(ANKARA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada sanayide dönüşümün öncelikli gündemlerinden biri olduğunu belirterek yeni dönemde Anadolu illerinde büyük ölçekli bir kalkınma seferberliğine gidileceğini söyledi. Erdoğan, “Ülkemizin önündeki yeni fırsatları değerlendirerek sanayileşmeye hız kazandıracağız. Sanayi alanları master planı ile planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 350 bin hektara ulaştıracağız. Anadolu’da dört yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Hem mevcut organize sanayi bölgelerimizin hem de yeni mega endüstriyel bölgelerin demir yolu bağlantılarıyla limanlara erişimini sağlayacağız” dedi. KOBİ’lere verilen 2 bin 500 liralık istihdam desteğinin 2026’da 3 bin 500 liraya çıkarılacağını duyuran Erdoğan, “İstihdamı koruyacak, emekçimizin ve sanayicimizin yanında olacağız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Toplantıda, dış politikadan sanayiye, ekonomiden güvenliğe birçok konuyu mütalaa ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Küresel sistemdeki çatırdamaların olumsuz etkilerini en fazla hissettiğimiz kırılgan bir dönemden geçiyoruz. Yakın çevremize baktığımızda savaşların, çatışmaların, gerilimlerin, siyasi ve ekonomik dalgalanmaların hiç eksik olmadığı görülüyor. Türkiye’nin içinde yer aldığı bölge, şairin ‘Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader’ anlamını bulan sürecin tam ortasındadır.
Daha önceki konuşmalarımda yaklaşan küresel bir kasırgadan bahsetmiş, bunun farklı kıtalarda taşları yerinden oynatacağına dikkat çekmiştim. Türkiye’nin bu kasırgayı suhuletle yönetecek imkan ve kabiliyetlere haiz olduğunu da dile getirmiştim. 2025’in geride bıraktığımız 11 ayını şöyle bir gözden geçirdiğimizde; liyakatli, tecrübeli, donanımlı ve çalışkan kadroların yönetiminde ülkemizin başarılı bir şekilde zorlukların üstesinden geldiğini müşahede ediyoruz. Türkiye, etrafındaki bütün olumsuzluklara karşın bir istikrar adası; bir huzur ve güvenlik adası olma vasfını, hamdolsun, muhafaza ediyor.
“Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen son 23 yılda ülkemize her alanda kazanımlar sağladık”
Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen son 23 yılda ülkemize her alanda kazandırdığımız güçlü altyapının değerini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Bilhassa finansman imkanlarının bol olduğu dönemlerde ‘yap-işlet-devret’ modeliyle hayata geçirdiğimiz Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, İzmir Otoyolu ve Çanakkale Köprüsü gibi pek çok projemizin stratejik önemi bugün ortaya çıkıyor. Diğerleriyle birlikte zamanında 50-51 milyar dolarlık bir bütçe ile hizmete aldığımız projeleri bugün inşa etmeye kalksak ihtiyaç duyulan rakam -dikkatinizi çekiyorum- 90 milyar dolara yaklaşıyor. Bakın, bu tutar sadece yapım maliyetidir. Biz bu eserleri yıllardır kullanıyoruz, milletimiz bunlardan yıllardır istifade ediyor. Bu yatırımlar Türk ekonomisine milyarlarca liralık katma değer sağlıyor.
Sadece ulaştırmada değil; savunma sanayinden sağlığa birçok alanda benzer bir tablo söz konusu. İşte en son, koronavirüs salgını döneminde şehir hastanelerimizin nasıl hayat kurtardığını hep beraber gördük. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma, dünya havacılık tarihinde bir ilke hafta sonu imza attı. Yani her alanda bu dinamizmi, bu atılımı yaşıyoruz. Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim: Şayet biz siyaseti, yapılan her işe kulp takmak olarak gören müzmin muhaliflere itibar etseydik, bu muhteşem eserlerin hiçbirini ülkemize kazandıramazdık. Ne Avrasya Tüneli’ni, ne Zigana Geçidi’ni, ne de bugün dünyanın en iyi havalimanları arasında gösterilen İstanbul Havalimanı’nı yapabilirdik. Ama biz bu vizyonsuzlar korosuna hiçbir zaman kulak asmadık; onların ülkemiz için kurduğumuz hayallerimizle aramıza girmelerine müsaade etmedik. Eser ve hizmet siyasetimizde Türkiye’yi tarihinin en büyük yatırımlarıyla buluşturduk.
“2028 için hedefimiz 1,9 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır”
238 milyar dolar olan milli gelirimizi yıllık bazda 1,5 trilyon dolara çıkardık. 2028 için hedefimiz 1,9 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bugün TÜİK tarafından yüzde 3,7 olarak açıklanan 3. çeyrek büyüme rakamları doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme trendini 21 çeyreğe taşımıştır. Büyüme rakamlarının ülkemiz ekonomisi için hayırlı olmasını diliyorum.
Sadece ekonomi ve yatırımlarda değil, temel hak ve özgürlüklerde de çok büyük ilerlemeler kaydettik. Reform hamlelerimizle, on yıllardır milli iradenin tepesinde Demokles’in kılıcı misali sallanan vesayete son verdik. Milletimize zaten anasının ak sütü gibi helal olan haklarını teslim etmenin yanı sıra demokrasimizin standartlarını yükselttik. Gezi olayları ve 15 Temmuz ihaneti gibi bağımsızlığımıza yönelik, kökü dışarıda girişimleri milletimizle birlikte bozguna uğrattık. Terörün her çeşidiyle mücadelede tarihi nitelikte başarılar elde ettik. Şimdi bu mücadeleyi taçlandırmak amacıyla hassas bir süreç yürütüyoruz. ‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle, ekonomik şahlanışımızın, huzurumuzun ve kardeşliğimizin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmanın samimi çabası içerisindeyiz.
“Coğrafyamız artık kana, çatışmaya, teröre, komşunun komşuyu kırdığı kör şiddete doymuştur”
Şunu herkesin, özellikle kan ve kaos tüccarlarının bilmesini isterim: Biz, ihtirasları boylarını aşanların aksine kökleri çok eskiye uzanan kadim bir devlet geleneğine sahibiz. Merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada tam bin yıldır istiklaline halel getirmeden özgürce yaşayan nadir milletlerden biriyiz. Aynı şekilde biz, ayağına çelme takılınca, yoluna engel konulunca, yolu kesilince girdiği yoldan dönecek bir millet de değiliz. Hele hele tehditler karşısında ürkecek, korkacak, çekinecek; tehdit diline boyun eğecek bir millet, böyle bir devlet, böyle bir ülke hiç değiliz.
Türkiye hedeflerine er ya da geç, öyle veya böyle ama mutlaka ulaşacaktır. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Tekrar altını çizerek söylüyorum: Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle ve bölgemizdeki diğer dost ve kardeş topluluklarla kalplerimiz tam bin yıldır beraber atıyor. İnşallah gelecekte de birlikte atmaya devam edecek. İster Sünni ister Şii olsun; ister Kürt, ister Arap, ister Türkmen olsun, Allah korusun, yarın birimizin başı dara düştüğünde başkalarının değil, yine birbirimizin kapısını çalacağız, yine birbirimize sığınacağız. Ev sahibi olduğumuz bu coğrafyada daha nice asırlar boyunca kardeşçe, kader birliği halinde yan yana yaşayacağız. Bu hakikati ne dönemsel hesaplar değiştirebilir ne de bölgemize dışarıdan monte edilenlerin pervasızlıkları gölgeleyebilir. Coğrafyamız artık kana, çatışmaya, teröre, komşunun komşuyu kırdığı kör şiddete doymuştur. Biz meselelere işte bu pencereden bakıyoruz.
“Terörsüz Türkiye süreciyle bölgemizde tesis edeceğimiz kardeşlik kuşağı bütün kirli hesapları altüst edecek”
Türkiye olarak 86 milyon vatandaşımız için ne istiyorsak, sınırlarımızın ötesindeki tüm kardeşlerimiz için de aynı iyilikleri murat ediyoruz. Bizi birbirimize düşürerek hepimize kaybettirmek isteyen kaos ve katliam şebekelerine karşı kardeşlikle hep beraber kazanmayı savunuyoruz. Bu coğrafyada geleceğine güvenle bakmak isteyen herkes için de başka bir yol, başka bir çare, başka bir yöntem yoktur ve olamaz. Umuyor ve inanıyorum ki Terörsüz Türkiye süreciyle bölgemizde tesis edeceğimiz kardeşlik kuşağı bütün kirli hesapları altüst edecek, asırlık oyunları bozacak, yeni bir dönemin kapılarını açacaktır. Tahriklere kapılmadan, provokasyonlara aldanmadan, öfkenin diline teslim olmadan bu kuşağın kuvveden fiile çıkması için samimiyetle çalışacağız. Hiç kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın: 86 milyon omuz omuza, gönül gönüle verecek, birlikte çalışacak ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı haline inşallah hep birlikte getireceğiz.
“Ana muhalefet ve yandaşları, suç ve suçluyla mücadelemize gölge düşürmeye çalışıyor”
Burada şunu da ifade etmek durumundayım: Ana muhalefet ve yandaşları uzun bir süredir FETÖ’cülerin yurt dışında fonladığı paravan kuruluşların sözde raporları üzerinden suç ve suçluyla mücadelemize gölge düşürmeye çalışıyor. Yapıcı eleştirilerle bu mücadeleye destek olmak yerine, maalesef asılsız iddialarla emniyet mensuplarımızın fedakarlıklarını, emeklerini, hepsinden öte elde ettikleri başarıları görmezden geliyorlar. Bunun gece gündüz demeden, kimi zaman canlarını ortaya koyarak görevlerini yapan kolluk kuvvetlerimize haksızlık olduğunu bir defa burada açıkça söylemek mecburiyetindeyim.
Uluslararası kuruluşların raporlarına göre dolandırıcılık, hırsızlık, cinsel saldırı, kasten yaralama, uyuşturucu ticareti gibi suçlarla mücadelede muhalefetin bize devamlı örnek gösterdiği Avrupa ülkelerinden biz çok iyi seviyedeyiz. Elbette gönlümüz tek bir müessif olayın dahi yaşanmamasından yanadır. Tek bir insanımızın dahi mağdur olmasını istemeyiz. Ama hükümetimizin suç ve suçlularla mücadelesini eleştirirken insaf sınırlarının aşılmamasını, kolluk kuvvetlerimizin olağanüstü çabalarına saygı gösterilmesini haklı olarak herkesten bekliyoruz.
“Avrupa Birliği’ne tam üyelik, önümüze çıkan engellere rağmen stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor”
Değerli arkadaşlar, bugünkü Kabine toplantımızda Avrupa Birliği ile ilişkilerde son dönemde yaşanan gelişmeler dahil dış politikadaki güncel meseleleri ele aldık. Birliğe tam üyelik, önümüze çıkan engellere rağmen stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Rusya–Ukrayna arasındaki savaşın Karadeniz’deki seyrüsefer güvenliğini açıkça tehdit eder boyuta geldiği görülüyor. Cuma günü münhasır ekonomik bölgemizde ticaret gemilerinin hedef alınması endişe verici bir tırmanmayı işaret ediyor. Bilhassa kendi münhasır bölgemizde seyir, can ve çevre emniyetini tehdit eden bu saldırıları hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu tarz durumlarla ilgili tüm taraflara gerekli uyarılarda bulunuyoruz. Savaşı bitirmeye dönük son haftalarda yaşanan hareketliliği de yakından takip ediyor, gerekli katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz.
“Anadolu’da 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız”
Kabinemizin bir diğer gündemi sanayide dönüşümdü. İktidarlarımız döneminde sanayimizi güçlendirmek, üretimi büyütmek, katma değeri artırmak daima önceliğimiz oldu. Organize sanayi bölgelerinin sayısını 191’den 371’e yükselttik. 52 endüstri bölgesi kurduk. Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 48 bin hektardan 155 bin hektara çıkardık. Teknolojik dönüşümü hızlandırmak için proje bazlı devlet destekleri, yatırım teşvikleri ve stratejik yatırım destekleri ile çok sayıda yatırımın önünü açtık. Bu programlarda bugüne dek desteklediğimiz 3,6 trilyon lira tutarında 308 yatırım ile 120 bin kişilik istihdam sağladık. Şimdi ülkemizin önündeki yeni fırsatları değerlendirerek sanayileşmeye hız kazandıracağız. Sanayi alanları master planı ile planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 350 bin hektara ulaştıracağız. Anadolu’da dört yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Hem mevcut organize sanayi bölgelerimizin hem de yeni mega endüstriyel bölgelerin demir yolu bağlantılarıyla limanlara erişimini sağlayacağız.
Geçtiğimiz yıl emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde KOBİ’lerimize yönelik istihdamı koruma programı başlatmıştık. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına aylık 2 bin 500 lira destek verdiğimiz bu programla 15 bin KOBİ’de 416 bin istihdamı koruduk, 22 bin ilave istihdam oluşturduk. Bu programı 2026’da aylık destek tutarını 3 bin 500 liraya yükselterek ve büyük ölçekli firmaları da dâhil ederek sürdüreceğiz. 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçimizin ve sanayicimizin yanında olacağız. Emek yoğun sektörlerimizdeki işletmelerin Batı’daki büyük şehirlerden Anadolu illerimize taşınmasını teşvik ediyoruz. 24 ilimizde kurulacak tesislerde Sosyal Güvenlik Kurumu primlerini 14 yıla kadar hükümet olarak biz karşılıyoruz. Hiçbir sektörümüzü ihmal etmeden, hiçbir şehrimizi ve bölgemizi geride bırakmadan topyekun yeni bir kalkınma seferberliğine çıkıyoruz. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.”

