(TBMM) – CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da arasında bulunduğu 407 kişi hakkındaki iddianamesini değerlendirirken, “Anayasa’ya göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na partimizin kapatılması için ihbarda bulunmuş. 102 yıllık bu partiyi kapatacak daha anasının karnından doğmadı. Türkiye’nin birinci partisini suçluyorsun, sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulunuyor. Ben de senin hakkında bir ihbarda bulunuyorum, rejimin tehdidisin” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda grup başkanvekilleri gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve partisinin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da arasında bulunduğu 407 kişi hakkındaki iddianamesini değerlendirdi.
Başarır, şunları söyledi:
“Maalesef ki bu iktidarın bir iddianamesidir çünkü bu iddianameyi günler önce Yeni Şafak ilan ediyorsa, gazeteci Fatih Atik ilan ediyorsa, sayfasını, tarihini veriyorsa bu iddianame yok hükmündedir. Bu nasıl gizlilik? Bir şema yapmışlar, resimler koymuşlar. Bu şema rezaletini Ergenekon Davası’nda gördük. O gün bu rezaleti yapanlar nerede hatırlatmak isterim. Ne yazık ki haddini, amacını aşan ithamlar, bölümler bulunmaktadır bu iddianamede. ‘CHP’nin adayları suç örgütü tarafından belirlenmiştir.’ Haddini bil Sayın Savcı. Bir yargıç, bir savcı bu cümleleri kullanamaz. Sen kimsin? Sen, rejimi tehdit eden bir unsur haline gelmişsin. Bu partiyi kuran kurucu liderin ölüm yıl dönümünden bir gün sonra açıklıyor. Asıl bir suç varsa bu savcı işlemiştir.
‘Ahtapotun kolları’ lafı bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın. Bu iddianameyi Sayın Recep Tayyip Erdoğan mı Akın Gürlek mi yazdı? Bu iddianame 238 gün niye bekledi? Sarayın grup toplantılarındaki cümleler mi yazıldı? Saçmasapan ifadeler, partiyi itham eden iddialardan sonra Anayasa’ya göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na partimizin kapatılması için ihbarda bulunmuş. 102 yıllık bu partiyi kapatacak daha anasının karnından doğmadı. Haddini bileceksin. Partiyi suçluyorsun, amacını, haddini aşan anlatımlar yapıyorsun, suçlamalarda bulunuyorsun. Koskoca bir partiyi, Türkiye’nin birinci partisini suçluyorsun, sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsvcılığı’na ihbarda bulunuyor. Ben de senin hakkında bir ihbarda bulunuyorum, rejimin tehdidisin.
Demokrasi tehdit altında. Sözde bir iddianameyle Türkiye’nin birinci partisine bir ayar veriliyor. Bu bir ihbarname değil, muhtıradır. Darbe dönemlerinde partimize bu hadsizlik yapıldı, partimizin mal varlığı sorgulandı, liderler yargılandı. Nasıl bir savcı yarattınız da rejime, demokrasiye, sandığa, iradeye fiili bir müdahalede bulunuyor? Her gün 16 sayfa yazacak bir yazar yok. Bu iddianameyi inceleyeceğiz ama ilk gördüklerimiz utanç verici.”
“HSK, AYM’nin yetkisini tanımayarak Anayasa’yı ihlal eden mahkeme üyeleri hakkında soruşturma başlatmalı”
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Gezi Parkı davası hükümlüsü Tayfun Kahraman hakkında AYM’nin verdiği hak ihlali kararına uymayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararına ilişkin şöyle konuştu:
“AYM’nin vermiş olduğu kararların maalesef zaman zaman uygulanmadığına dair hususlarla karşı karşıya kalıyoruz. Parlamentonun bir üyesi olan Can Atalay’ın AYM’nin vermiş olduğu bir hak ihlali kararına rağmen Anayasa’ya aykırı şekilde tahliye edilmediğini, hatta Anayasa’ya aykırı şekilde milletvekilliğinin düşürüldüğünü biliyoruz. Maalesef AYM’de verilen kararlara uymamaya dair Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin eylemli tutumu, Yargıtay’a bir suç duyurusundan sonra yeni Yargıtay Başkanı’nın iki hafta önce AYM’nin bireysel başvuru hakkıyla ilgili bölge toplantısında sarf ettiği sözler aslında AYM kararlarına uymaya dair bizlerde bir umut meydana getirmişti. Çünkü Yargıtay Başkanı açıkça ‘AYM’nin bireysel başvuruyla ilgili verdiği hak ihlali kararlarını gidermek bütün kamu kurumlarının vazifesi olduğu gibi bizim ve mahkemelerin de görevi ve vazifesidir’ demişti.
Tayfun Kahraman’la ilgili AYM’nin verdiği hak ihlali kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde AYM’nin yetkisini aştığı iddia edilerek uymama şeklinde bir yaptırımla karşı karşıya kaldı. İlk derece mahkemesinin Yargıtay’ın yapmış olduğu yorumun üstüne bir karar inşa edemeyeceğini hukuk tahsili yapan herkes asgari düzeyde bilmesi lazım. Hele hele karar metninde geçen süper temyiz mahkemesi ifadesi olsa olsa cehaletten öteye geçemez. Çünkü AYM kararı bireysel başvurularda mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olup olmadığına bakmıyor. Verilen kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin herhangi bir maddesini ihlal edip etmediğine bakıyor. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin herhangi bir maddesini ihlal eden ve kamu gücünü kullanan herhangi bir mahkeme ya da Yargıtay da kamu gücünü kullanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde teminat altına alınan bir hakkı ihlal ediyorsa AYM burada bir temyiz mahkemesi incelemesiyle değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde garanti altına alınan bir hakkı ihlal ettiği için bireysel başvuruda ihlal kararı veriyor. HSK bir an önce Anayasa’nın bu açık hükmünü tanımayan, yorumu bırakın; AYM’nin yetkisini tanımayarak Anayasa’yı ihlal eden bu mahkeme üyeleri hakkında derhal gerekli soruşturmayı başlatmalı.”
“Kokuşmuş, çürümüş bir düzenden bahsediyoruz”
Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bir parfüm imalathanesinde çıkan yangında 6 yurttaşın hayatını kaybetmesine ilişkin konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, firma sahibinin iktidar ile ilişkilerine dair şunları söyledi:
“2021 yılında Kolombiya’nın Bogota kentinde bir uyuşturucu kargosu yükleniyor. Önce Panama’ya, ardından Amerika Cincinati’ye, ardından da Almanya Leipzig’e geliyor. Alman yetkililer bunun içerisinde demir tozuna karıştırılmış bir uyuşturucu olduğunu tespit ediyorlar ve bunu Türk yetkililere bildiriyorlar. Uyuşturucuyu alıp Türkiye’ye geliyorlar ve bir operasyon yapılıyor, operasyonda önemli bir şahsın firması tespit ediliyor. Bu şahıs Ali Osman Akat, zamanın İçişleri Bakanı’yla boy boy resimleri olan Ali Osman Akat. Ali Osman Akat, bir firmanın sahibi, bu firma aynı zamanda kozmetik ürünleri üretiyor. Uyuşturucudan yakalanan bu adam, 170 yıl hapisle yargılanan bu adam kaç yıl kaldı içeride biliyor musunuz? Sadece dört ay.
Bu firmanın bir çalışanı daha var, adı İsmail Onursal. Bu yangının olduğu firmanın sahibi. Bu şahsın yeğenidir kendisi ve bu şahsın firmasında 19 yıl çalışmıştır. Bunlar yakalandılar. İŞKUR’un başındaki kişi, bir AK Partili milletvekilinin akrabası. Kokuşmuş, çürümüş bir düzenden bahsediyoruz. DEM Parti, CHP ve biz çok önemli bir önerge verdik, hakikaten bu kepazeliğin, çürümüşlüğün, kokuşmuşluğun bundan sonra da can almaması için, bu milletin muhafaza edilebilmesi için, devlet kurumlarının ayağa kalkabilmesi için.”
“Daha kaç işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirecek”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de Dilovası’ndaki yangına ilişkin şöyle konuştu:
“Aslında bu bir iş cinayeti ve bu ülkedeki sermayenin ve iktidarın ekonomik tercihlerini, denetimsizliğini, rant hırsını, emek düşmanı politikalarının da bir sonucu olduğunu ifade etmemiz gerekir. Sürekli sermayenin sırtını sıvazlayan, insan yaşamını hiçe sayan büyük bir girdabın içerisindeyiz. Yavaş yavaş yaşam pahasına ekmek kazanıyor işçi sınıfı. CİMER’e şikayetler yapılmış ama kimse oralı olmamış. Üstelik orası göz göre göre işleyen bir işletme ama bu ülkede ne yazık ki işçinin canı ucuz, sermayenin de parası çok kıymetli. Sistematik olarak bir işçi katliamıyla karşı karşıyayız. İstatistikler bize savaş bilançosunu aşan bir işçi kıyımı olduğunu gösteriyor. Sermaye kar etsin diye iş sağlığı ve iş güvenliğinden sürekli tasarruf edildiğini görüyoruz. Kaçak işletmelerde insanların karın tokluğuna çalıştırıldığını görüyoruz ama hiçbir denetim yok. Bu bir utançtır, iktidarın utancıdır, orayı denetlemeyen bakanlıkların utancıdır, oraya göz yuman valiliklerin utancıdır. Herkesin bu utançta bir payı olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. İnsanlar yaşamını kazanmaya gittiği iş yerinde ölüyorsa bu Meclis de dönüp kendisine ayna tutmalıdır. Daha kaç işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirecek?”

