(ANKARA) – CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM’de 15 Aralık’ta görüşülecek Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi öncesinde Türkiye ekonomisine ilişkin, “Ülkenin ekonomik dinamiklerini belirleyen taraf artık üreticiler, girişimciler değil; bankalar. Sadece bu yılın ilk 10 ayında bankacılık sektörünün net kârı 751,6 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde vatandaşların bankalara ödediği faiz ise 992,4 milyar lira oldu. Bütçe dediğiniz, ülkenin önümüzdeki yıl ne üreteceğini gösteren bir yol haritası olmalıydı. Oysa AKP, vatandaşın her sabah kur, faiz, kredi limiti ve icra tehdidiyle uyandığı bir düzen inşa etti. Ekonomi değil, borç psikolojisi yönetiliyor” dedi.
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM’de 15 Aralık’ta görüşülecek Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi öncesinde Türkiye ekonomisine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Kış, Türkiye’nin artık bir kalkınma programı değil, borçlanma rejimi ile yönetildiğini belirterek, “Bu bütçe devletin değil, bankaların gelecek yıl planıdır. Harita başkalarının elinde, bedeli milletin cebinde” dedi.
Kış, şunları kaydetti:
“Türkiye’de ekonomik model bir süredir sessizce değişiyor; üretim, inovasyon ve istihdamın yerini hane halkının borç yükü alıyor. Alım gücü düşen yurttaşların geçim araçları maaş değil, kredi kartı limitleri hâline gelmiş durumda. Bugün vatandaşların bireysel kredi ve kredi kartı borçları 5,8 trilyon liraya geçmiş durumda ve bu yük artık sadece ekonomik değil, toplumsal bir olguya dönüşmüş vaziyette. Daha da çarpıcısı: sadece ilk 10 ayda 1 milyon 810 bin yurttaş, borcunu ödeyemediği için bankalar tarafından takibe alındı. Eskiden insanın mesleği sorulurdu, şimdi kredi skoruna bakılıyor. AKP’nin yarattığı yeni vatandaş tipi bellidir: Borçla yaşayan, geleceği bankaya ipotekli insan.
“Ekonomi değil, borç psikolojisi yönetiliyor”
Ülkenin ekonomik dinamiklerini belirleyen taraf artık üreticiler, girişimciler değil; bankalar. Sadece bu yılın ilk 10 ayında bankacılık sektörünün net kârı 751,6 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde vatandaşların bankalara ödediği faiz ise 992,4 milyar lira oldu. Bütçe dediğiniz, ülkenin önümüzdeki yıl ne üreteceğini gösteren bir yol haritası olmalıydı. Oysa AKP, vatandaşın her sabah kur, faiz, kredi limiti ve icra tehdidiyle uyandığı bir düzen inşa etti. Ekonomi değil, borç psikolojisi yönetiliyor. Bu tabloya göre devlet, yurttaşına refah sunmuyor; bankaların tahsilat ajandasını uyguluyor.
“AKP’nin tarım vizyonunda tohumun adı teminat, çiftçinin adı müşteri”
Ekonomik çöküşün en sert hissedildiği alanlardan biri tarım, Üretim maliyetlerinin altında ezilen çiftçinin bankalara olan borcu 1,1 trilyon lirayı aşmış durumda. Dahası, batık tarım kredilerindeki artış oranı yüzde 214’ü buldu.Bu ülkenin çiftçisi artık toprağı değil, borcu ekiyor. Traktör deposunda mazot yok ama bankaların icra mesajları var. AKP’nin tarım vizyonunda tohumun adı teminat, çiftçinin adı müşteri. Bu koşullar altında tarımın stratejik niteliği değil, finansal kırılganlığı büyüyor.
Sadece çiftçiler değil, ekonominin bel kemiğini oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler de aynı girdabın içinde. KOBİ’lerin bankalara olan toplam borcu 6 trilyon liraya dayanmış durumda. KOBİ’ler artık üretim stratejisi değil, kredi ödeme takvimi hazırlıyor. Bu ülkede teknoloji üretilemiyor ama borçlandırma mekanizması mükemmel işliyor. Ekonominin aktörleri üretimden değil, batmama mücadelesinden sorumlu. Bu tablo, ekonomik dinamizmin değil, kitlesel finansal tutsaklığın anatomisini ortaya koyuyor.
“Borcu büyüt, faizi besle, bankayı koru”
Bu bütçede kalkınma yok, yatırım yok, üretim yok. Tek bir vizyon var: Borcu büyüt, faizi besle, bankayı koru. Vatandaşı icranın önünde yalnız bırak, sonra da adına ‘bütçe’ de. 2025 bütçesi bir pusula olsaydı, sapı bankalara bakardı.”
“Birileri için kâr hanesi dolarken, bir milletin ömrü faizle eksiliyor”
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Genel Kurul’daki görüşmelerin teknik bütçe tartışmasından çok daha fazlası olacağını hatırlatarak, “O gün konuşacağımız yalnızca sayılar değil. Bu sayılar, milyonların yaşam standardını, çocukların geleceğini ve bu ülkenin kaderini belirliyor. Birileri için kâr hanesi dolarken, bir milletin ömrü faizle eksiliyor” ifadesini kullandı.

