(ANKARA) – CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer bu yıl gelir–gider dengesi bozulan çiftçi, besici ve üreticinin varlıklarını haciz yoluyla kaybettiğini belirterek, “2025 haciz yılı oldu” dedi.
Gürer, yaptığı açıklamada, bu yılın ilk aylarından itibaren icra uygulamalarında artış yaşandığını; traktör, tarla, inek, keçi ve buğday hacizleri ile çiftçi ve besicinin belinin büküldüğünü ifade etti.
Ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyemeyen çiftçi ve besicilerin kapısına icra dayandığını, yılın ilk aylarında başlayan haciz işlemlerinin her ay arttığını belirten Gürer, üretim ve gelir kapısına el konulan üreticinin topraktan da hayvancılıktan da soğuduğunu kaydetti.
Gürer, araziler, traktörler ve hayvanların icra daireleri ve mahkeme kararlarıyla haczedildiğini belirterek, Tire’den şu olayı örnek verdi:
“Tire İcra Dairesi tarafından el konulan 48 Holstein cinsi dişi sığırın içinde 8 gebe hayvan da bulunuyordu. Toplam piyasa değeri 6 milyon 375 bin TL olarak haciz kayıtlarına geçti. Daha önce traktörü de haczedilen çiftçi–besicinin bu kez borçlarından dolayı hayvanlarına da el konuldu. Besicinin borcunun 9 milyon civarında olmasına rağmen traktör ve hayvanlarının toplam değeriyle bu borçtan fazla haciz yapılması besiciyi daha da zor duruma düşürmüştür.”
Günlük hayvan gideri 226 lira
Tire’deki hayvanların bedelini belirleyen bilirkişinin, bir hayvan için günlük yem giderini 226 lira olarak hesapladığını aktaran Gürer, hesaplamada süt yemi, saman, mısır silajı, mısır flake ve vitamin tozunun yanında su giderinin hesaba dahil edildiğini ancak işçilik, veteriner ve ahır giderlerinin edilmediğini bildirdi.
Gürer, 48 baş sığırın yediemine bırakıldığı işletmede, işçilik ve diğer giderler hariç günlük toplam yem ve su giderinin 10 bin 848 lira civarında olduğunu belirtti. Gürer, yem fiyatlarının sürekli arttığını, 50 kilogram süt yeminin 800 lirayı aştığını ve besicilerin maliyetin altında süt satmak zorunda kaldığını ifade etti.
“İktidarın görevi üreticiyi korumaktır”
Gürer, “Üretici zaten yem, mazot, elektrik, ilaç ve veteriner masrafları altında eziliyor. Bu koşullarda bir de icra dosyalarıyla uğraşmak zorunda kalıyor. İktidarın görevi üreticiyi korumaktır, haciz memuru göndermek değil” ifadelerini kullandı.
Hayvancılıkta ithalata dayalı, yerli ırkı korumayan ve dışa bağımlılığı artıran bir süreç yaşandığını belirten Gürer, “Haciz konulan hayvanlar da ithal hayvanlardan oluşuyor. Bu yıl içinde Tekirdağ’da Malta keçilerinin de haczedildiğine tanık olduk. Yıllardır uyarıyoruz, yem fiyatları kontrolsüz artıyor, üretici desteklenmiyor, ithalat politikaları yerli üretimi bitiriyor. Şimdi geldiğimiz noktada üreticinin ahırındaki hayvan bile icra memurlarıyla karşı karşıya” dedi.
“Bu sistem sadece hayvanı değil, üreticiyi de tüketiyor”
Gürer, şunları kaydetti:
“Eskiden köylerde ahırdan süt, bereket, üretim çıkardı, günümüzde ise AKP iktidarlarının yanlış tarım politikalarının bedeli olarak üreticiye haciz tutanakları çıkıyor. Üreticiye destek değil, haciz gönderiliyor. Türkiye’de hayvancılık politikaları acilen gözden geçirilmelidir. Bu konuda kanun teklifi de verdim. İcralar durdurulmalı; arazi, traktör ve hayvanlar haczedilmemelidir. Çiftçi ve besiciye kredi desteği sağlanarak üretimin devamı güvence altına alınmalıdır.”

