Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Özgür Özel: “Demirtaş ve Yüksekdağ dahil, siyasi tutukluların serbest kalıp demokratik siyasetin önünün açılması gerekir”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Sayın Selahattin Demirtaş ve sayın Figen Yüksekdağ dahil, siyasi tutukluların serbest kalıp demokratik siyasetin önünün açılması gerekir” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Demirtaş için “Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” sözlerine atıfta bulunan Özgür Özel, “Bugün ‘Hayırlısı bu’ diyorsanız, dönüp de bir özür borcunuz yok mu acaba” diye sordu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Sayın Selahattin Demirtaş ve sayın

(TBMM) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Sayın Selahattin Demirtaş ve sayın Figen Yüksekdağ dahil, siyasi tutukluların serbest kalıp demokratik siyasetin önünün açılması gerekir” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Demirtaş için “Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” sözlerine atıfta bulunan Özgür Özel, “Bugün ‘Hayırlısı bu’ diyorsanız, dönüp de bir özür borcunuz yok mu acaba” diye sordu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, şöyle konuştu:

“Bundan önce çıkıyorum otobüsün üstüne, arkadaş dört tane yolsuzluk. Adası belli, paftası belli, yapan belli, imzayı atan belli, ihaleyi veren belli, alan belli. Söylüyorum. Hadi, tık yok. Bayrampaşa’da AK Parti ilçe yöneticisi diyor: ‘Otoparkı AK Parti döneminde işletirken, iki – üç ayda bir belediye başkan yardımcısı otopark parasını elden alırdı, yatırmazdı. İleride borç çıkardı, aynı kirayı iki kere öderdik, o parayı yerdiler. Allah razı olsun sen yemiyorsun. Savcı gelsin sorsun, bunu anlatırım’ diyor. Bu adamı çağırmıyor. Oraya kaçak büfe yapmış adam. ‘Yapamazsın’ diyen belediye başkanımıza ‘Yık da göreyim’ demiş. Bizimki yıkmış. Partiden istifa etmiş, itirafçı olmuş, iftiracı olmuş. Geçen gün yapılan şaibeli seçimden sonra gitmiş Bayrampaşa’ya belediye başkan yardımcısı olmuş. Öbürü bizim Bulgaristan Türkleri çok kıymet verdiğimiz insanlardan, ‘Birini oraya koyalım’ denmiş. O insanlar hem oy vermiş, hem gönüllerini bize vermiş. Gönüllerini bize basmışlar. Gönüllerine belediye başkanımızı basmışlar. Birileri gitmiş oradan AK Parti o işlere şaibe karıştırmış. Onların hepsinin günü, vakti gelince teker teker her türden hesabı sorulacak. Ama Bayrampaşa Belediyesi el değiştirmiş. Çıkmışlar utanmadan teşekkür konuşması yapıyorlar. Bayrampaşa’ya teşekkür ediyorlar. Arsız adam. Bayrampaşa’ya teşekkür edecek biri varsa o Silivri’de yatan Hasan Mutlu. Bir parti varsa Cumhuriyet Halk Partisi. Biz kazandık Bayrampaşa’yı, sizi defettiler oradan. Büyük bir haksızlığa, büyük bin tane haksızlığa, ellerindeki parti bayrağını hiç bırakmadan, İstanbul’un bütün ilçelerinde mücadele eden ilçe başkanlarımızı ve İstanbul İl Başkanımızı ağırlıyoruz bugün. Hepsini yürekten kutluyorum, hepsini alınlarından öpüyorum. İyi ki varlar.

“Ama aynı zamanda demokratik Türkiye istiyoruz”

Şimdi ‘Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümü demokratikleşmeden geçer’ diye hep söylüyoruz. Birileri Terörsüz Türkiye dediler, hatta dediler ‘Karşı mısınız?’ Ne demek karşı olmak? Terörsüz Türkiye, ama aynı zamanda Demokratik Türkiye istiyoruz. Şimdi birileri ‘Terörsüz Türkiye’yi şöyle yapalım, demokrasi taleplerini bir yana bırakalım’ diye uğraşıyorlar. Bu sorunun demokratik zeminde çözülmesine önemli bir destek var. Ama bu işi yapmakta olanlara güven yok. Bir yandan Meclis Komisyonu, bizim fikrimiz olan komisyonu çalıştırmaya, demokrasi için adımların atılmasına gayret ediyoruz. Ama bir yandan da o komisyonu sadece dinleme komisyonuna çevirip, işlevsizleştirmeye çalışanları da bir yandan izliyoruz. Memlekette Terörsüz Türkiye’ye yürünecek. Şu anda 13 belediyede kayyım var. Altında 11 partinin imzasının olduğu kayyım uygulamalarına karşı kanun metni var, teklifi var. Erdoğan’ın ‘Bundan sonra kayyım istisna olacak -kaide yaptığını kabul ediyor- İstisnaya dönecek’ ifadesi var. Orada durup duruyor. Diğer taraftan Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan Kent Uzlaşısı ayıbının ortadan kaldırılmasına yönelik herhangi bir adım yok. Tutukluluk halleri devam ediyor.”

“Demirtaş’ın bu erdemli, bu onurlu, bu sabırlı, bu örnek olacak tutumu karşısında kendisine yürekten bir teşekkür ediyorum”

CHP Lideri Özgür Özel, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararına ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Demirtaş’a ilişkin açıklamasına ilişkin şunları söyledi:

“Bir taraftan Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ dahil, siyasi tutukluların serbest kalıp demokratik siyasetin önünün açılması gerekir. 4 Kasım 2016, bugün dokuzuncu yılıdır. Dokuz ve 12 yaşındaki kızlarının yanından alınmış Selahattin Demirtaş, götürülmüş. Şimdi bir kızı 18, bir kızı 21 yaşında. İki evlat hayatlarının en önemli dokuz yılını babalarından mahrum geçirmişler. Her başvurudan sonra Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi oraya bile gidip itiraz ettiler. O itirazları da reddedildi. Ve bugün Selahattin Demirtaş’la ilgili bir tahliye başvurusu yapıldı.

Buna Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘Hayırlı olacaktır tahliyesi’ demesi çok hayırlı bir demeç. Hayırlı şeye hayırlı söyleyelim. Ama dokuz yıl önce tek başına karar vermesi gereken Türkiye’deki bütün hakimleri, bir gece yarısı koordine edip de farklı farklı yerlerden siyasetçileri alıp da önceden hazırlanmış ta Edirne’deki ta Kocaeli’ndeki, Gebze‘deki cezaevlerine gönderen o mekanizmanın kurgulanması hayırlı mıymış Türkiye için? Dün bunları yapmakla övünenler, Selahattin Demirtaş‘ı içeri atmakla övünenler, Figen Yüksekdağ’ı içeri atmakla övünenler, Osman Kavala’yı AİHM kararına rağmen içeride tutmakla övünenlere soruyorum. Bugün ‘Hayırlısı bu’ diyorsanız, dönüp de bir özür borcunuz yok mu acaba? Açık söyleyeyim. Bizim de var. Her ne kadar o zaman 120 milletvekilinin 100’ü red oyu verse de, her ne kadar o dönem bizler partide buna karşı bir mücadele vermiş olsak da Cumhuriyet Halk Partisi’nin 20 – 25 tane ‘İşte efendim referanduma gitmesin de geçecekse buradan geçsin’ diye kullanılan o oylarda bu partinin de kusuru var. Partinin bugünkü Genel Başkanı olarak tarih önünde o günkü kusur için tüm Türkiye’den, Türk milletinden özür diliyorum. Bugünkü Genel Başkan sıfatıyla.

Şu kadarcık kusuru vardı partinin. Sonra kusurun yüzde 99’unun sahipleri, şimdi bugün gelmişler sütten çıkmış ak kaşığa dönmüşler. ‘O hayırlı olur, bu hayırlı olur.’ Yine karşısında halen daha Selahattin Demirtaş diyebiliyor ki, ‘Sadece benim açımdan değil, 86 milyonun kardeşlik hukuku açısından önemsiyorum bu kararı.’ Selahattin Demirtaş’ın bu erdemli, bu onurlu, bu sabırlı, bu örnek olacak tutumu karşısında kendisine yürekten bir teşekkür ediyorum. Yürekten. Herkesin yapacağı iş değil bu.

“O gün rejimin şeytanı Selahattin Demirtaş’tı. Bugün rejime şeytan lazım. Ekrem İmamoğlu var”

Bir de işin bu tarafına bakalım şimdi. O gün Selahattin Demirtaş’a ‘terörist’ diyenler, ‘eli kanlı’ diyenler, ‘bilmem kaç kişinin ölümünden mesul’ diyenler, neredeyse ‘İdamı getirelim, asalım’ diyecek olanlar, bugün ‘Oralar hayırlı’ diyor, ‘Doğru’ diyor. Bugün ne diyor? Çünkü rejim şeytan değiştirdi arkadaşlar. Rejim şeytan değiştirdi. Bu rejim düşmanlık üzerine kurulu bir rejim olduğu için, kavga üzerine kurulu bir rejim olduğu için, korku üzerine kurulu bir rejim olduğu için, güya kendinde olmayan ama devletin kuvvetini ele geçirdiği devlette haksız kullanarak ayakta kalan rejim olduğu için, o gün rejime düşman lazımdı, şeytan lazımdı. O gün rejimin şeytanı Selahattin Demirtaş’tı. Bugün rejime şeytan lazım. Ekrem İmamoğlu var. Bugün el uzattıkları, af diledikleri, övdükleri, dün onların düşmanıydı, partinin adı HDP’ydi, DEM’di. ‘HDP’yi kapatmayan Anayasa Mahkemesi’ni kapatalım’ diyorlardı. Bugün orada başka bir yere geçtiler.

“Bu ülkenin umudu o yüzde 81’de, 86 milyonda”

Ama umudu da anlatamayan, kardeşliği anlatamayan, kardeşlik hukukundan nasibini almamış olanlar bugün ‘yeni düşman’ Cumhuriyet Halk Partisi‘nin, kendilerince ‘yeni şeytan’ Cumhuriyet Halk Partisi’nin düşmanlığıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ama burada ihmal ettikleri bir şey var. Bu millet dünü de gördü, bugünü de gördü. O gün dediğinizi de duydu, bugün dediğinizi de duydu. Bu partinin dününü, bugününü, yarını biliyor. Bu partinin samimiyetini, bu partinin seçim kazandığında senin gibi evin önünde dahi hemen bir otobüs üstü bulup ‘Bay Kemal’ diye dalga geçmelerini, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ diye ikrarlarını ya da alayına da gördü. Seçimi kazandığı akşam ‘Komşunuz AK Partili ise üzmeyin onu, korna basmayın ve davul çalmayın’ diyenleri de gördü. O yüzden en kısa sürede adaletin tecelli etmesini, tüm siyasi tutsakların serbest kalmasını bir kez daha talep ederken milletimize de şunu söylüyorum: ‘Bir ay sonra insan içine çıkamayacaklar’ diyenler Türkiye’nin her köşesinde, meydanlarda o kentin en kalabalık mitingini yapıyor. ‘Birbirinin gözüne bakamayacak’ denenler milletin gözünün içine bakıyor ve haklılığını anlatıyor. Anketlerde ‘Casusluk suçlamasına inanmıyorum’ diyen yüzde 81 var. Bu ülkenin umudu o yüzde 81’de, 86 milyonda.”

Özgür Özel, AK Parti’nin iktidarının 23’üncü yılı olduğunu hatırlatarak, ekonomiye yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı:

“AK Parti’nin 23’üncü yılı… Erdoğan iktidara gelişlerini ‘Şanla şerefle 23 yıl’ diye tanımladı. 23 yılda, gerçekten bu kadar övgü madalyasız olmaz. Ben hafta sonu maraton koştum, bir madalya kazandım. Sayın Erdoğan kıskanıyor böyle şeyleri. Keşke birlikte koşabilsek. ‘Siyaset yumuşar, iyi olur’ falan. O diyor ya ‘yumuşama.’ Ama ben madalyasız bırakmam, madalya törenini yapmamız lazım. AK Parti, 23 yılda 3,2 trilyon dolar vergi topladı. Kendinden önceki 79 yıllık Cumhuriyet döneminde toplanan verginin altı katı. Dolar bazında. Dolar bazında 79 yılda toplanan verginin altı katını 23 yılda toplamışlar. Toplanan o devasa vergi 3,2 trilyon dolar. Özelleştirmeden de 63,4 milyar dolar kazanmışlar. Bunların sonunda, 23 yılın sonunda ‘Şanla, şerefle birinciyiz.’

“Bu beşi bir yerdeyi Erdoğan’a takalım, öyle gezsin”

Yoksullukta Avrupa birinciliği madalyasını Sayın Erdoğan’a takıyorum. İşsizlikte Avrupa birinciliği madalyası, gelir adaletsizliğinde Avrupa birinciliği madalyası, faizde Avrupa’da birinci ama dünyada ikinci olmuş. O geçene çok kızacak. Faizde dünyada ikincilik, enflasyonda dünyada beşincilik madalyası. Bu beşi bir yerdeyi Erdoğan’ın boynuna takalım, öyle gezsin. Ama hukukun üstünlüğünde 143 ülkeden 118’inci sıradayız. Basın özgürlüğünde 180 ülkeden 159’uncu sıradayız. Bu ayıp, bu ülkeyi yönetip ya da yönetenlere kayıtsız şartsız destek verip ekonomiyi bu hale getirenlere, memleketi bu hale getirenlere yeter. Ama hani Erdoğan ‘Şurada beşinci oldum’ diyor ya. Enflasyonda dünya beşincisi. ‘Dünya beşten büyüktür.’ Olur mu öyle şey? Kimmiş onlar? Bakın Erdoğan’ı geçenler; Venezuela, Güney Sudan, İran, Burundi. Ve Türkiye sıralamada. Birinde siyasi kriz, birinde iç savaş, birinde siyasi kriz ve yaptırımlar, birinde iç savaş ve kıtlık.

Dünya beşincisi, dünyadaki 200 küsur ülke bizden iyi, dünya beşincisi Türkiye. Bizde de sivil darbe var, başka bir şey yok. Başımızda bir cunta. Dünyanın en yüksek beş enflasyonlu ülkesi bunlar. Düşük enflasyona sahip beş ülke: İsviçre yüzde 0,1, Finlandiya yüzde 0,5, İsveç yüzde 0,9, Fransa yüzde 1, Almanya yüzde 2,3. ‘Almanya bizi kıskanıyor.’ Yıllık enflasyon 2,3. Bizim ekim enflasyon daha yüksek geldi. Buradakilerin ortak özelliği hukukun üstünlüğüne, basın özgürlüğünde ilk 10’un içinde hepsi. Bunu görmek, bunu anlamak, bunu anlatmak lazım.

“Dedeağaç’a alışveriş turu”

Diğer taraftan tabii Sayın Erdoğan kızıyor bana ‘Eline bir şey alıyor, altın hesabı yapıyor’ diyor. Gerçekten altın hesabı yapmamaya karar verdim bugünlük. Bakın Sayın Erdoğan’a hesabı göstereyim: TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 32,8. ENAG, bunu yüzde 60 buldu. Şimdi TÜİK enflasyona yüzde 32,8. Ama 200 TL’lik peynir, bir yılda 355 TL olmuş; yüzde 77. Dana kıyma 550 TL’den 900 TL olmuş; yüzde 63. Ayçiçek yağı 95 TL’den 170 TL’ye çıkmış; yüzde 79. Bu üç ürünün ortalama enflasyonu yüzde 68. Yani vatandaş geçmişte konuşuyorduk ya pinpon topu, bakır çubuk falan filanla değil, bununla karın doyurduğu için vatandaşın enflasyonu yüzde 68. Maalesef gördüm bunu şaşkına döndüm. Tur şirketleri tur düzenliyor Trakya’da, İstanbul’da. Sadece 35 Euro’ya; ‘Dedeağaç’ta gez ve alışveriş yap.’ Bin 400, bin 500 TL para veriyorsun tur şirketine. Yunanistan’a götürüyor seni. Geziyorsun, alışveriş yapıyorsun. Tur da bedavaya geliyormuş. Nasıl? Bizde 355 TL olan peynir, Yunanistan’da 240 TL imiş. Bizde 900 TL olan kıyma Yunanistan’da 350 TL imiş. Bizde 170 TL olan ayçiçek yağı Yunanistan’da 70 TL imiş. Sadece bu üçünü aldığında Türkiye’de bin 400 TL ödüyormuşsun, Dedeağaç’ta 660 TL imiş. İşte 23 yıl sonunda ‘şanla şerefle’ Erdoğan’ın övündüğü Türkiye.”

(SON)