(TBMM) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “2 yıl önce 41 milyon ayırdıkları çocuk işçiliğiyle mücadeleye bu sene bütçe dahi ayırmamışlar. Aynı bütçede MESEM üzerinden patronlara verilmek üzere teşvik kalemine ise 6 milyar lira koymuşlar. Bir tarafa bin lira, bir tarafa patronlar için, MESEM’de çocuk çalıştırsınlar diye teşvik kalemine 6 milyar lira koymuşlar. Görevi sürecinde 16 tane Soma katliamı olan, çocuk işçilikle mücadeleye para koymayan, çocuk işçilik sistemine teşvik koyanların, Kartalkaya’nın baş sorumlularının, Gebze’de çöken binanın sorumlularının pişkin pişkin oturup bir gensoruya dahi muhatap olmadıkları düzenin adına AK Parti’nin kara düzeni diyoruz. Mutlaka bu düzenin sonunu getireceğiz” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Grup salonuna girerken “Hak, hukuk, adalet” ve ‘Cumhurbaşkanı İmamoğlu’ sloganlarıyla karşılanan Özel, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 87. yıl dönümü olan 10 Kasım’da Atatürk’ü anan herkesin önünde saygıyla eğildiğini belirterek şunları söyledi:
“Bugün Türkiye’nin dört bir yanından konuklarımız var, Ankara’nın Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından konukları vardı. Pazar gününden başladı, dün, bugün devam ediyor. Dün 10 Kasım’dı ve milyonlar Anıtkabir’e aktılar. Hep beraber Atamızın huzurundaydık. Ömrünü bu güzel ülkeye, aziz millete adayan Mustafa Kemal Atatürk’ü daha 57 yaşında, bundan 87 yıl önce ebediyete uğurlamıştık. Dün saat 9’u 5 geçe bizler Anıtkabir’deyken aracını durdurup önünde, vapurun güvertesinde çalan siren sesinde, fabrikada çalıştığı tezgahın önünde, tarlada tek başına başını öne eğen, elini kalbine koyan ve bu güzel vatanı borçlu olduğumuz Gazi Mustafa Kemal’i büyük bir sevgiyle, özlemle, minnetle anan herkesin önünde saygıyla eğiliyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Allah rahmet eylesin.”
“Cumhuriyetle birlikte ikinci büyük eseri olan baba ocağımızın çatısı altında onu bir kez daha özlemle anıyoruz”
Atatürk’ün vefatından 87 yıl sonra sevgi, coşku ve minnet duygularıyla anılmasının boşa olmadığını belirten Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anıtkabir’deki özel deftere yazdığı notu eleştirdi. Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk’ün iki büyük eseri olduğunu hatırlatan Özel, CHP’ye yapılan operasonlara tepki göstererek şunları söyledi:
“Son zamanlarda okuduğum bir anekdottan etkilendim: Bir gün Meclis’te bir milletvekili, İstanbul ya da Ankara illerinden birine Atatürk’ün adını verilmesini, böylelikle Atatürk’ün adının şehrin temellerine kazınmasını önermiş. Bunu duyuyor Paşa, milletvekillerini çağırıyor ve şöyle diyor, ‘Bir ismin dillerde kalması için şehrin temellerine sığınmasına gerek yoktur. Şehrin ismi İstanbul ama Fatih Sultan Mehmet’i hemen hatırlıyoruz. Eğer ben bir şey yapabildiysem şehrin temellerine ismimi yazarak değil, milletin kalbine yazarak anılmak isterim.’ İşte milletin kalbine yazıldığının en iyi göstergesi.
Dün biz, Sayın Erdoğan’ın başkanlığındaki devletimizi, Meclis’imizi, milletimizi temsil eden heyetimizle huzurdaydık. Sonra hep birlikte Misak-ı Milli Kulesi’ne geçtik. Sayın Erdoğan deftere yazdı, bize okudu. Tabi orada kendine bir şey söylenmez, doğru değil Atanın huzurunda ama şöyle okuyor: ‘Yüce Atatürk, ‘En büyük eserim’ dediğin cumhuriyete sahip çıkacağız.’ Atatürk’ün o sözünün o kadarını alan ve Atatürk’ün diğer büyük eserine bugünkü zulmü yapana, Atatürk’ün partisine kayyum atamaya çalışana, İstanbul’da kayyumlar atayana, davalar açana, partisi üzerinde hesaplar yapana, belediye başkanlarına haksız saldırılarla, ithamlarla bir yıl geçirene o cümlenin doğrusunu söyleyeyim, Diyor ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Benim iki büyük eserim var. Bunlardan birisi cumhuriyetse, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir.’ Biz onun cumhuriyetle birlikte ikinci büyük eseri olan baba ocağımızın çatısı altında onu bir kez daha özlemle, onun partisinde görev yapmanın verdiği gururla ve rahmetle anıyoruz.”
“Tarif, adres, tespit, ihbar var ama bunun karşısında denetim için ayak sürüyen ve dünkü felaketi bekleyen birileri var”
Kocaeli Dilovası’ndaki iş yerinde çıkan yangında 6 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin konuşan Özel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın göreve gelmesinden itibaren iş kazalarında 4 bin 836 kişinin hayatını kaybetmesine tepki gösterdi. Soma’daki ve Kartalkaya’daki faciaları da hatırlatan Özel şöyle konuştu:
“Cumhuriyet coşkusunu, birlikte olmanın heyecanını hep yüreğimizde hissediyoruz. Bu salonun enerjisi, muhabbeti, neşesi aslında CHP açısından nasıl bir yolda yüründüğünü gösteriyor ama maalesef bu ülkenin birer ferdi olarak; bu ülkede yaşadıklarımız, çoklu kriz ortamı her birimizi gerçekten her bir gün bir başka üzüntüyle, çelişkiyle, felaketle, haksızlıkla yüzleştiriyor. Maalesef onlardan bir tanesi de Kocaeli Dilovası’nda iş yerindeki yangında 3’ü çocuk yaşta 6 vatandaşımızı kaybetmemizle yüreklerimizi dağladı. Bu iş yerinin kaçak olduğu, kaçak işçi çalıştırdığı, çocukların emeğini sömürdüğü ortaya çıktı ve bir kez daha bir kara düzenle yüzleştik. 16 yaşındaki Cansu Esatoğlu, 17 yaşındaki Nisa Taşdemir, 17 yaşındaki Tuba Taşdemir emekleri sömürülen çocuk işçilerimizdi. Mahallelerinden defalarca şikayet edilmelerine rağmen işlem yapılmayan ve adeta göz göre göre felaketin beklendiği bir süreç yaşandı o mahallede. CİMER’e yapılan başvuru şu şekilde: ‘Kocaeli Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mahallesi İş Bankası şubesinin yanında, Vahdet Camii’nin bitişiğinde ismi, levhası olmayan parfüm imalat ve dolumu yapılan iş yerinde mahallemizin kadınları ve çocukları, yaklaşık 15 çalışan olup, bunların çoğu sigortasız çalışıp, iş güvenliği hiç olmayıp, ihtiyacı olan kadınların kovulma tehdidiyle çalıştırıldığı, yemek parasının 70 lira olduğu, ‘Yemeği de gidin kendiniz yeyin’ diyerek işçiyi, kadına sömüren bu doymaz iş yeri sahibini yüce devletimize şikayet ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim.’
Devlet dediğin binalar, bilgisayarlar, mail adreslerinden ibaret cansız bir yapı ama onu yönetmeye milletin yetki verdikleri var. İşte oradan saygıyla arz edilen devletten cevap geliyor: ‘İş sağlığı ve güvenliğine yönelik alınmayan tedbirlerin neler olduğunu, iş yerinin hangi kısmında ve ne zamandan beri alınmadığını, iş yerinin tam unvanını, tam adresini, iletişim bilgilerini belirttiğiniz takdirde başvurunuzu işleme alacağız. Çocuk işçilerin ise yaşları ve kimlik bilgilerini bizimle paylaşmanız gerekmektedir.’ Tarif, adres, tespit, ihbar var ama bunun karşısında harekete geçmeyip denetim için ayak sürüyen ve dünkü felaketi bekleyen birileri var. Kaçak işçi ve çocuk işçi çalıştıran tesisin sahipleri maalesef tanıdık çıktı. Şirket, pandemide Meclis’e tek başına kolonya ve dezenfektan tedariki yapan, benim Genel Kurul’a Tekirdağ’dan hareketle Meclis Başkanı Sayın Şentop’a, ‘Bu firma bu ihaleyi ne zaman aldı’ dediğimde önce o şirketin onları bedava verdiği söylenen, sonra davet usulü ihaleler çıkan ve yurt dışına sattığı kolonyalarda metanol bulunan, onu içeriye satan; yurt dışından getirdiği hammadde arasında uyuşturucu çıkan, tutuklanan ama sonra bir şekilde beraat eden Ali Osman Akat’ın, Akat ailesinin bir şirketi olduğu ortaya çıktı. Bu çağrılar, bu ihbarlar yapılıyor ama bir türlü gidilmiyor. ‘Bütün Dilovası’nı yıkacağım, sonra ancak burayı yıkacağım’ diyenlerin aslında 14 Nisan 2022’de Meclis’te tartıştığımız, AK Parti’ye yakın, AK Parti’nin koruduğu, ihaleler verdiği, Tekirdağ’da AK Parti siyasetine katkı sağlayan şirketi Kocaeli Dilovası’ndaki o katliamda gördük.
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı geldiğinden beri 30 ayda 16 tane Soma katliamı yaşandı Türkiye’de”
Çalışma Bakanı, Haziran 2023’te göreve gelmişti. O günden bugüne 4 bin 836 emekçi öldü. Soma faciası oldu, bütün dünya Soma’ya baktı, bütün Türkiye Soma’yı izledi. Neredeyse 1 ay bütün televizyonlar 3 hafta Soma’da madenin ağzından verdiler akşam ana haberlerini. Bütün gazeteciler oradaydı ve ne diyorduk, ‘Soma’yı unutursak yüreğimiz kurusun.’ İlk gün mahkemenin kapısında kilometrelerce kuyruk vardı. Son gün, öldürdükleri kişi başına 5’er gün yatıp çıktıklarında içeride 180 kişiydik 300 kişilik mahkemede. ‘Soma’yı unutursak yüreğimiz kurusun’ sözünü çok beğenip hashtag yapanlar, altyazıda yazanlar orayı bıraktılar, kaderine terk ettiler. Sadece bu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı geldiğinden beri 30 ayda 16 tane Soma katliamı yaşandı Türkiye’de, 4 bin 836 kişi. O yüzden öyle toplu olunca, çarpıcı olunca bunların üzerinde çok ciddi konuşmak, büyük büyük laf etmek değil. Esas Erdoğan ikinci kez şeçilip de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen yapı içinde hızlı karar alan… Denetim yok, bir kere oy veriyorsun, 5 sene söz hakkın yok, bakana soru sormak yok. Çağırıp da hesap sormak, tekrar oya sunmak yok sistemde. Kartalkaya’da 78 kişiyi, 36’sı çocuk cayır cayır yakan adam kasıla kasıla geziyor. Burada 16 tane Soma katliamı yaşanmış, bu faciada gidip de bakmamışlar, bugün Meclis’te Plan ve Bütçe Komisyonu’nda oturuyor, ona gensoru veremiyorsun.
Daha bir hafta önce Gebze’de çöken binada 4 yurttaşımızı kaybettik. İlk dakikalarda ‘Metro inşaatıyla alakası yok’ diyen Ulaştırma Bakanı şimdi yavaş yavaş yanlamaya başladı. Gidip ona bunun hesabını soramıyorsun. Böyle bir rejim, düzen olmaz. Türkiye’de her 5 çocuktan bir tanesi çalışıyor. MESEM ile çalışmaya zorlanan çocuk sayısı 2 milyonu geçti. Çalışma Bakanlığı’nın bütçesinde çocuk işçiliğiyle mücadele edilsin diye bir ödenek kalemi var. 2023 yılında buraya 41 milyon para ayrılmıştı. Geçen sene 28 milyona düşürmüşlerdi. Bu sene bin lira koymuşlar. Para koymamışlar, sıfır yazamadıkları için iz ödenek koymuşlar. Bu sene orayla ilgili, 2 yıl önce 41 milyon ayırdıkları çocuk işçiliğiyle mücadeleye bu sene bütçe dahi ayırmamışlar. Aynı bütçede MESEM üzerinden patronlara verilmek üzere teşvik kalemine ise 6 milyar lira koymuşlar. Bir tarafa bin lira, bir tarafa patronlar için, MESEM’de çocuk çalıştırsınlar diye teşvik kalemine 6 milyar lira koymuşlar. Görevi sürecinde 16 tane Soma katilamı olan, çocuk işçilikle mücadeleye para koymayan, çocuk işçilik sistemine teşvik koyanların, Kartalkaya’nın baş sorumlularının, Gebze’de çöken binanın sorumlularının pişkin pişkin oturup bir gensoruya dahi muhatap olmadıkları düzenin adına AK Parti’nin kara düzeni diyoruz. Mutlaka bu düzenin sonunu getireceğiz.”
(SÜRECEK)

