasisini yansıtması anlamında önemlidir. Bu kapsamda, 19 Ekim’de gerçekleşen seçimlerin ülkelerimiz ve tüm bölge için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 6’ıncı Cumhurbaşkanı olarak seçilen Sayın Tufan Erhürman’ı tebrik ediyorum. Sadece kendine oy verenlerin değil, tüm Kıbrıs Türk halkının cumhurbaşkanı olduğunu, kimsenin kaybetmediğini, Türkiye Cumhuriyeti ile dış politika başta olmak üzere yakın istişare içinde olacağına ilişkin açıklamalarının kıymetli olduğunu ifade etmek istiyorum.
Seçimlerin demokratik olgunluk içinde geçmesini sağlayan tüm adaylara, partilere ve kurumlara da tebriklerimi sunuyorum. Bu vesileyle 5’inci Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’a ülkesine verdiği değerli hizmetlerden ve bu süreçte ülkemizle yürüttüğü verimli iş birliğinden dolayı teşekkür ediyorum. Edindiği tecrübe ile ülkesine ve milletine hizmet etmeye devam edeceğine inanıyor, yaşamının bu yeni döneminde kendisine sağlık ve esenlikler diliyorum.
Anavatan ve garantör Türkiye olarak, tarihî, hukuki ve insani sorumluluklarımız çerçevesinde ve adanın gerçeklerine uygun biçimde Kıbrıs Türk halkının huzur, refah ve kalkınmasına yönelik gayretlere katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her alanda gelişmesi için durmaksızın çalışmayı sürdüreceğiz. Kıbrıs Türk halkının kalkınmasına destek olmayı, tarihî bir sorumluluk; ortak bir kaderin ve millî davamızın ayrılmaz bir parçası olarak görmekteyiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da millî davamıza sahip çıkmaya, Kıbrıs Türkü’nün adalet mücadelesine destek vermeye ve Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ve çıkarlarını her platformda savunmaya devam edeceğiz.
Bu kapsamda Tufan Bey’e tekrar hayırlı olsun diyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nı en yakın zamanda Türkiye’de görmek istediğimizi ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı olarak, ülkelerimiz arasındaki ortak çalışmalar başta olmak üzere KKTC ve Kıbrıs Türk halkının hak ve menfaatlerini koruma ve geliştirme yolunda üstün başarılar diliyorum.’’
Erhürman: Egemenlik haklarımızın korunması noktasında vereceğimiz mücadelede en önemli dayanağımız Türkiye
Yılmaz’ın ardından sözü alan Erhürman, şöyle konuştu:
“Ben de bir kez daha Sayın Cevdet Yılmaz’a, yürekten teşekkür ediyorum. Bizi bugün yalnız bırakmadınız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına buradasınız. Sizin aracılığınızla Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da bir kez daha buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Tebrikleri için de teşekkürlerimi sunuyorum.
Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkileri başka herhangi iki devletin ilişkilerine asla benzemez. Son derece özel ilişkilerdir. Hiç kimsenin farklı düşüneceğini zannetmem. Bugüne kadarki tüm Cumhurbaşkanlarımız, Kıbrıs sorunu, müzakereler ve dış politikayla ilgili tüm çalışmalarını Türkiye Cumhuriyeti ile istişare içerisinde yürütmüştür. Bunun benim dönemimde de böyle olacağından en ufak bir kuşku yoktur.
Bu konudaki ilişkilerimizin aslında çok daha iyiye götürülmesi de benim kendime, açıkçası, misyon edindiğim bir şeydir. Dolayısıyla bundan sonra da bugüne kadar olduğu gibi, hatta çok daha yoğun bir şekilde birlikte çalışacağımızdan eminim.
Özellikle Kıbrıs Türk halkının, az önce sizlerin de söylediği gibi, egemenlik haklarının korunması noktasında vereceğimiz mücadelede en önemli dayanağımızın Türkiye Cumhuriyeti olacağı herkesin malumudur. Dolayısıyla dediğim gibi, benden önceki Cumhurbaşkanları için Türkiye Cumhuriyeti ile istişare ne demekse, benim için de aynen o demektir.
Hepiniz biliyorsunuz, Sayın Cevdet Yılmaz da biliyor; benim 13 yılım Ankara’da geçti. İlk fırsatta, Sayın Cumhurbaşkanına uygun olan zamanda, belki gelecek hafta içinde, Ankara ziyaretimizi devlet geleneği olarak gerçekleştiririz.
Bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum. Bugün bizi yalnız bırakmadığınız için hoş geldiniz, sağ olun.’’