(ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici, “Yargı iktidarın değil, toplumun vicdanıdır. Ve vicdan bir kez susturulursa, onu hiçbir talimatla konuşturamazsınız. Ekim boyunca yargı salonlarında yalnız sanıklar değil, Türkiye’nin demokrasi umudu da yargılanacak. Biz o salonlarda yalnızca adalet aramayacağız; adalet düzeninin yeniden inşası için de mücadele edeceğiz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, demokrasinin kalbi olan yargının, adaletin terazisi olmaktan çıktığında toplumun dengesinin bozulacağını belirtti.
Türkiye’de yargının bugün halkın iradesini koruyan bir güç değil, siyasi talimatların yürütücüsü konumuna geldiğini ifade eden Gül Çiftçi Binici, şunları kaydetti:
“Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ve seçilmiş yöneticilere yönelik sistematik soruşturmalar, hukukun değil, siyasetin planlarına göre şekilleniyor. Yargı, suçu değil, muhalefeti arıyor. Savcılar, delil değil, kumpas üretiyor. Ekim Ayı Yargı Takvimi, demokrasinin sanık sandalyesine oturtulduğu bu düzeni gösteriyor. İBB Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’ndan Ayşe Barım’a, gazetecilerden gençlere kadar onlarca isim aynı ay içinde mahkeme önüne çıkarıldı ve çıkarılacak. Her hafta yeni bir duruşma, yeni bir dava, yeni bir gözaltı. Her biri, halkın iradesine karşı açılmış bir ‘hukuk davası.’
“CHP olarak bu tabloya karşı her zeminde direniyoruz”
Bir yandan gazeteciler, sanatçılar, gençler hedef alınırken; diğer yandan belediye başkanları tutuklanıyor, kayyımlar atanıyor. Bu tablo yalnızca CHP’ye değil, Türkiye’nin toplumsal düzenine açılmış bir savaştır. Adalet yalnız mahkeme kararlarıyla değil, yurttaşın devlete duyduğu güvenle ayakta kalır. Bu güven yitirildiğinde, ekonomi çöker, hakikat bulanır, hukuk ile suç arasındaki çizgi silinir. Siyaset bilimi bu süreci ‘araçsallaşmış yargı’ olarak tanımlar. Bu düzende hukuk adaleti değil, iktidarın sürekliliğini sağlar. Max Weber’in tanımıyla, ‘hukuki-rasyonel meşruiyet’ yerini ‘kişisel otoriteye’ bırakır. Sonuçta hukuk, iktidarın bir denetleyeni olmaktan çıkıp onun gölgesi haline gelir. Yargı bağımsızlığının yok olduğu ülkelerde kurumsal çürüme kaçınılmazdır. Ekonomik krizler, yoksullaşma, beyin göçü, toplumsal kutuplaşma. hepsi adaletin zayıflamasıyla başlar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu tabloya karşı her zeminde direniyoruz.
“Adalet düzeninin yeniden inşası için de mücadele edeceğiz”
Her dosya, her duruşma, her tutuklama bu dönemin demokrasi tarihine kara bir sayfa olarak geçecek. Bu ülkenin geleceği korkunun değil, adaletin omuzlarında yükselecek. Çünkü biliyoruz, yargı iktidarın değil, toplumun vicdanıdır. Ve vicdan bir kez susturulursa, onu hiçbir talimatla konuşturamazsınız. Ekim boyunca yargı salonlarında yalnız sanıklar değil, Türkiye’nin demokrasi umudu da yargılanacak. Biz o salonlarda yalnızca adalet aramayacağız, adalet düzeninin yeniden inşası için de mücadele edeceğiz.”