Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Özgür Özel: “Sayın Akın Gürlek’e soruyorum: Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan?”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ekrem Başkanı, yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle, itibarsızlaştırmaya çalışan, terörle irtibatlamaya çalışan ve Ekrem Başkan gibi milliyetçiyi, vatanseveri casuslukla itham edip ikinci tutuklamasını yaptırtan kişiye, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na, Sayın Akın Gürlek’e soruyorum: Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan? Yarın akşama kadar bu sözlü soruma cevap bekliyorum. Cevap gelmediği takdirde yarın akşamki mitingimizde bu sözlü sorumun cevabını verdikten sonra tüm basın yayın organlarına ilgili belgeleri yolluyorum. Hadi bakalım” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ekrem Başkanı, yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle, itibarsızlaştırmaya

(TBMM) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ekrem Başkanı, yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle, itibarsızlaştırmaya çalışan, terörle irtibatlamaya çalışan ve Ekrem Başkan gibi milliyetçiyi, vatanseveri casuslukla itham edip ikinci tutuklamasını yaptırtan kişiye, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na, Sayın Akın Gürlek’e soruyorum: Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan? Yarın akşama kadar bu sözlü soruma cevap bekliyorum. Cevap gelmediği takdirde yarın akşamki mitingimizde bu sözlü sorumun cevabını verdikten sonra tüm basın yayın organlarına ilgili belgeleri yolluyorum. Hadi bakalım” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilşikin değerlendirmelerde bulundu. Özel, şöyle konuştu:

“Bu kürsüden geçen sene 18 Şubat günü, ‘Bir darbe mekaniği işliyor’ demiştim. Normalde darbeler, bütün dünyada bugüne kadar bilindiği kadarıyla birileri tarafından iktidara yapılır, muhalefete de dönerler bakarlar sen bu işin bir yerinde var mısın diye. Allaha şükür CHP 15 Temmuz Darbesi’nde de bundan önceki herhangi bir darbede de o demokrasi treninden inmediğiyle övünür. 15 Temmuz’da bize her türlü kötülüğü yapana darbe yaptılar. Dedik ki ‘Seçim dışında bir göreve talip olmayız. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasındayız, darbecilerin karşısındayız.’ Ama şimdi yepyeni bir darbe modeliyle karşı karşıyayız. Mevcut iktidarın geleceğin iktidarına yaptığı darbe. Halefin selefe yaptığı darbe. Selefin halefe yaptığı darbe. Selefi merakında olanların yapmış oldukları geleceğe yönelik bir darbe. Ülkenin cumhurbaşkanının bir sonraki cumhurbaşkanına yaptığı darbe. Onun hazırlığındalar diye burada söylemiştim.

“Aziz İhsan Aktaş’ın kaçtığı söyleniyor”

Sonra 19 Mart’ı yaşadık ama esas mesele Esenyurt Belediyesi’ne 30 Ekim günü önce gözaltı yapılıp belediye başkanımız, sonra tutuklanıp belediyeye kayyum atanmasıyla başladı ve o günden bugüne o darbe süreci devam ediyor. Nihayet eylül ayı başında dedikleri iddianame yeni çıktı. Bir günde çöp oldu. Bir buçuk kanal arkasında durmaya biraz çalıştı. Okundukça perişan oldular. Bu muymuş, öyle miymiş dendi. Şimdi işte bekliyoruz, yarın ne olacak? Ama şu var: 704 yıl bir suç örgütü lideri var, Aziz İhsan Aktaş. Ben söylemiyorum, savcı söylüyor. Suç örgütü lideri diyor. Örgütü bu kurdu diyor. Sonra geldi bize itiraf yaptı diyor. Önüne gelene bir şey söyledi diyor. 704 yıl da hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir. Ama 704 yılla yargılanan adam içeride, onun iftirasıyla dört yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. 704 yılla yargılanan geziyor, dört yılla yargılanan cezaevinde yatıyor, altı aydır, sekiz aydır on aydır. O dört yıldan yargılanan dört yıllık cezayı alsa yattığı süre neredeyse alacağı cezaya denk geliyor. Cezanın yatarı o kadar zaten. Böyle bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Korkunç bir süreçle karşı karşıyayız. Tuttular, biraz önce söyledim, hırsız dediler, yolsuz dediler, terörist dediler, onu dediler bunu dediler. Baktılar olmuyor. İddianame yarın inşallah tesnip zaptıyla bütün arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmaya başlar. Beklentimiz o yöndedir. Hukukun, adaletin, vicdanın gereği odur. 704yılla yargılanan suç örgütü lideri gezerken dört yılla yargılananı içeride tutamazsınız. Herhangi bir suçladığın kişiyi içeride tutamazsın. Çünkü bu kadar iftira üzerinden yürüyemezsin.

“Casusluk icat edip, yedek bir davadan tutuklama yaptılar”

Ama bir yandan da İBB dosyası gelecek. Diyorlar ki kendileri diyorlar, ben öyle bir kıyası kendim asla yapmayı doğru bulmam, kendi yandaşları diyor ki ‘Güçlü olan Beşiktaş’tı tutmadı. Aziz İhsan Aktaş’tı tutmadı. İBB çıkınca nasıl savunulacak bu?’ Namuslu bir hakime denk gelirse ki kahir ekseriyeti namuslu, umarız bu çetenin etkisinde korkusunda olan birine denk gelmez. ‘Tutuksuz yargılanır bunlar’ diyor. Bundan panik oldular. Bir casusluk icat edip, yedek bir davadan tutuklama yaptılar. Yedek bir davadan tutuklama İBB dosyasına güvenemedikleri için orada ortaya bir tek kanıt koyamadıkları için. Şimdi bu casusluk meselesine kısaca bir bakmak lazım. Şöyle özetlemek isterim, çok çarpıcı çünkü, Hüseyin Gün denen kişi İngiltere, İsrail ve ABD’ye casusluk yaptığını itiraf eden, ‘casusluk yaptım’ diyen ve son evrede itirafçı olup ‘İmamoğlu’yla birlikte çalıştım’ diye iftira atan birisi. ‘Annem sizinle fotoğraf çektirmek istiyor’ diye gelip yaşlı, manevi annesini sonradan şüpheli bir ölümle rahmetli olmuş hanımefendi, Ekrem Başkan’la fotoğraf çektirmek dışında bir teması yok. Bu iktidar döneminde Milli İstihbarat Teşkilatı dahil 86 milyon kişinin çalınan bütün verileri Ankara 23, 28, 33’üncü ağır cezalarda 27’inci idare mahkemesindeki açık dosyalarda sekiz bakanlık ve bağlı kuruluşlarının hepimizin TC’sinden kullandığımız ilaca yaptırdığımız tahlile, aldığımız maaşa, her şeyimizin bütün bilgileri çaldırılmış durumda. Hakan Fidan çaldırdı. Yeni yeni yargılanma imkan var. O biraz üstünü örtmeye çalıştı.

“Nal gibi yazısı var dosyamızda”

Bu veriler çalındı ve duruyor. Bu Hüseyin Gün’e soruyorlar İBB verilerini, kendi ifadesinde diyor ki 2018 yılında İBB verilerinin Darkweb’de satılmaya başlandığını söylüyor, Ekrem Başkan’dan önce. Parasını verirsen bu verilerin hepsi orada duruyor. Yani Ekrem Başkan alsa buna verse bu satmaya götürse ‘Satılmışı var bunun elimizde var. Bu para etmez. Sen parayı ver ben sana alasını vereyim’ diyecekler. Bu veriler öyle veriler. Bu iftiracı AK Parti’nin referansıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sunum yapmış, AK Parti yollamış. Bu iftiracı geçmişte İngiltere’de Lordlar Kamarasında AK Partili bakanlarla, milletvekilleriyle birlikte Türkiye adına sunum yapmış. Ekrem Başkan 17 Nisan 2019’da gelmiş, 18 Nisan günü şunu yapmış, ‘şu verileri bir yedekleyin’ başı gözü sağken. Hani sonradan 34-35 tane yolsuzluk dosyası çıkacak. Onlara Süleyman Soylu el koyacak. Örtbas edecek. Şimdiki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı da bu dosyaların hiçbiriyle ilgilenmeyecek ya, o AK Parti dönemindeki bu pis işlerin kayıtları için demiş ki hani o gün giriyor ya kamera peşinde, yemekte ne var diyor. ‘Normal yemek bu ama size antrikot’ deyince ‘Olmaz öyle. Bundan sonra herkese tek yemek’ diyor. O gün bilgi işlemede diyor ki ‘Şu verileri bir yedekleyin.’ AK Partili bilgi işlemci Bilgi İşlem Daire Başkanı telefon açıyor AK Parti’ye. ‘Bu verileri istiyor’ diyor. ‘Verme’ diyorlar. Bölge İdare Mahkemesinden pat diye karar çıkarıyorlar. İdare mahkemesinden karar çıkarıyorlar. Verdiği sözlü, sonra kabul etmeyince yazılı talimatın durdurulması için. Süleyman Soylu açıklama yapıyor övünerek, ‘Her ne kadar istediyse de mahkeme kararı ve etkin müdahalemizden sonra geri adım atmıştır. Verileri kopyalayamamıştır. Bu yüzden soruşturulmasına gerek yoktur.’ Nal gibi yazısı var dosyamızda.

“10 Haziran günü İBB’de biz yokuz, kayyum var”

Diğer taraftan diyorlar ki ’10 Haziran’da Necati Özkan’la bu kişi görüştü, verileri aldılar, kopyalanmayan verileri alacaklar.’ 10 Haziran günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni Ekrem İmamoğlu yönetmiyor. Bugünkü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yönetiyor. Çünkü 6 Mayıs günü mazbatamızı iptal edip seçimlerin yenilenmesine karar verip İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’yı İBB’nin başına oturttu bunlar. 10 Haziran günü İBB’de biz yokuz. Kayyum var. Seçim var. Biz meydanlardayız. Millete derdimizi anlatıyoruz. 13 bin olan farkı ayıptır söylemesi 806 bine çıkarmakla meşgulüz o sırada. Utanmazlığın dik alası olduğu için okumak isterim, bize birlikte casusluk yaptığınız dedikleri Hüseyin Gün’ün casusluğu birlikte yaptığını söyledikleri İngiliz Christopher Paul McGrath, 2024 Aralık, geçen sene aralıkta 10 ay önce Çevre Bakanlığı’ndan lisans yönetim ihalesi almış. 2025 Haziran bundan üç dört ay önce, bu haziran, Ekrem Başkan hapisteyken, bu adam Sanayi Bakanlığı’ndan siber istihbarat ihalesi almış. Ekrem Başkan hapisteyken devlet, Ekrem Başkan’la birlikte ajanlık yaptığını iddia ettikleri şirkete siber güvenlik ihalesi veriyor.

“Kozmik odaya giren savcı Mustafa Bilgili mi casus yoksa onun önünü açan Recep Tayyip Erdoğan mı casus?”

Konuşmamızın özel bir köşesindeyiz. Köşenin adı ‘Hak etmediğimizi duyarsak, hak ettiğinizi duyarsınız’ köşesi. Hak etmediğimizi duyarsak, hak ettiğinizi duyarsın köşemize hoş geldiniz. Casusluk nedir? Yıl 2009. O zaman hoca efendi ama CIA beslemesi dedikleri FETÖ’nün savcısı Mustafa Bilgili, Genel Kurmay Ankara seferberlik bölge başkanlığının kozmik odasına girmek ister. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ kozmik odaya girilmesine izin veremeyeceğini durumu Başbakan Erdoğan’a anlatacağını, ileteceğini söyler. Erdoğan’la görüşmeye gider. Görüşmenin ardından kozmik odaya girilmesine izin vermek zorunda kalır. Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük casusluk faaliyetidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kozmik odası Türk Silahlı Kuvvetleri’nin namahrem odası artık FETÖ’cüler eliyle Amerikan istihbaratındadır. Şimdi kozmik odaya giren savcı Mustafa Bilgili mi casus yoksa onun önünü açan Recep Tayyip Erdoğan mı casus? Kararı millet versin.

“Fethullah Gülen mi casus ‘ne istedilerse verdi’ diyen Recep Tayyip Erdoğan mı casus?”

Yıl 2011. Seçimlerin hemen öncesi Danıştay’a 50, Yargıtay’a 108 yeni üye atanacak, CIA talimatlı Fethullah Gülen çetesi Amerika’dan harddisk içinde listeyi gönderir. O isimlerin atanmasını isterler. Danıştay’a 50’de 50, Yargıtay’a 108’de 107’i Gülen’in listesinden atama yapılır. Şimdi Fethullah Gülen mi casus ‘Ne istedilerse verdi’ diyen Recep Tayyip Erdoğan mı casus? Ya da İlker Başbuğ’u terörist iftirasıyla tutuklayan, tutuklatan Zekeriya Öz mü casus onun altına zırhlı arabasını yollayan Recep Tayyip Erdoğan mı casus? 15 Temmuz Darbesi’ni yapan rütbeli askerleri o göreve atayan Genel Kurmay Personel Daire Başkanı İlhan Talu bizzat FETÖ’cü çıktı. Şimdi onu o makama atayan Hulusi Akar mı casus, Hulusi Akar’ı bakan yapan Recep Tayyip Erdoğan mı casus? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir kez başbakan odası böcekle dinlendi, yıl 2013. İki yıl aradılar bulamadılar. Dinlemeyi yapan bugünün Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler’in yaveri FETÖ’cü Mehmet Akkurt’tu. Şimdi yıllarca bugünün Genel Kurmay Başkanı’nın Milli Savunma Bakanı’nın yanındaki kişiyi FETÖ’cü olarak oraya koyan o cemaat mi casus yoksa o atamayı yapan Recep Tayyip Erdoğan mı casus? Dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan, Basri Aktepe’yi elektronik ve istihbarat daire başkanı olarak atadı. Tüm telefon dinlemeleri, izlemeler, teknik takipler, istihbarat adına ne varsa Hakan Fidan Aktepe’yi bunun başına getirdi. Bu FETÖ ajanı çıktı. Ve bu kritik koltuktan sonra bütün bilgileri CIA’ye Aktardığı ortaya çıktı. Şimdi Aktepe mi casus onu buraya atayan Hakan Fidan mı casus, Hakan Fidan’ı MİT başkanı yapan Erdoğan mı casus? Grup toplantımızın hak etmediğimizi duyarsak, hak ettiğinizi duyarsınıza ilişkin bu haftalık kısmı bu kadar. Sayın Erdoğan’ı, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ı haftaya bu köşeye yine beklerim.

“Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan?”

Bir de haftanın sözlü sorusu, AK Parti sözlü soruyu kaldırdı ya, Anayasa’da yok. Bizde var. Haftanın sözlü sorusunu soruyorum, Ekrem Başkanı, yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle, itibarsızlaştırmaya çalışan, terörle irtibatlamaya çalışan ve Ekrem Başkan gibi milliyetçiyi, vatanseveri casuslukla itham edip ikinci tutuklamasını yaptırtan kişiye şunu soruyorum, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na soruyorum, Sayın Akın Gürlek’e soruyorum: Hakimler Savcılar Kanunu’nun 2802, 48’inci maddesinin son fıkrası şöyle ‘Hakim ve savcılar kanunlarda belirlenenden başka resmi ve özel hiçbir görev alamazlar. Kazanç getirici faaliyette bulunamazlar.’ Kanun böyleyken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na soruyorum, başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan? Sözlü sorular süresi içinde yanıtlanır ve Meclis’e gelip muhatabının yüzüne okunurdu. Tatmin olmazsa yeni soru sorardı. Yarın akşama kadar bu sözlü soruma cevap bekliyorum. Cevap gelmediği takdirde yarın akşamki mitingimizde bu sözlü sorumun cevabını verdikten sonra tüm basın yayın organlarına ilgili belgeleri yolluyorum. Sözlü sorumun süresi yarın akşam bitiyor. Hadi bakalım”

(Sürecek)