(ANKARA) – CHP Grup Başkanvekili Murat Emir tarafından Meclis Başkanlığına sunulan önergede, “Bizlerin, bugün Gazze’de yaşananlara sessiz kalmaması gerekmektedir. Filistin halkının maruz kaldığı zulme ve İsrail’in emperyalist arzularına karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Filistin halkıyla dayanışmasını güçlü bir şekilde göstermelidir. Filistin sorununda, barışçıl çözüme dönülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendisinden beklenen tarihi misyonu üstlenmelidir” denildi.
Murat Emir, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve insani yardım ulaştırabilmek için yapılması gerekenleri konuşmak üzere Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdıklarını duyurmuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in geçtiğimiz hafta duyurduğu olağanüstü toplanma çağrısı için Meclis Başkanlığına sunulan önergede şu ifadelere yer verildi:
“İsrail’in, Filistin Gazze şeridinde yürüttüğü işgal hareketi tarihin en büyük insanlık katliamına dönüşmüştür. Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün verilerine göre Gazze’de 7 Ekim 2023 – 26 Ağustos 2025 tarihleri arasında 62 bin 819 kişi katledildi. Bu rakam, 2024’te 2 milyon 141 bin 643 olan Gazze’deki toplam nüfusun yüzde 2,9’unun yok olduğu anlamına gelmektedir. Hayatını kaybedenlerin yüzde 30,2’si çocuk, yüzde 19,9’u ise kadınlardan oluşmaktadır. Hayatını kaybeden sağlık personeli sayısı 1590, basın mensubu sayısı 239, arama kurtarma personeli sayısı 122 olarak belirlenmiştir. 140 bine yakın yaralının olduğu katliamda, Gazze şeridinde çoğu çocuk, yaşlı ve kadın olmak üzere 2,1 milyon insan açlık, yoksulluk ve ölüm riski ile karşı karşıya bırakılmıştır. İnsani kayıpların yanı sıra saldırıda zarar gören yapıların bilançosu da, hayatta kalan insanlar için zorlayıcı bir noktadadır. Hasarlı veya yakılan konut sayısı 436 bin, yıkılan kamu binası sayısı 225, yıkılan eğitim binası sayısı 156, hasarlı eğitim binası sayısı 382, yıkılan cami sayısı 833, yıkılan kilise sayısı 3 olarak tespit edilmiştir. Uygulanan abluka nedeniyle çocuklar açlıktan hayatını kaybederken, insani yardım alabilmek için toplanan insanların üzerine İsrail mermileri yağmaya devam etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin iyi ilişkiler yürüttüğünü sürekli olarak dile getirdiği ABD de bu katliamı desteklemektedir. ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın bir süre önce dile getirdiği Filistinlilerin Gazze’den çıkarılması planı uygulamaya konulmuştur. İsrail, Doğu Kudüs ile Gazze arasına yeni bir yerleşim alanı kurma isteğiyle, 1967 Birleşmiş Milletler Kararındaki başkenti Doğu Kudüs olan Bağımsız Filistin Devletinin coğrafi yapısı ortadan kaldırılmak istenmektedir. İsrail Savunma Bakanlığı’nın 8 Ağustos 2025 tarihinde Gazze’nin işgaline ilişkin planı onaylamasının ardından Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin konuya ilişkin yürüttüğünü duyurduğu adımların yetersiz kalmıştır. İktidar, her defasında Gazze’ye insani yardım gönderildiğini duyursa da Gazze Şeridi’nde görev yapan Filistinli Dr. Sahr Hamad’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ithafen kaleme aldığı mektubunda yer verdiği ‘Vallahi Sayın Cumhurbaşkanı, sizden askerî bir destek istemedik –ki o da bir haktır – sadece su, gıda ve zalimi engelleyip mazlumu kurtaracak gerçek bir yardım koridoru ve adımları istedik. Oysa zalimler, tüm silah ve destek unsurlarını suçluya ve zalime ulaştırırken, siz bize bir şişe su, bir parça ekmek bile ulaştıramadınız’ şeklindeki sözleri Türkiye’den yapılan yardımların miktarının ve nereye gittiğinin sorgulanmasını gerekli kılmıştır.
Aşağıda imzası olan milletvekilleri olarak daha önce; İsrail ile üstü kapalı devam ettirilen ticaretin bir an önce bitirilmesi, ambargoların uygulanması, ikili anlaşmaların sonlanması, İsrail’e mühimmat taşıyan gemilerin limanlarımıza yanaştırılmaması, İsrail’e destek veren şirketlerin Savunma Sanayi Fuarlarına alınmaması, Türk firmaları ile anlaşmalar imzalamaması gibi birçok konuda, muhalefet partileri olarak verdiğimiz araştırma önergeleri reddedilmiştir. İsrail’in yürüttüğü bu işgal hareketi, Birleşmiş Milletler kararlarına ve uluslararası hukukun temel ilkelerine açıkça aykırıdır. Savaş suçlarına giren insanlığa karşı işlenen bu katliam hareketi yalnızca Filistin halkına değil, tüm insanlığın ortak vicdanına karşı yapılmaktadır. Bizlerin, bugün Gazze’de yaşananlara sessiz kalmaması gerekmektedir. Filistin halkının maruz kaldığı zulme ve İsrail’in emperyalist arzularına karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Filistin halkıyla dayanışmasını güçlü bir şekilde göstermelidir. Filistin sorununda, barışçıl çözüme dönülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendisinden beklenen tarihi misyonu üstlenmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Gazze’de yaşananların tüm boyutları ile ele alınması ve diplomasinin kişiler arası hukuktan çıkarılıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasının yeniden rayına oturtulması gerekmektedir. İsrail’in başlattığı saldırılarda 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı 112’si çocuk olmak üzere 271’e ulaşmıştır. Gazze’de yaşanan soykırımı, tehciri ve bölgenin boşaltılmasını engellemek, Filistin halkına gönderilen insani yardımların ulaştırılması önündeki engellerin kaldırılmasını sağlamak, tüm olanakların araştırılması ve imkanların zorlanması adına gerekli adımların atılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 102’inci maddesi gereğince genel görüşme açılmasını talep ve arz ederiz.”