(TBMM) – CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna ilişkin, ”90 gün geçmiş hala iddianame yok. Oysa ‘iddianame için yeterli delil toplanırsa savcı iddianameyi düzenler’ diyor. Kuvvetli suç şüphesi ve somut delil var ki tutuklandı değil mi? Tam üç aydır. O zaman yeterli delil var demektir. Varsa, niye hala iddianame yok? Neden hala insanlara baskı yapılıyor? Tutuklama bir koruma tedbiridir. Yargılamayı korumak için getirilmiştir ama bugün bir cezalandırma aracı olarak kullanılıyor” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda torba yasanın 11. maddesi, İBB operasyonları ve tutuklamalara ilişkin konuştu. Altaca Kayışoğlu, torba yasanın 11. maddesini, “Bu maddede yine 2017’de hayata geçirilen tek adam rejiminin uyumlaştırılması için getirilen bir uyum maddesi. Yani üzerinde çok söylenecek bir şey yok. Ben öncelikle şunu söylemek istiyorum. AK Partili arkadaşları tebrik ediyorum. 23 yıl sonunda binlerce yıldır hukukun evrensel ilkelerinde gerçekleştirilen ilerlemeyi bir anda bin yıl geriye götürebildiler. Yani büyük başarı. Hakikaten bu başarıda sizin de imzanız var. Kendinizle gurur duyun” diye eleştirdi.
“Yeterli delil varsa niye hala iddianame yok?”
Muhalif ve güçlü rakip olarak görülen herkesin maalesef tutuklandığını acı bir şekilde tecrübe ettiklerini söyleyen Altaca Kayışoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna ilişkin şöyle konuştu:
“Şimdi Ekrem İmamoğlu niye tutuklu? Bir kere tutuklama nedir onu koyalım, en başa dönelim. Tutuklama için Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 100. maddede ne diyor? Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil. Bir tane somut delil var mı söyleyebileceğiniz yok. Yani bir Aziz İhsan Aktaş diye birinin ifadelerinden bahsediyorsunuz o da günler sonra baskıyla verilmiş ifadeler olduğu anlaşılıyor -ki bütün devlet kurumlarına ihale almış, hizmet vermiş, araç vermiş vesaire- eminim ki burada birçok kişi de seçim döneminde iş insanlarından, kendi partilerinin destekçilerinden araç da almıştır, giydirilmiş araç da kullanmıştır. Yani sırf bunun için bizim başkanlarımız Utku Caner Çaykar, Ekrem İmamoğlu tutukluyken burada oturuyor olmanız hakikaten nasıl vicdanınıza yediriyorsunuz? Ben buna şaşıyorum. Şimdi somut delil yok. Neden yok? ‘Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil’ diyor. 90 gün geçmiş hala iddianame yok. Oysa ‘iddianame için yeterli delil toplanırsa savcı iddianameyi düzenler’ diyor. Kuvvetli suç şüphesi ve somut delil var ki tutuklandı değil mi? Tam üç aydır. O zaman yeterli delil var demektir. Varsa niye hala iddianame yok? Neden hala insanlara baskı yapılıyor? Neden hala Elif Atayman oradan oraya sürülüyor, diğer tutuklular oradan oraya sürülerek baskı yapılıyor, iftira attırmaya çalışıyorlar maalesef itiraf adı altında. Neden? Maalesef hiçbir cevabı yok bunların. Tutuklama bir koruma tedbiridir. Yargılamayı korumak için getirilmiştir. Ama bugün bir cezalandırma aracı olarak kullanılıyor.
“Pınar Türker, dünya çapında ödül alan projeleri nedeniyle soru soruluyor, yargılanıyor ve tutuklanıyor”
Bakın bürokratları kadın bürokratları ilk tutuklandıklarında ziyaret etmiştim. Pınar Türker niye tutuklu biliyor musunuz? Neyi sormuşlar ona biliyor musunuz? Demişler ki ‘efendim işte siz Bloomberg’e ihale verdiniz.’ Bahsettikleri şey ne biliyor musunuz? Askıda fatura projesi. Bloomberg dünya belediye başkanları yarışmasında ödül kazanıyorlar. Yani sizin bu Korona döneminde beceremediğiniz, ekmek dağıtamadığınız, maske dağıtamadığınız, insanların çalışamadığı, para veremediğiniz, esnafa destek olamadığınız dönemde faturasını ödeyemeyen vatandaşlara diğer vatandaşlar destek olsun diye bir proje ürettiler ve bu proje dünya çapında ödül aldı ve bu ödül nedeniyle soru soruluyor, yargılanıyor ve tutuklanıyor. Ya hiç mi utanmıyorsunuz, hiç mi vicdanınız sızlanıyor?”
“Hani işkencenin istisnası yoktu? İşkence yapılıyor insanlara”
Elif Atayman’ın da 7,5 saat bir parça kuru ekmekle durduğuna dikkat çeken Altaca Kayışoğlu, şunları kaydetti:
”Hani işkenceye sıfır toleranstı? Hani işkencenin istisnası yoktu? İşkence yapılıyor insanlara. Daha gençlere birçok işkence yapıldığını duydum, gördüm. Burada anlatmaya utanıyorum ya. Utanıyorum o gençlere karakolda söylenen şeyleri söylemeye. Siz nasıl utanmıyorsunuz? Anlamıyorum. Ekrem Başkanı ve onun bu başarısı altında imzası olan o pırıl pırıl her biri iyi yetişmiş eğitimli bürokratları tutukluyorsunuz. Ya Elif Güven duyunca yurt dışından gelmiş annesiyle. Ceyda Kıryap’ın bu haftasonu çocuğu üniversite sınavına girecek. Ne yapmış bu insanlar? Bakın Elif Atayman diyor ki ‘mütevazı bir araçla değiştirdim. Kartvizitimi bile İBB’ye masraf olmasın diye kendim bastırdım.’ Düşünebiliyor musunuz ya böyle bir kadını, insanlara hizmet etmekten başka bir niyeti olmayan bu kadınları, bu liyakatli, bu nitelikli insanları tutukluyorsunuz.”